İçimizden biri bakan olsun diye yıllardır beklentisinden vazgeçmeyen turizm sektörü “İşte size içinizden bakan” dendiği zaman ne kadar mutlu oldu?
Olmadı değil mi? Olamazdı…
Sektörün içinden kim bakan olsaydı yine mutlu olamayacaktınız!
Çünkü turizmin sorunları bir bakanlık ile çözülemeyecek kadar çok, istekler bir bakanın yetişemeyeceği kadar çok.
İçimizden gelen bakan sadece bazı şeyleri hızlandırabilir veya önleyebilirdi.
Yani umutluydunuz yine de…
Sonra güncel gelişmelere baktınız. Turizm Ajansı katkı payı ve konaklama vergisi ile neredeyse sektöre %3’e varan ek vergi yükü sizi huzursuz etti. Mırıldanmaya başladınız değil mi?
Sanki sektörden biri bakan olunca her şeyin toz pembe olacağına bir anda her problemin çözüleceğine inandınız. Dünya ve ülke gerçeklerini, global ekonomiyi ve diğer parametreleri hiç düşünmediniz.
O yüzden mesele içimizden birinin bakan olması değil...
Sorun ‘içimizden biri’ değil, sorun, içimizden biri gelsin diye tutturanların içeride bir olamamaları…
STK ve meslek birlikleri ‘içimizden biri’ diye bakanla temas kurdular, güncel gelişmelerde niyetlerini net ortaya koyamadılar; neredeyse birkaçı dışında rahatsız oldukları konular varken bile hep destek açıklamaları yaptılar.
Sayın bakanın da istese yapılan yeniliklerde sektörü ikna edip yanına alabilecek fırsatları vardı ancak kendisi bunu tercih etmedi. Sonuçta herkesin kendine göre bir yöntemi vardı.
Turizm Tanıtma Ajansı ilk ortaya atıldığında hatırlayın dünyada benzerleri var diye herkes koşulsuz destek verdi. Dünya değişip pazarlamada farklı çözümler ararken biz denenmiş olanı yeni denemeye başladık. Üstelik bambaşka kurallarla. Kuramsal tarafına değil pratiğe kitlendiniz. Zülfü yare dokununca mırıldandınız. Temsil hakkı ihtimaliniz kaybolunca sesiniz yükseldi. Yine de "yok" diyemediniz.
Turizm sektörünün ortak paydada bir araya gelebildiği bir düzlemi yok. Turizmin bundan 15-20 yıl önceki kronik sıkıntıları görece devam ediyor.
Bakıyorsunuz ülkemizin en kıymetli konaklama örgütünün yetkilileri durmadan bakanlığa gidip sürekli değişen bakan yardımcıları ile pozlar verip sosyal medyada paylaşıyor. Ancak ne konuşuluyor, nereye varılmak isteniyor belli değil!
Dediğim gibi konu “içimizden biri” değil, bizzat “içimiz”.
Bu sektörün sarsılıp kendine gelebilmesi için esas sorun besleyemeyeceği kadar fil varken Timur’un verdiği 2 fili daha beslemeye çalışması. Çünkü Nasreddin Hoca’nın arkasından gidecek köylüler yok!
Not:
Hatırlarsanız TÜRSAB seçimleri öncesi www.turizmajansi.com daha önceki seçimde olduğu gibi bir anket yaparak sonucu doğru bildi. Ankette kadın isimlerin azlığı eleştirilmişti. Hoş bu anket olmasa da durum yine böyleydi ve kimse zaten pek bu gerçeği konuşmuyordu. Anket herkesi tartışmaya itti. Bu anket sayesinde bugün TÜRSAB’da hemen her kurulda kadınlar var. Herkes o dönem Turizm Ajansı’na tepki göstermişti. Sanırım herkesin Turizm Ajansı’na önce bir teşekkür borcu var. Özür dilemek gibi teşekkür etmek de güzel bir eylemdir!
Saygı ve sevgilerimle...
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.