Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras Hürriyet'ten Ayşe Arman'a Bodrum'daki ünlü projelerle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Kaçak olan kısımlarının yıkımına geçtiğimiz günlerde başlanan 330 villa ve bir otelden oluşan Besa Grubuna ait “The Bo Viera” projesinde bir çevre felaketi yaşandığını belirten Aras, " Bodrum’un doğal yapısını bozdular, bozmaya da devam ediyorlar. Kesinlikle önüne geçmek lazım. Siz bir coğrafyayı, uygun bir şekilde yapılaşmaya açarsanız, eğimine uygun bir şekilde, bitki örtüsünü, doğayı koruyarak... Sıkıntı yok. Ama bunlar tamamen bir tepeyi dümdüz ediyorlar! Ne kayası kalıyor, ne taşı ne hayvanı ne bitkisi. Resmen tahrip ediyorlar. Yetmezmiş gibi bir de deniz dolduruluyor! Sonra binayı yapıyorlar, bu da böyle bir proje..." diye konuştu.
Turizm alanı olarak belirlenmesini sağlıyorlar
Bu projenin yapıldığı yerin SİT alanı olduğunu ifade eden Aras, " Ama Turizm, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan buranın turizm alanı olarak belirlenmesini sağlıyorlar. Çünkü Bodrum’un “imar plan yetkisi”nin, yüzde 60’ı Turizm Bakanlığı ve Çevrecilik Bakanlığı’nda. Bizde değil. Bu artık orada ilişkilere bakıyor, tepedeki siyasal ilişkilere. Sit alanları, otel ve turizm yatırımında kullanılmak üzere turizme açık alanlara dönüştürülüyor." diye konuştu.
Turizm artı konut imarıyla büyük yapılaşmaya gidiliyor
Aras sözlerine şöyle devam etti: " Sonra görülüyor ki, “turizm artı konut imarı” adı altında bir yol var. O yolla da mesela “Yüzde 30’unu otel yapacağım, yüzde 70’ini konut yapacağım!” diyor. Tabii o zaman orası sadece turizm yatırımına değil, bu sefer büyük bir yapılaşmaya da teslim oluyor. Ben göreve geldiğim ilk günden beri bununla mücadele ediyorum. Özellikle de Gündoğan’daki çevre felaketiyle. Bu işi medyaya taşıdım, bu mücadelenin sözcülerinden biri oldum. Allah'tan bu söylediğim türden 8 proje durduruldu.
Böyle bir rezalet dünyanın hiç bir yerinde yok
Bizden önceki yönetim tarafından. Mehmet Kocadon döneminde verilen projeler bunlar. Bunlar arasında Aspat’taki Ant Yapı var. Oysa orada doğal bir azmak vardır ve orası antik bir kenttir. O antik kentin dibinde azmağın da ekolojik yapısını bozarak içine kanallar yapmak istiyorlar. Bu tabii korkunç bir şey. Ama Devlet Su İşleri’nden “dere ıslahı” diye izin almışlar. Nasıl verilmiş bilmiyorum ama verilmiş. Bunlar ne mi yapmak istiyorlar? Azmağın yanındaki sazlıkları falan olduğu gibi betona çevirecekler, oradan suları içeri verecekler ve sokaklar Venedik gibi sözde kanal olacak. Böyle bir rezalet yok dünyanın hiçbir yerinde! Orası balıkların üreme merkezi bir azmak. Orayı ağır şekilde tahrip ediyorlar. Biz projeye onay vermemişiz. Onlar Devlet Su İşleri’nden alıyorlar. Bize tadilata getirecekler, tabii ki kabul etmeyeceğiz ve yargıya taşıyacağız.
ÇED raporu alabilmek için projeyi 3'e bölüyorlar
Ayşe Arman'ın 'Besa nasıl Göndoğan’da doğayı bu kadar tahrip ederek bir proje başlatabilmiş ki?' sorusunu Ahmet Aras şöyle cevapladı: " O proje, eski Ankara Sanayi Odası Başkanı Salih Bezci’nin projesi. Başka ortakları da var. Ama Besa şirketi, sadece Bezci’ye ait gözüküyor. Nasıl yapıldığına gelince... Bu işler belli izinler alınmadan olmuyor. Burada ilk önce ÇED gerekli aslında. Çünkü 400 konut ve 200 oda var. Bunlar, “ÇED gerekli değildir”i alabilmek için projeyi 3’e bölüyorlar: Konut, otel ve sahil dolgusu diye. Ve o ölçüden çıkarıyorlar ve “ÇED gerekli değildir” diye 3 ayrı rapor hazırlatıyorlar. Çünkü ÇED gerekli dese denizi dolduramayacak. Ama ÇED’den çıkarıyor, denizi dolduruyor. Resmen katliam bu! O bölge Poseidon çayırlarının olduğu yer, fokların üreme alanı...
'Yap, sat ve kaç'...Öyle bir şey yok
İyi yatırımcıların yanındayız. Güzel yapsın, doğaya uygun yapsın, ekolojiye, turizme katkı sağlasın. Bunlar tamam. Ama sadece “Yap, sat ve kaç.” Öyle bir şey yok! Ona izin vermeyeceğiz. Herkes, Bodrum’a yaptığı yatırım karşılığında borcunu ödeyecek bu memlekete. Sokağına yatırım yapacak, düzgün proje yapacak, doğaya yatırım yapacak...