Bir Çınarın Gölgesinde: 52 Yıllık Bir Kurumu Unutmak…

Bir çınar düşünün; 52 yıl boyunca, yani yarım asırdan fazla her türlü krize rağmen dimdik ayakta durmuş, kökleri derinlere inmiş, dalları her yöne uzanmış, gölgesinde binlerce insanı ağırlamış. Bu çınar, sadece bir ağaç değil, bir milletin, bir sektörün, bir kültürün sembolü olmuş. Fırtınalar gelmiş geçmiş, rüzgarlar sert esmiş, ama o hep yerinde kalmış, her yeni gün doğuşunda daha da güçlenmiş.

Bu çınarın adı Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB). 15 bin dalı, binlerce gövdesi ve sayısız yaprağıyla turizmin tam kalbinde yer alan bu çınar, şimdi ne yazık ki yeniden bir fırtınanın tam ortasında.

Ancak bu kez fırtına dışarıdan değil, aslında kendi içimizden esiyor. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ironik bir şekilde, bir zamanlar yönetimine gelmek için sahada bilfiil çalıştığı, köklerinin bir parçası olduğu bu çınarı küçümseyen sözleriyle bugün tarihe yazdırdı kendisini yeniden.

Ne gariptir ki, o zamanlar bu çınarın gölgesine sığınmak ve dallarından birini yönetmek isteyen bir insanın, bugün aynı çınarı söküp atma hevesine kapılması ibret verici bir tablo oluşturuyor. Hâlâ bizzat şirketinin bu kuruma üye olduğunu bilmek ise bu duruma ayrı bir ironi katıyor.

Elbette eleştiri, gelişimin olmazsa olmazıdır, ancak eleştiri yerini küçümsemeye, saygısızlığa ve karalamaya bıraktığında o eleştiri, kişisel husumetlere yenik düşer. Bakanlık gibi büyük ve sorumluluk gerektiren bir makamdan beklenen, birlik ve beraberliği inşa etmek, sektöre yön verenlerle uyum içinde çalışmaktır. Ne yazık ki, geçmişte o dallardan birini yönetmek için çaba harcayan birinin, bugün aynı dalları budamaya çalışması bir ikilem yaratıyor. Eleştirinin yapıcı olması gerekirken, bu süreç kişisel bir çatışmaya dönüşüyor.

Kaldı ki kendisi de üyesi olduğu bir kuruma saygı göstermeyen bir yöneticiden, sektörün diğer paydaşlarına nasıl adil davranması beklenebilir?

TÜRSAB, 52 yıllık tarihinde birçok kriz atlatmış, binlerce üyeyi tek bir çatı altında toplamış bir kurumdur. Bu çınarı, köklerinden söküp atmak isteyen her kasırga sadece kendi gücünü tüketir. Çünkü bu çınarın kökleri yalnızca kendi üyeleri değil, aynı zamanda Türkiye’nin lokomotifi turizm sektörüdür.

Sektörde etik değerlerin, nezaketin ve devlet üslubunun önemini hatırlatma zamanı gelmelidir. Herkes, özellikle devletin en üst makamlarında yer alanlar, bu ilkelere bağlı kalmalı, kişisel husumetlerini bir kenara bırakarak sektöre gerektiği gibi hizmet etmeli, makamlarının gereğini yerine getirmelidir.

Devlet makamı, güç gösterisi yapma yeri değildir. Bu makamlar, toplumu birleştirici, sektörü geliştirici bir duruş sergilemelidir. Eleştiriler saygı çerçevesinde yapılmalı, yapıcı diyaloglar kurulmalıdır. Zira unutulmamalıdır ki, bir çınar kolay kolay devrilmez, ama devirmeye çalışanlar o gölgenin dışında kalabilirler. Turizmin gelişmesi için birlik şarttır ve bu birlik, incitici sözlerle değil, karşılıklı anlayış ve işbirliği ile sağlanır.

Bugün turizm sektörünü ileriye taşıyan her acente, bu çınarın bir yaprağıdır. Bu yapraklar, her şeye rağmen yeşermeye devam edecektir. Unutulmamalıdır ki rüzgâr ne kadar sert eserse essin, çınarın kökleri sağlam kaldığı sürece, dalları yine uzanacaktır.

Son söz; “Bir milletin büyüklüğü, birlik ve beraberlikle mümkündür.” Mustafa Kemal Atatürk