TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu, AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı.
Komisyonun bir mahkeme olmadığına işaret eden Altınok, "Burası araştırma komisyonu. Biz, hiç kimseye suçlu veya suçsuz diyebilme, hüküm verme noktasında değiliz. Biz, sadece yangının başlangıcından oluş anı ve sonrasına kadar geçen süreci ve bundan sonraki süreçlerin nasıl yürütülmesi lazım geldiğinin değerlendirmesini yapıyoruz" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Bakanların ve Bolu Valisi'nin de komisyona gelmesi gerektiğini belirterek, "Bunlar gelmediği sürece, biz de bu görüntüleri, bilirkişi raporlarını sosyal medyada okuduğumuz sürece inanın komisyonun yaptığı hiçbir yere varmayacak" değerlendirmesinde bulundu.
Ardından sunum yapan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, otelin bulunduğu alanın Bolu'nun Seben ilçesinin mülki sınırları içinde olduğunu belirterek, "Bu otel, emlak vergisini dahi Seben Belediye Başkanlığına ödüyor" dedi.
Otelin 1990'lı yılların sonunda 3 bin 224 metrekare olarak Bayındırlık İl Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırıldığını söyleyen Özcan, "Yanan otele baktığımızda yaklaşık 16 bin 300 metrekare. Burada 4 kez tadilat yapılmış. Yani 3 bin metrekareden 16 bin metrekareye 4 ayrı tadilatla büyütülmüş. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14'üncü maddesinde açık olarak şu söyleniyor; 'Belediye, kendi sınırlarında ve meclis kararı alması halinde mücavir sahaya hizmet götürmekten sorumlu" diye konuştu.
“Burası kesinlikle bizim yetki ve sorumluluk sahamızda değil”
Otelin bulunduğu alanın Bolu Belediyesi’nin mücavir sahasına bile oldukça uzak olduğunu dile getiren Özcan sözlerine şöyle devam etti:
"Biz, bu otelin 1997'deki inşaat ruhsatını da sonra iskan ruhsatını da vermedik. Sonrasındaki tadilat ruhsatlarına da onay vermedik, yapı kullanım onayını da biz vermedik çünkü bizim sınırlarımız dışında. Otele işletme ruhsatı veren de Özel İdare. Burası kesinlikle bizim yetki ve sorumluluk sahamızda değil. Hukukçu arkadaşlarımız bilir, bizim bu oteli de hiçbir şekilde resen denetleme yetkimiz yok. Sadece talep halinde bu tür yerlere gidip, inceleyip, şartları uyuyorsa 'Yangına Uygunluk Raporu' verme şansımız var. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu var. Burada il genelindeki bu tür olaylarla ilgili sorumluluk tamamen Vali'ye ve onun başkanı olduğu Özel İdare'ye verilmiş."
Özcan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ise "Turizm Sertifikası" vererek "işe dahil olduğunu" ifade ederek, "Onu nereden söylüyorum? 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu var... Turizm Teşvik Kanunu incelendiğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının Turizm İşletme Belgesi'ni verdiği yerlerde insan, çevre ile can ve mal güvenliğinin sorumluluğunun Kültür ve Turizm Bakanlığında olduğu açıkça 30. 34. 37. maddelerinde, hatta 1. ve 3. maddelerinde tarif edilmiş" dedi.
Tartışmalara konu olan 70 metrekarelik alanın otele dahil bir işletme olarak görülmediğini ve ruhsatı olduğunu söyleyen Özcan, "70 metrekarelik kısım, önceden de var ve otelden ayrı bir işletme olarak görünüyor. Otele dahil bir işletme olarak görülmüyor. Ruhsatı var. Sahibini değiştirmişler. El değiştirdiği için yeni ruhsat talebinde bulunmuşlar. Orası önceden beri faaliyet gösteren bir yer. Otelin ruhsatını veren biz olmadığımız için ruhsatında bir sorun olup olmadığını bilemem. Bu tip yapıların sıkıntısını bakanlık biliyor. Yangın uygunluk belgesini alma süresini iki seferde uzatıldığı ve tamamlanmadığı halde bir yıl sürede ‘sürdürülebilir turizm sertifikasını’ bakanlık ruhsatı tartışmalı olan otele vermiş" diye konuştu.
Özcan, Turizm Teşvik Kanunu'nun 30. maddesine dikkati çekerek, "Burada, Turizm Belgesi verilmiş otellerin tamamının denetim yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına ve/veya akredite edilmiş denetim firmalarında olduğu açık bir şekilde yazılıdır. Ben burada kimseyi suçlamak veya kendi kurum çalışanlarımı aklamak için bunları söylemiyorum" ifadesini kullandı.
“Her yıl periyodik olarak kontrol etme ve denetleme görevi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda”
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik uyarınca yangındaki en büyük sorumlunun yapı sahibi olduğunu belirten Özcan, şunları söyledi:
"En büyük sorumlu o tabii ki... 'Yapı ruhsatı vermeye yetkili idare' diyor. Bu idare kim? İl Özel İdaresi, onun yetki alanına giriyor. Yine yönetmelik, sigorta şirketlerini denetimlerde yetkili saymış. Yine denetimle ilgili de şunu söylemiş, 'ilgili olduğu bakanlık', yani Turizm İşletme Belgesi veren bakanlık, 'ruhsat vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşlarının müfettişleri' ki bu Özel İdare müfettişleri veya 'denetim elemanları tarafından gerçekleştirilir' diyor. Turizm Yatırım, İşletme Ve Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Yönetmelik'te açık bir şekilde Turizm Belgeli işletmelerin her yıl rutin olarak can ve mal güvenliği dahil olmak üzere her konuda denetleneceği hüküm altına alınmış. Yani bu otelde bir rutin denetim yapma yetkisine haiz olan Özel İdare. Her yıl periyodik olarak kontrol etme ve denetleme görevi Kültür ve Turizm Bakanlığında."
"Bir kurum da 'sorumlu benim kardeşim’ desin cesurca"
Başkan Altınok'un, ilgili yönetmeliğe göre "periyodik denetim" ibaresinin olup olmadığına dair sorusuna Özcan, "Var efendim, her yıl yapmak zorunda ve zaten 16 Aralık'ta, yani yangından yaklaşık 1 ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri gelip oteli denetlemişler, yangından 1 gün sonra rapor vermişler. Yangın 22 Ocak. Kültür ve Turizm Bakanlığının o gün tarihli raporu var. Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolörleri her yönden incelemesine rağmen yangın önlemleriyle hiçbir bulgu ortaya koymuyor" yanıtını verdi.
Sözlerinin devamında "Bir kurum da 'sorumlu benim kardeşim’ desin cesurca" diyen Özcan, "Size yeminle söylüyorum, şerefimle yemin ediyorum. Şu olay, Bolu Belediyesi’nin mücavir alan sahasında veya belediye sınırı içerisinde olsaydı, sorumluluğumuz var mı yok mu demeden, namusum üzerine yemin ediyorum ki aynı gün istifa etmiştim" dedi. Özcan, 32 maddeden oluşan tespit ve önerilerini de sunumunda komisyon milletvekilleri ile paylaştı. Belediyelerdeki itfaiye teşkilatlarının kurulacak "Yangın Genel Müdürlüğü" veya "İtfaiye ve Acil Durum Planlama Genel Müdürlüğü" adı altında birleştirilmesi gerektiğini söyleyen Özcan, itfaiye raporlarının geçerliliğinin hangi hallerde sona erdiğine dair mevzuatta açık bir ifadenin yer alması gerektiğinin altını çizdi.
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Erdem mevzuattaki dağınıklıklara ve kurumlar arasındaki ilişkilerdeki sıkıntılara değinerek belediye yetkililerinin oteldeki eksiklikleri görmesine rağmen neden Bolu Valiliğine ya da yetkili kuruma bildirimde bulunmadığını sordu: “Burada esas olan şu: İşletme sahibi Bolu İtfaiyesine müracaat ederek burada bir yangınla ilgili bir rapor düzenlenmesini talep ediyor ve Bolu İtfaiyesinden görevlisi arkadaşlarımız geliyor, 8 tane ana madde eksikliğini tespit ediyor, bunları işletme sahibine sunuyor, işletme sahibi de diyor ki: ‘Biz bu 8 eksikliği otelin tüm bünyesinde gideremeyiz. Ne yapmamız lazım?’ ‘O zaman bu verdiğiniz dilekçeyi geri çekin, aşağıdaki 120 metrekarelik müştemilata kafe ruhsatıyla ilgili yeni bir rapor düzenleyin.’ Sonradan oraya, 70 metrekarelik yere itfaiye bir rapor veriyor. Şimdi, burada üzerinde durulması gereken şu: Eğer bu otel Bolu il sınırları içerisinde olsaydı -mücavir alan- belediye sınırında diyelim ki Valilik Konağı'nın yanındaki bir otel aynı itfaiye eri gitti, 8 eksiği buldu, işletme sahibine söyledi, işletme sahibi ‘Ben bunu gideremiyorum, ben bu dilekçemi geri çekeyim, değiştireyim, şuradaki, aşağıdaki 70 metrekare ilave yerle takas edelim, dönüştürelim’ dese bu itfaiye eri işletme ruhsatını da buraya veren başta Bolu Belediyesi olmuş olsaydı aynı duyarsızlığı tekrar eder miydi? Burada bir kamu görevlisi olan itfaiye erimiz veya şefimiz, müdürümüz oradaki eksiklikleri buraya işletme ruhsatı veren ilgili kurum, birim kimse bunu ihbar etmesi gerekirdi; illa rapor düzenlemesine de gerek yok, yani bir kamu görevlisi olarak bu sorumluluğu üstlenmesi lazım.”
Erdem’in sorularını yanıtlayan Özcan, “Belediye itfaiye raporlarının verilmesine ilişkin uyulacak ‘Usul ve esaslar’ bölümünde yani yönetmelikte açıkça şu söyleniyor: Belediye İtfaiye Teşkilatını ‘Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik'in ilgili maddelerine göre, yangına karşı alınan önlemleri gösteren itfaiye raporunun düzenlenmesi için ek 15 başvuru formu ile -burası çok önemli- başvuru sahibinden iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı vermeye yetkili idareden veya ilgili bakanlıktan müracaat gelmesi hâlinde’ diyor; müracaata bağlamış. Burada 8 eksikliği tespit etmiş arkadaşlarımız. Ki ben bunları yangın günü öğrendim, gerçekten de bilmiyordum. ‘Biz 8 eksiği gideremedik. bundan dolayı dilekçeyi geri çekiyoruz’ dememişler ve başka bir belediyeden de alma şansları var bunu, Gerede, Dörtdivan ve Seben'den. Arkadaşlarımızın bunu bilebilme şansları yok zaten; hani onlar aldılar mı, almadılar mı; bunu araştırması gereken, ruhsatı veren özel idare. Şimdi, 70 metrekarelik kısım için ayrı bir müracaat yapılıyor, oraya da gidiyorlar. Bu arada niye müracaatları bize yapıyorlar? Yetkili itfaya olduğumuz için değil, daha yetkin olduğumuz için” şeklinde konuştu.
“Bolulu yetkililer olarak oturduk, eksikliklerimizi gözden geçirdik”
Özcan, "Gerek bizim yetki sahamızda, gerek bizim yetki sahamız dışında bizden talep edildiğinde biz kendi yetki sahamızda zaten rutin incelemelerimizi arttırdık. Yangın uygunluk belgeleri ile ilgili süre de koyduk. Her yıl tekrar gözden geçirme zorunluluğu getirdik. Yine belli iş yerlerine yangın uygunluk raporu tabii küçük büfeler için de isteniyor. Bazen bir haftada 100 tane istendiği de oluyor. Dolayısıyla başkanlara haber vermiyorlar. Ama ben onunla ilgili imza önergemizde bir değişiklik yaptım. Belli iş yerleriyle ilgili böyle bir rapor taleplerini bana da iletilmesi gerektiğini yazılı olarak da ilgili birime bildirdim. Umuyorum bir ay içerisinde ben şunu söyleyebilecek rahatlığa geleceğim. Türkiye'nin yani kendi yetki sınırlarımız içerisinde diyorum. Vali Bey bunu bütün ilde yapabilelim diye uğraşıyor. Birlikte de çalışıyoruz. Türkiye'nin en güvenli otelleri artık Bolu'da. Çünkü böyle bir facia yaşandı. Bolulu yetkililer olarak oturduk. Eksiklerimizi gözden geçirdik. Dolayısıyla bundan sonra, 'Yangına karşı en güvenli oteller Bolu otelleri' diyebilmek istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Ama biz bunu bütün ilde diyemesek de kendi bölgemiz için en geç bir ay içinde kamuoyuna ilan edeceğiz" dedi.
“Bizim burada herhangi bir yetkimiz, sorumluluğumuz yok”
Otelin bulunduğu alanın Bolu Belediyesi’nin mücavir sahasına bile oldukça uzak olduğunu dile getiren Özcan, “Bizim burada herhangi bir yetkimiz, sorumluluğumuz ne binanın yapımında inşaat ruhsatı verme, iskan ruhsatı verme, iş yeri açma ruhsatı verme konusunda tek bir yetkimiz yok çünkü tamamen bizim sınırlarımızın ve yetki alanımızın dışında. Bu yetki nerede? Özel İdarenin sınırları içerisinde. Dolayısıyla, inşaat ruhsatı, tadilat ruhsatı, iskan belgesi, yapı kullanım izin belgesi ve iş yeri açma ruhsatı da özel idare tarafından veriliyor. Burada denetim görevi kime ait? Denetim görevini de kanun belediye yüklemiyor. Kime yüklüyor? Turizim sertifikası veren Kültür ve Turizm Bakanlığına ve 6331 sayılı Yasa sebebiyle iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanı tarafından bir yılda bir denetlenmesi gerektiği gerekçesiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumuna, maalesef, bu görevi veriyor” şeklinde konuştu.
“Talep geri çekilince rapor düzenlenememiş”
Belediye yetkililerinin yangından önce otele gidip inceleme yaptıklarını ve eksikliklerin giderilmesi için otele 15 gün süre verdiklerini söyleyen Özcan, şunları kaydetti:
"Rapor falan yok, ortada sadece form var. Bu süre içinde taleple bağlı olduğu için ilgili otel yönetimi talebini geri çektiğinden, talep ortadan kalkınca işlem de ortadan kalkıyor. Yani bize diyorlar ki 'madem böyle bir rapor vardı niye bunu Bakanlığa bildirmediniz?' Sayın Başkanım, ortada rapor yok, bir form var. Talep geri çekilince de rapor düzenlenememiş. Zaten raporun uygunsuz olarak düzenlenmesi diye bir şey de yok. Dolayısıyla belediye çalışanlarının herhangi bir kusuru olduğunu düşünmüyorum."
Özcan, "Şu olay Bolu Belediyesinin mücavir sahasında veya belediye sınırı içinde olsaydı 'sorumluluğumuz var mı yok mu?' demeden namusum üzerine yemin ediyorum ki aynı gün istifa etmiştim" şeklinde konuştu.
Komisyonun 14 Mayıs tarihinde yapılması beklenen on beşinci toplantısında Bolu Valiliği yetkililerinin sunum yapması bekleniyor.