CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, 100 gün önce 36’sı çocuk 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangının ardından, “toplumun hafızasında derin bir yara, vicdanında kapanmayan bir acı” oluştuğunu belirtti. Yangının doğal bir felaket değil, kamusal denetim sorumluluğunun yerine getirilmemesinin sonucu olduğunu ifade etti.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı, yalnızca otellerin ‘kalitesini’ değil; insan sağlığı, can güvenliği ve çevre koruması gibi temel sorumlulukları da denetlemekle yükümlüdür… Buna rağmen, Bakanlık görevini yerine getirmemiştir. Denetimlerin özensiz ve yetersiz yapıldığı, açıkça tespit edilmiştir. Bu bir doğal afet değil; devletin görevini ihmal etmesinin sonucudur. Otelin işletme belgesini veren, denetim görevini yerine getirmeyen Bakanlık, sorumluluğun doğrudan merkezindedir” şeklinde konuşan Atalar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıklamalarının bilirkişi raporuyla çürütüldüğünü ifade etti.
Atalar, “Sayın Mehmet Nuri Ersoy, ekran karşısına geçip kamuoyuna yanlış bilgiler verdi. Ancak söylediklerinin tamamı bilirkişi raporuyla çürütüldü” dedi.
Açıklamasında, Bakanlığın ihmalleri gizlemek amacıyla raporları görmezden geldiğini savunan Atalar, bürokratların yargılanmaması için Bakan’ın koruma kalkanı oluşturduğunu söyledi. “Bakan Yardımcısı, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü, yardımcıları, kontrolörler… Toplam 9 bakanlık yetkilisi soruşturmadan muaf tutulmuş durumda. Adaletin değil, bakanın koruma şemsiyesi altındalar. Bilirkişi raporunda açıkça kusurlu bulunan bu kişiler hakkında, Bakan izin vermiyor. Sorumlular yargı önünden kaçırılıyor.”
Atalar, yangının ardından yapılan kamuoyu açıklamalarının “korsan” ilan edildiğini, ancak resmi bilirkişi raporunun bu iddiaları doğruladığını kaydederek, “Sayın Bakan, siz bu vebalin altında ezileceksiniz. Sorumluluk sizin, yetki sizin, denetim sizin, belge sizin, imza sizin, ihmal de sizin. ve bu ihmallerin üzerini örtmek için söylediğiniz her yalan, sizin ve bakanlığınızın suçunu daha da ağırlaştırmaktadır. Yalan söyleyen biri bu ülkenin bakanı olabilir mi” dedi.
TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı’nın “78 insanın hayatını kaybettiği yerde hiçbir kurum ‘ben sorumsuzum’ diyemez” sözlerini hatırlatan Atalar, bakanın hâlâ görevde kalmasını eleştirdi. “Bu ülkede yurttaşın can güvenliği artık kamu hizmeti değil; özel çıkarların insafına bırakılmış durumda. ve bu sistemin bedelini hep en savunmasız olanlar ödüyor. Belki o çocuk sizin çocuğunuz değildi. Ama bir komşunun, bir arkadaşın, bir başka şehirde bir başkasının evladıydı. Bu kader değil. Bu, siyasi bir tercihin sonucudur. ve bu tercihi yapanlar, bu düzene göz yumanlar hesap vermedikçe, benzer acılar yeniden yaşanır.”
Atalar, insan hayatının değerli olmadığı bir yerde kültür ve turizmin gelişemeyeceğini vurguladı.
“Kültür de, turizm de; ancak insan hayatının değerli olduğu, adaletin hüküm sürdüğü bir ülkede gelişir. İnsan hayatının değersizleştirildiği bir yerde ne tanıtılacak bir değer kalır, ne korunacak bir miras…”
Sözlerini sert bir ifadeyle sonlandıran Atalar, kamu görevlilerinin yargılanmasını istedi:
“Bu düzene göz yuman herkes görevden alınmalı ve yargı önüne çıkarılmalıdır. Adalet, ancak böyle sağlanır. Kamu vicdanı, ancak böyle rahatlar. Sayın Bakan, hukuk sorumsuzlarınızın kalkanı olmayacak. Adalet sizin imzanızla durdurulamayacak. Bu halk bu sefer unutturmanıza izin vermeyecek. 78 can, 36 çocuk için adalet istiyoruz. Sorumlular görevden alınsın, yargılansın. CHP olarak, sizin bu sessizliğinizi kabul etmiyoruz. Siz konuşmuyorsanız, biz susmayacağız. Siz hesap vermiyorsanız, biz hesabı sormaya devam edeceğiz.”