Muğla’nın Marmaris ilçesi İçmeler Mahallesi Kızılkum mevkiinde iş insanı Emin Hattat tarafından 30 yıl önce başlatılan ve iflasının ardından Sinpaş’a satılan otel inşaatı için ÇED’e gerek olmadığına karar verildi.
'Burada müthiş bir oyun var'
Gazete Duvar'dan Serpil Kurtay'a değerlendirmelerde bulunan Marmaris Kent Konseyi Çevreden Sorumlu Yürütme Kurulu Üyesi Halime Şaman konuyla ilgili “Burada müthiş bir oyun var” dedi.
Kayserili iş insanı Emin Hattat, 1988 yılında 150 dönümü ormandan tahsisli toplam 310 dönümlük denize sıfır arazide Hema-Que Otel Yatırım A.Ş. adıyla beş yıldızlı otel inşaatına başladı. Ancak 550 oda, 1100 yatak kapasiteli oteli, çeşitli nedenlerle bir türlü bitiremeyen Hattat 2006 yılında iflas edince inşaat da durdu.
Belediye lüks konuta izin vermedi
Uzun süre inşaat halinde duran bina, 2009 yılının aralık ayında Sinpaş Holding’e satıldı. İlk olarak buraya bin 400 adet lüks konut yapmak isteyen Sinpaş Holding’e İçmeler Belediyesi izin vermedi. Belediye, doğal doku bozulmadan tatil köyü ya da beş yıldız üzeri otel yapılması halinde yapı kullanım izni verilebileceğini bildirdi. Koyda, sadece otel yapılabileceği yönünde bir İmar Revizyon Planı hazırlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderen dönemin belediye başkanı Zeki Eren, Sinpaş’ın ısrarlı girişimleri sonrası “Yaptıkları takdirde hepsini yıkarım” cümlesini kurdu. Bunun üzerine Sinpaş geri adım atmak zorunda kaldı. Yeri geldi enkaz halindeki inşaat, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ile Afet ve Acil Durum (AFAD) ekipleri tarafından deprem tatbikatlarında kullanıldı.
'ÇED gerekli değildir' kararına tepki
Projeyi değiştirerek konut yerine devre mülk yapma gibi bir çözüm bulan Sinpaş A.Ş. otuz yıl aradan sonra buradaki inşaatı tekrar başlattı. Pandemi döneminde halka arzı yapılan ve piyasaya sunulan proje hakkında son olarak, 13 Ağustos 2021 tarihinde, yani bölge orman yangınlarıyla mücadele ederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. Böyle bir dönemde, bu kararın çıkması büyük tepki çekti. Hemen harekete geçen sivil toplum ve meslek örgütleri, yaptıkları araştırmalar sonucunda 2027’de tamamlanması planlanan projeyle ilgili birçok sorun tespit etti.
Marmaris Kent Konseyi Çevreden Sorumlu Yürütme Kurulu Üyesi Halime Şaman, bu süreçte periyodik olarak projenin geliştiğini, ruhsatın revize edildiğini ve inşaat yapılan alanın otuz yıl öncesine göre daha büyük bir alanı kapsadığını belirtti. Sinpaş’ın “ÇED gerekli değildir” kararını aldığı proje tanıtım dosyasında sadece 2518 No’lu parselin bulunduğuna dikkat çeken Şaman, “Halka arzdan önce, kanuni olarak gerekli olduğu için bir izahname ve değerleme raporu hazırlamışlar. Buralarda iki parselden söz ediliyor. Oysa inşaat yapılacak 1598 No’lu bir parsel daha var. Bu parsel üzerinde ihtiyati tedbir kararı var. Zaten proje tanıtım dosyasında bahsi geçen 2518 No’lu parsel için, 3194 sayılı İmar Kanunun 32. Maddesi gereğince belediyenin koyduğu şerh de daha sonra İl Müdürlüğü Yapı ve Kayıt Belgesi Değerlendirme Komisyonu kararıyla kaldırılıyor” dedi.
Jeotermal kaynakların kullanılabilmesi için sondaj izinlerinin alındığını söyleyen Şaman, bu kaynakların kullanılabilmesi için de “ÇED gerekli değildir” kararı verildiğini hatırlattı. Bu kararın 55. madde yerine, 43. maddeye göre verildiğini; yani sondajı yapılmamış, henüz bulunmamış kaynağın işletimi ve kullanımı açısından “ÇED gerekli değildir” kararı çıktığını belirten Şaman, henüz çıkmayan hatta olup olmadığının bile bilinmeyen bir kaynağın kullanılmasıyla ilgili bu kararın verilemeyeceğine dikkat çekti. “Demeye dilim varmıyor ama burada müthiş bir oyun var” diyen Şaman, şöyle devam etti: “Burası Marmaris limanına giriş ve çıkışın olduğu tek nokta. Orada olabilecek herhangi bir çevre kirliliği, hem kendini temizleme olanağına sahip olmayan iç denizi yani Marmaris Körfezi’ni hem de açık denizi etkileyecek. Burası çok kilit bir nokta. Proje dosyasına baktığımızda 200 metrekare alanda sondaj yapılacağı söyleniyor. Bu hayatın olağan akışında bunun yapılabilmesi imkânsız. Proje tanıtım dosyası hatalarla dolu. En temel sorun olarak, çıkartılan ve içerisinde toksit maddeler olacak sıcak suyun nereye boşaltılacağı yazmıyor. Böyle bir dosyanın onaylanma şansı olur mu, olmaz. Bu yüzden sanki çıkmış gibi işletimi üzerinden onay veriliyor.”
Şaman, bölgede çirkin bir bina yığını olduğunu, bunun da insanın içini acıttığını ifade ederek, “Yedi katlı bir bina yapıldı oraya. Doğanın dokusuna uygun, silueti bozmayan, kent kimliğini değiştirmeyerek artı değer katan proje olması bizim tercihimiz” diye konuştu. Projeyle birlikte tüm koyun ve kıyı kullanımının halka kapatıldığına işaret eden Şaman, kendi tapu sınırları içinde olmamasına rağmen, çok daha ileriye “özel mülk” tabelasının konulduğunu ve giriş çıkışların engellendiğini söyledi.
Resmi kurumlara onay için sunulan dosya ile halka arz için sunulan dosya arasındaki farkları dile getiren Şaman, proje tanıtım dosyası iki etap üzerinden oluşturulurken, izahname ve değerleme dosyalarında projenin dört etaptan oluştuğunun beyan edildiğini belirtti. Şaman, proje dosyasında, “9 bin 600 metrekare alana sahip marina alışveriş merkezinden söz edildiğine dikkat çekerek, “Marina ifadesi tanıtım filmlerinde de kullanılıyor. Eğer orada bir marina yapılacaksa ve bunu halka sunuyorsan marina projesi için izin ya da bildirim neden hiçbir yerde yok? Bu açıklanmaya ihtiyaç duyulan çok önemli bir nokta. Çünkü demek ki, siz sadece karasal alanda değil, deniz alanında da bir değişikliğe gidiyorsunuz” diye konuştu. Şaman, TMMOB ile birlikte yasal itiraz süresi içinde dava sürecini başlatacaklarını ve sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtti.
Yorumlar
İsmail alataş
22 Ağustos 2021, Pazar 09:41
+ Yorum Yaz