Hemen hepimiz korona virüs salgının yarattığı tahribatı toparlama gayretiyle yeni sezona hazırlanma amaçlı fuarlar maratonuna başladık. Ama bu sefer ki fuarlar bir farklı yapılıyor artık. Korona virüs salgınıyla birlikte biraz daha hızlanan sanal alem bu sefer turizm fuarlarını da içine alarak büyümeye devam ediyor.
Bu yıl ki WTM Virtual fuarı 40 yıllık tarihinde ilk defa dijital ortamda gerçek bir konsepte 9-11 Kasım tarihleri arasında her zamanki gibi Londra’dan yapılarak tamamlandı. Akdeniz çanağındaki turizmcilerin fuar takviminde ilk fuar olarak bilinen bu organizasyon, salgınla mücadele edilen bir dönemde büyük umutlar beslediğimiz yeni bir sezona hazırlık mahiyetinde olması bakımından önemliydi. Bu fuarın başka bir önemli yanı da WTM gibi büyük ölçekteki bir turizm fuarının ilk defa dijital ortamda yapılmış olmasıydı.
WTM Virtual Londra fuara katılım nasıldı?
Bu yıl ilk defa dijital ortamda yapılan bir turizm fuarına şahit olduk. Doğrusunu söylemek gerekirse geçmiş dönemlerde birtakım dijital fuar denemeleri yapılmıştı ancak turizm konusunda çok büyük fuarlardan birine katılım kadar nasıl yapılacağı hepimizin için merak konusuydu. O nedenle tıpkı benim gibi sektörden birçok meslektaşım bu fuarı dijital ortamda takip etmeye çalıştı.
Dijital platform üzerinden yapılıyor olması bakımından bir ilk olan bu fuara birçok ülke katılım göstermiş. Katılım gösteren hemen her ülke bu fuara çok iyi hazırlanmışlar. Açık konuşmak gerekirse katılım konusunda istekli davranmışız, ama hazırlık konusunda yeterli özeni gösterdiğimizi düşünmüyorum.
Örneğin Suudi Arabistan, Endonezya, Uzakdoğu turizm ülkeleri gibi gözümüze çarpan daha birçok ülke orada aktif bir şekilde temsil edilmiş. Filipinler, Kosta Rica, Ürdün, Yunanistan gibi ülkeler turizm bakanları düzeyinde katılmış. İngiltere kendi ülkesinde yapılan bu fuara oldukça iddialı bir şekilde hazırlanmış. Bu ülkenin spor, turizm ve dijital ve kültürel miras, medya bakanları orada. İnşallah Türkiye olarak bir sonraki fuarlarda daha hazırlıklı oluruz.
WTM Virtual fuar organizasyonu nasıl çalıştı?
En çok merak konularından biri fuarın sanal ortamdaki başvuru ziyaret ediliş biçimi oldu. WTM fuar organizasyonu oldukça başarılı bir hazırlık yapmıştı veya ilk defa böyle bir fuar gördüğüm için bana öyle geldi. Fuar organizasyonu sanal fuarı, katılımcılar (exhibitor), alıcı ve satıcılardan oluşan sektör temsilcisi (trade visitor, trade buyer) başlıkları altında toplayarak başvuruları bu şekilde almış. Her bir katılımcıya kendi profilini oluşturma fırsatı verilmiş. Yani katılımcılar tarafından bir nevi sanal stantlar açılarak ziyaretçilerin beğenilerine sunulmuş.
Ayrıca bu sanal ortamda trade visitor ve trade buyerlar da kendi profillerini oluşturmuşlar. Profiller oluştukça herkesin kendi aradığı veya pazarladığı ürünler bir yapay zekâ yardımı ile eşleştiriliyor veya sisteme işlenen veriler ışığında oluşan algoritma içerisinde ziyaretçi olarak siz de aradığınızı filtreleyip bulma şansına sahip olabiliyorsunuz. Bulduğunuz muhatabınız ile de sanal ortamda tanışıp iş birliğinizi başlatıyor veya geliştirebiliyorsunuz.
Fuar katılımcıları istedikleri panellerde önceden kayıt yaptırmak suretiyle konuşmacı olarak katılım sağlayabilmekteydi. Bu vesileyle bir nevi sponsorluk yaparak kendi markalarını turizm endüstrisinin profesyonellerinin ilgi gösterdiği bir sanal fuar ortamında sergilemeye, kaynak pazarlarla destinasyonları arasındaki iletişimi yönetmeye çalıştılar.
Fuar boyunca farklı konuların konuşulduğu konferanslar yapıldı. Birçok ülkeden üst düzey katılımcının bu konferanslara katıldığını ve kendi ülkeleri adına çok önemli çalışmalar yaptılar. Bazı ülkeler bakanlık düzeyinde katılım sağlarken, dünyanın önde gelen otel gruplarının ve tur operatörlerinin üst düzey katılımla temsil edildiğini gördük. Her bir temsilci katıldıkları konferanslarda binlerde turizm sektör temsilcisine dijital platformlar üzerinden seslenerek ürünlerini tanıtma fırsatı yakaladı.
Salgınla mücadele turizm rekabetinde önemli olmaya başladı
Türkiye olarak bu fuara nasıl hazırlandığımızı bir sonraki yazımıza bırakarak, 2021 yılı için neler yapıldığı ve daha nelerin yapılması gerektiği konusuna değinmek istiyorum.
2021 yılında kıyasıya bir mücadelenin olacağı kesin. Hemen her ülke kaybettiği pazar payını tekrar geri almak için kıyasıya bir rekabetin içinde olacak. Bu acımasız rekabette en önemli silahın fiyat olacağını da biliyoruz. Geçmiş dönemlerki kar marjlarına ulaşmak daha birkaç sene süreceği kesin ama bu rekabetçi ortamda fiyatlar kadar verilecek hizmetler ve salgın ile mücadele yöntemleri de çok etken olacaktır.
Türkiye olarak fiyat ve hizmet konusunda her zaman iddialıyız ve rakiplerimizden bir adım öndeyiz ancak salgınla mücadelemizi anlatmak konusunda aynı şeyleri söylemek mümkün mü?
Mesela, bu yıl Türk turizm sektöründe “güvenli turizm” adı altında uygulamaya sokulan tedbirler konusunda çok başarılıydık ve pazardaki rakiplerimizle birlikte yolcu karşıladığımız ülkelere de örnek olduk. Mesela Londra’daki fuarda bu başarımızı yeterince anlatabildik mi? İşte bu konuda henüz emin değilim.
Avrupa pazarındaki en büyük rakiplerimizden Yunan turizm bakanı bu rekabetçi ortamda Avrupa için çok önemli bir konu olan salgınla mücadelede kamuoyu doğru bilgilendirmenin öneminin farkına varmış ki katıldığı konferansta bu süreci nasıl yürüttüklerinden bahsetti. Bu fuarın ruhuna da uygun gelecek şekilde yapay zekâ gibi teknolojik cümleleri büyük bir özenle işin içine sokarak salgın sürecini nasıl kontrol etmeye çalıştıklarını anlattı. Rakip ülke Türkiye’nin büyük zaafı olarak gördükleri süreçle ilgili verileri çok şeffaf bir şekilde kamuoyu ile nasıl paylaştıklarının altını çizdi.
Bildiğiniz üzere, sağlık bakanlığımızın salgınla ilgili verileri açıklama biçimi hem yurt içinde ve hem de yurtdışında çok büyük tartışmalara sebep oluyor. Haliyle bu durum Türk turizm sektörü için çok önemli bir destinasyon olan Avrupa pazarında ciddi bir güvensizlik ortamı yaratıyor. Türkiye’nin salgın sürecine yönelik açıkladığı verilerin Avrupa da inandırıcılıktan uzak olduğunu bilen Yunanlı bakan, açıklamalarında sürekli şeffaflık vurgusunu yaparak adeta Türkiye yarasını kaşımaya çalıştı diye düşünüyorum.
Aslına bakarsanız rakiplerimiz açısından o kadar doğru bir taktik ki ülke olarak böyle bir algıya müsaade etmememiz gerektiği gibi bu konuda çok acil önlemler almalıyız.
Önümüzdeki kış ayları erken rezervasyon açısından çok önemli bir dönem. Türk turizmi açısından 2021 yaz sezonun nasıl geçeceği belki de bu kış, salgınla mücadele konusunda yapacaklarımıza bağlı. Bu dönemde salgını kontrol atında tutarak rakamların büyümesini ve yaz başına kadar uzamasını engellemeliyiz. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığımızın kamuoyu ile paylaşacağı verilerin dünya sağlık örgütünün kriterlerine uygun bir şekilde çok şeffaf açıklaması gerekiyor ki Avrupa’da kaybettiğimiz güveni tekrar geri kazanalım.
Aksi durumda hem erken rezervasyon satışlarımız olmayacak hem de geçtiğimiz yaz başında olduğu gibi önümüzdeki yaz başı Almanya ile tekrar masaya oturup sınırların açılması konusunda yeni pazarlıklar yapmak zorunda kalacağız. Bu tür pazarlıklar sezonun geç açılmasına sebep olacak ve belki de 2021 yaz turizm sezonunu ıskalayacağız.
Benden söylemesi.
Sağlıklı kalın lütfen.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.