Haberler

İstanbul Barosu’ndan, Kartalkaya faciasında ‘Turizm Bakanı sorumluluktan kaçamaz’ tepkisi!

İstanbul Barosu, Kartalkaya’da 78 kişinin öldüğü yangınla ilgili Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğu üstlenmemesine tepki gösterdi. Baro, facianın denetimsizlik ve düzenleme eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı.

İstanbul Barosu’ndan, Kartalkaya faciasında ‘Turizm Bakanı sorumluluktan kaçamaz’ tepkisi!

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Oteli’nde 21 Ocak 2025'te 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin de yaralandığı yangın faciasının ilk duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 7 Temmuz’da yapılacak. Aralarında otel sahibi ile belediye yetkililerinin de olduğu 32 sanığın yargılanacağı dava öncesinde İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, dava avukatları ve kayıp yakınları basın toplantısı düzenledi.

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, Kartalkaya yangınının sorumlularının yargı önüne çıkması gerektiğini vurgularken, Turizm Bakanı’nın sorumluluğunu hatırlattı:
“Türkiye’nin en büyük depremlerinin yaşandığı dönemin 35’inci günüydü ve seçimler 35 gün öne alındı. O sırada Sayın Cumhurbaşkanı, 22 Mart 2023 günü ‘Bütün bakanlar vekil olacak, seçime girecek, milletvekili seçilecek’ dedi ve öyle oldu iki bakan dışında… O ikisinden biri yok şimdi ve tek kişi devam ediyor. Bu da Turizm Bakanı. Herkes biliyor, oteller zincirine sahip ve büyük bir patron.”

Kaboğlu, bakanın görev alanında düzenleme ve denetim sorumluluğu olduğunu belirterek, “Bir tarafta acı çeken aileler, öbür tarafta ise büyük patronların bir tür dayanışma içerisinde olduğu, devletin arkalarında yer aldığı bir dengesizlik durumu. Bunun bilincinde olmak, aslında bu davanın yürütülmesinde karşılaşılacak olası engelleri teşhir etmek açısından da önemli… Eğer düzenleme ciddi yapılmamışsa, denetim ise sürekli olarak yıllardır aynı bakanın görev ve yetki alanında bulunuyor ama o hiçbir biçimde sorumluluğu kabul etmiyorsa, o zaman bunun sonucu cezasızlık olabilir” dedi.

“Düzenleme ve denetim zinciri koptu, bilgi kirliliği yarattı”

Facianın düzenleme ve denetim eksikliklerinden kaynaklandığını vurgulayan Kaboğlu, otel inşaatlarının doğa ve çevreye etkileri dahil pek çok alanda ciddi bir denetim mekanizması gerektiğini söyleyerek, “Otel inşaatı, çevre ve doğa içerisinde bu kadar büyük yatırımlar ciddi biçimde düzenlenir, sürekli denetlenir ve düzenleme-denetim zincirinde sorumlular bellidir. Kimin sorumlu olacağı bilinir ve adalet bunun sonrasında gerçekleşir” dedi.

Ancak Kartalkaya’daki olayda tam tersi bir tabloyla karşılaştıklarını ifade eden Kaboğlu, “Tanık olduğumuz bu ve benzeri olaylarda düzenleme gevşekliği, ihmal ve denetim sürecindeki aksaklıklar söz konusu. Üçüncü aşama ise tam da bilgi kirliliğinin beraberinde geldiği ve sürecin karartılmaya yönlendirildiği bir eşik olmuştur” şeklinde konuştu.

“Yasalar gelecek kuşakların hakkını çalıyor”

Meclis’te görüşülen bazı yasaların da kamu yararı adı altında kaynakları talan etmeyi kolaylaştırdığını belirten Kaboğlu şunları söyledi: “Meclis’te görüşülen yasalara baktığımız zaman ormanların, madenlerin talan edilmesinde kullanılan kavramlar, üstün kamu yararı, süper yetki gibi kavramlar… Gelecek kuşakların haklarını çalacak düzenlemelerdir.”
Bu düzenlemelerle birlikte sorumluların hesap vermesinin zorlaştığını ve cezasızlık riskinin büyüdüğünü vurgulayan Kaboğlu, “Devletimiz, devlet görevlileri pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemiştir ve şimdi sorumluluktan kaçmak için gerekli karartmayı yapmaktadırlar. Buna asla müsaade edilmemeli.”

Dava avukatlarından kamu görevlilerine soruşturma tepkisi

Dava avukatı Onur Fırat Kaynun, denetim mekanizmasındaki kamu görevlilerinin yargıdan kaçırıldığını belirterek şunları söyledi: “Olay yerinde o bedenler sıcakken, İçişleri Bakanı gelip ‘10 gün içinde bütün sorumluları bulacağız’ dedi. 6 ay geçti; geçen hafta Kültür Bakanlığı’ndan soruşturma izni verilmediğine dair kararı aldık.”
Kaynun, kararın 40 sayfa yazıldığını ve bakanlığın denetim yetkisini kabul ettiği halde sorumluluğu reddettiğini kaydetti.

“Denetimsizlik ve torpil düzeni sevdiklerimizi aldı”

Yangında eşi ve ailesini kaybeden Menşure Kaplan Akışlı, denetimsizliğin, torpil düzeninin ve hukuksuzluğun can aldığını anlatarak, “Torpil düzeni yüzünden eşimi kaybettim. Ben yaşadığım, büyüdüğüm ülkeye güvenemiyorum” dedi.

Akışlı, ülkesinde hukukun sadece zenginlere ve güçlü olana işlediğini vurgulayarak sözlerine şu ifadeleri ekledi: “Hukuk sadece zenginlerin, üst düzey yöneticilerinmiş gibi algılandı… Ben ülkeme inanmak ve güvenmek istiyorum ama inanamıyorum.”

“Çocuklarım tabutta kömür oldu”

Yangında damadı, kızı ve iki torununu kaybeden Ayşe Ekici de acısını şu sözlerle paylaştı:
“Benim çocuklarım poşetin içinde, yanmış bir şekilde ve tabut çivilenmiş bir şekilde elimize verdiler… Hak ettikleri cezaları almalarını istiyoruz.”
İstanbul Barosu ve kayıp yakınları, Kartalkaya faciasının başından sonuna kadar adil yargılanma süreci için takipçi olacaklarını, Turizm Bakanı dahil tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

Yorumlar (0)