23 Nisan… Bir bayramdan daha fazlası.
Bir devrimin çocuk kahkahalarıyla taçlandırıldığı, geleceğin rotasının çizildiği bir manifestodur.
O manifestonun her harfi, bu topraklarda atan milyonlarca kalbin ritmiyle yazılmıştır. Her kelimesi, ulusumuzun tarihinin derinliklerinden gelen bir yankıdır. Ve bu yankı, Mustafa Kemal Atatürk’ün şu öngörüsüyle daha da anlam kazanır:
"Geleceği, çocukların hayal gücüyle inşa edeceksiniz.”
Biz turizmciler, sadece otel rezervasyonları yapıp uçak biletleri düzenlemeyiz; bizler, bir ulusun tarihine dokunan hikâyelerin anlatıcıları ve bekçileriyiz. Farklı coğrafyaları ve kültürleri birbirine bağlayan köprüleriz. Sadece seyahat noktalarına değil, insanlara da dokunuruz. Eğer çocuklarımız tarih kitaplarında sadece çökmüş antik kentlerin enkazını ve bozulmuş kültürlerin izlerini bulacaksa, biz onlara aslında neyi miras bırakıyoruz? Geçmişi bugünle tanıştırırken, yarına ne anlatıyoruz? Çünkü çocuklar, sadece ülkenin geleceği değil, aynı zamanda tarihimizin taşıyıcılarıdır. Eğer onlara sadece taşlardan ve antik kalıntılardan bahsediyorsak, mirasımız ne kadar zengin olabilir?
Bugünün çocukları, bir seyahatin sadece gidilecek bir yer olmadığını anlamalı. Onlara, bir yolculuğun bir kimliğe dokunmak, bir ruhu hissetmek olduğunu anlatmak zorundayız. Her adımda, her keşifte çocukların gözlerinde açan yeni dünyalar var. Onlara bu dünyayı anlatmak, kendi köklerine ve geçmişine olan bağlılıklarını güçlendirmektir.
23 Nisan, turizmciler için şu soruyu daha net sormamızı gerektiriyor: “Bu topraklara dair hikâyeleri ne kadar koruyoruz?” Bir çocuğun gözünü kısarak uzaklara bakarken, ‘Benim ülkemi, benim tarihimi herkes bilsin!’ diyebilmesini sağlamak… Bu, her bir çocuğun içindeki sesin, sadece bugünün değil, yarının geleceği için yükselen bir çığlık olmasıdır.
Çocuklar, sadece ülkenin geleceği değil, onun en saf hayalleridir. Eğer onların gözlerindeki ışığı söndürürsek, bu topraklara dair her umudu da söndürmüş oluruz. O yüzden, çocukların hayal gücünü beslemek, onlara bu ülkenin mirasını hissettirmek, Atatürk’ün bize çizdiği yolda yürümenin en temel sorumluluğudur. Biz turizmciler, işte bu yüzden, her seyahat planında bir hayali, bir kültürü ve bir mirası koruma görevini üstleniyoruz. Çünkü çocuklar, geçmişimizin izlerini taşıyan ve geleceğe umut olan küçük elçilerimizdir.
O zaman bugün, Atatürk’ün çocuklara verdiği bu kutsal emanetin sorumluluğu ile sektörümüzü sadece bir ticari faaliyet olarak değil, bir uyanış hareketi olarak yeniden konumlandırmalıyız. Her otel odası, her restoran menüsü, her tur rehberi bu bilincin birer parçası olmalı. Yalnızca ziyaret edilen yerler değil, o yerlere duyulan saygı ve sevgi de gezginin kalbinde yer etmelidir. Çocuklar, bu mirası büyüterek bizlere bırakacak. Bu yüzden her adımımız, bir adım daha fazla hayal kurabilen bir çocuk için atılmalıdır.
"Geleceği Şekillendiren Hayaller" adını vereceğimiz bir proje, çocuklara hem kendi köklerini tanıtmayı hem de dünyayı keşfetmelerine olanak tanımayı amaçlıyor. Bu proje, turizmin sadece yetişkinlere yönelik bir olgu olmadığını, aynı zamanda çocukların gözünden de keşfedilmesi gerektiğini vurgular. Onlara kültürel mirasları, eski uygarlıkları, yaşadıkları coğrafyanın tarihini anlatmak, bu çocukları birer tarih koruyucusu ve kültür elçisi haline getirecektir.
Çünkü, 23 Nisan sadece çocukların geleceği değil, bizim de onlara bıraktığımız gelecektir. O gelecekte, ne antik kentlerimizi ne de kültürel mirasımızı hiçbir şeye feda etmemek için bugün harekete geçmeliyiz. Çocuklarımızı korumak, geleceğimizi korumaktır. Çünkü onlar, yalnızca birer birey değil; bir ulusun yeniden doğuşunun simgeleridir. Gelecek, onlardan bizlere emanet edilen bir mirastır ve bizler, o mirası koruyacak ve geliştirecek olanlardır.
Şimdi, Atatürk’ün vizyonuna ve bugünün çocuklarına bir kez daha selam duralım. Gelecek, onların hayalleriyle ve bizim onlara sunduğumuz olanaklarla yazılacak. Onlara bıraktığımız miras, yalnızca taş ve toprak değil, umut ve gurur olmalıdır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
Gökyüzü mavi, çocuklar mutlu, yarınlar ise onların hayalleri kadar parlak olsun!
Handan Atamer Engin
Marakeş’ten bildiriyor.
Yine bir 23 Nisan ve ben yine gurbetten, yüreğimdeki çocuk hüznüyle klavyeden dökülen satırlarla avunuyorum…
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.