TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de turizmci Cemal Kızıltan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “TÜRSAB Gündemi” programında, seyahat acentalarını yakından ilgilendiren konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kızıltan tarafından Bağlıkaya'ya yöneltilen sorular ve cevaplarının satır başları şöyle:
(Sorular ve cevaplar tarafımızca sadeleştirilmiştir)
Yeni yasayla otellere, havaalanı transferleri için yetki verileceğine dair iddialar var…
Öyle bir konu konuşuldu. Fakat bizim hazırladığımız yasa taslağımızda öyle bir şey yok. Bakan Bey’in de böyle bir şeye müsaade edeceğini düşünmüyorum. Endişelerimizi ve kaygılarımızı söyledik. Makul karşılandığını düşünüyorum. Fakat son metinde var mı yok bilemem. Aksi bir tutum 1618’i kökten yok etmektir. Transfer, mevcut yasanın seyahat acentalarını yetkilendirdiği ve acentaların yaptığı en önemli işlerden birisi. Binlerce acentayı direkt ilgilendiriyor. Ben böyle bir şeye bakanımızın da müsaade edeceğini zannetmiyorum. Otel transfer yapacaksa yasadaki 50 maddenin hiçbirinin anlamı yok demektir.
TÜRSAB'ın yeni yasa çalışmalarında Bakanlıkla anlaşamadığınız konular var mı?
Yüzde yüz mutabık kalacağız diye bir şey yok. Mutabık kalmadığımız konular da var. Bunlardan birisi TÜRSAB'a giriş ücretiyle ilgili. Biz TÜRSAB'a giriş ücretinin 400 bin TL olmasını istiyoruz. Bakanlığın önerisi ise 250 bin TL.
Bir diğer görüş ayrılığımız da giriş aidatlarında yaşanıyor. Biz yıllık aidatın giriş ücretinin binde 1’i olmasını, Bakanlık da binde 2'si olmasını istiyor.
Paket turun tanımında da bazı kelimesel farklılığımız var.
Belge devriyle ilgili ücret yüzdesinde de anlaşmazlığımız var.
Tur operatörlerinin teminat miktarıyla ilgili bizim önerimiz ve Bakanımızın önerisi farklılık gösteriyor.
Diğer bir ayrılığı, şube açılış ücretlerinde yaşıyoruz. Biz şube açılış bedellerinin merkez ofis bedeliyle aynı olmasını savunuyoruz. Çünkü aynı faaliyetleri yürütüyor. Bunun dışındaki bir uygulamanın haksız rekabete neden olacağını savunuyoruz.
50 maddelik yasada birkaç maddede anlaşmazlığımız var. Neticede biz taleplerimizi iletiyoruz. Sonuç olarak önerdiğimiz ve istediğimizden sorumluyuz. İsteklerimiz için Bakanlığa diretecek konumda değiliz.
Yeni yasa gecikiyor mu, TÜRSAB'tan farklı düşünenler mi var?
Biz TÜRSAB olarak yeni yasa çalışmalarında üzerimize düşen görevi yaptık. 40 gün boyunca bütün acentalardan önerilerini talep ettik. 300 küsur acenta bu çağrıya uydu. İhtisas başkanlıklarımızdan, bölge başkanlarımızdan görüş istedik. Gelen tüm görüşleri değerlendirerek yasa çalışmalarımızdaki önerilerimiz arasına koyduk. Dolayısıyla yasayla ilgili özensiz davranılmış gibi bir algı doğru değil. Gerçekten çok ciddi bir çalışma yürüttük. 26 kez toplandık Ankara'da. 50 maddelik bir taslak çıktı. Biz o çalışmayı teknik olarak bakanlık kadrolarıyla tamamladık. Mutabık kaldık ve bakanımıza sunuldu. Bakanımız başka derneklerin talepleri doğrultusunda görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler de tamamlandı diye biliyorum. Bizden çok ayrı talepler var mı bilemiyorum. Herkes kendi meslek grubunun menfaati çerçevesinde talepte bulunuyor. Talepler Bakanımız tarafından değerlendirecektir en son bizimle oturup konuşulacaktır.
Havayollarının biletlerini satan acentaların sorunları nasıl çözülecek?
Bu sorun yasamızın içinde haksız rekabet konusuna giren bir konu. Yeni yasamızda var. Havayolu şirketlerinin özellikle internet siteleri üzerinden acentalarla rekabet etmesinin yanlışlığını yetkililere anlatabilmek için 2 bin küsur imza topladık. Yasa çıkmadan ilgililere tekrar taleplerimizi ileteceğiz. Yasa çıktıktan sonra bu konuda hukuki hakkımızda olacak. Bununla ilgili endişemiz çekincemiz yok. Görüşürüz konuşuruz çözüme ulaşamadığımız yerde de yapmamız gerekeni yaparız. Havayollarının kendi sitelerinden bilet satma uygulaması dünyanın her yerinde var. Biz havayollarının sitelerinde acentalardan daha ucuz bilet satmasından şikâyetçiyiz. Havayollarının uyguladığı bazı kampanyalar çerçevesinde ürünü sadece kendi web sitesinden veya aplikasyonundan veya çağrı merkezinden satması ve yaptığı bir indirimde acenta kanalını devre dışında bırakarak uygulaması veya bazı ücret sınıflarını acentasına göstermemesi, fevkalade haksız bir rekabet örneğidir. Geçen hafta Birliğimiz Havayolu Bilet İhtisas Başkanımızdan havayolu şirketlerinin bilet kampanyalarında acentaların mağduriyetini giderecek bir tutum içine girebileceğini öğrendim. Biz bir kez daha THY'ye gideceğiz bunun düzeltilmesi için. THY'yle bu konu hallolursa diğerlerinin de hallolma durumu var.
U-ETDS sorununun çözümü için neler yapılıyor?
U-ETDS sorununu halletmek için Karayolları Düzenleme Genel Müdürlüğüyle bir iki toplantı yaptık. O dairenin yetkililerini Antalya'da bizzat operasyonun içine götürdük yolcu karşılamanın nasıl yapıldığını gösterdik. Çabalarımız sonucu turizm taşımacılarının zorlanacağı pasaport no, koltuk no gibi verilerin girilmesi gibi her şey düzenlemeden çıkarıldı. Yolcu bilgilerinin U-ETDS sistemine değil de seyahat acentalarının sistemine girilmesini talep ettik onu da kabul ettiler. Kültür ve Turizm Bakanlığıyla Ulaştırma bakanlığı protokol yapacak. Acentalar bilgileri bizim portalımıza girecekler. Onlarda görecek. Şu anda U-ETDS işlemlerini yapmayana ceza yazılmıyor, uzatma aldık. Acentalar sisteme alışsın diye. İncoming programından otomatik çekip okuyacak programlar yapılıyor şu anda. Piyasa şu anda kendini ona göre düzenliyor
UKOME'lerle yaşanan sorunlar için neler yapılıyor?
Bizim şu andaki sıkıntımız illerdeki UKOME’ler. Bir taraftan karayolları bir taraftan belediyeler. İki ayrı otoritenin bambaşka bakış açıları var. Karayollarıyla belediyeler arasında sorun var. Ulaştırma Bakanlığı bu sorunun çözümü için katılımcı belediyelerin yetkililerini Ankara'ya davet edecek. Biz UKOME'lerde acentalarının temsilcisinin de yer alması için Bakanlıklara müracaatlarımızı yaptık. Turizm taşımacılarının karar mekanizmasında yer almasının önemini anlattık. Biz UKOME’lerde olmak zorundayız.
Eski yönetim hakkında açılan davalar ve kapatılan şirketlere ilişkin son durum nedir?
Bağımsız denetim raporlarının tamamını savcılığa ilettik. Türkiye’de ceza davası açma yetkisi savcılıkların. Bizim kurum olarak takipçisi olabilme durumumuz yok. Ayrıca kimseyle de kişisel bir husumetimiz yok. Savcılığın incelemesi 6 ay mı sürer bir yıl mı sürer bilemem. Neticede detaylı bir dosya.
Mali suçları içeren kısmı için de defter kayıtlarını, bilançolarda tespit edilmiş usulsüzlükleri Maliye Bakanlığı'na ilettik. Maliye müfettişleri şu anda binamızda çalışıyor.
İki kanaldan süreç sürüyor. Biz görevimizi yaptık.
İbrayla ilgili de prosedürel bir davamız var. Genel Kurulda ibra edilmeyen aslında sayın başkandı. Fakat prosedür gereği bütün yönetime dava açtık.
TÜRSAB'a eleman alımları devam ediyor, yeni bir bina kiralanmış. TÜRSAB'ın bu kadar elemana ihtiyacı var mı?
TÜRSAB'ta kurumsallaşma ve çok ciddi yapılanma süreci içindeyiz. 50 kişiyle yapılması gerekirken 55 kişiyle çalışıyor olabiliriz ama şu anda nerede yangın varsa topyekûn giderek eleman takviyesi yaparak gitmeye çalışıyoruz. TÜRSAB’ta personel sayısı arttı doğru en az 60 denetçi aldık. Bölgelerde BTK yapılanmasını değiştirdik. BTK Başkanlıklarında ihtiyaca göre istihdam sağladık. Bu binaya sığmadığımız için yeni binaya geçilmesi gerekti. Yeni yeni departmanlarımız oldu burada bir sürü eğitim veriliyor. Burası bütün üyelerin kullanımına açık. Önceki yönetimin yaptığı denetim sayısı 3.240. Bizim bir yılımızda yapılan denetim ise 41 bin 200. Kaçak faaliyet tutanak sayımız 4 bin 720. Bu rakam yeni yasamız geldiği zaman çok daha fazla artacak. Yasa çıktıktan sonra cezalar ağırlaşıyor. Hapis cezaları geliyor. TÜRSAB ceza kesme yetkisine sahip olacak. Bu sayede kaçak çalışan sayısı azalacak. Tutanak sayımız düşecek. İnsanlar işlerini doğru yapmaya başlayacaklar.
“Korkup kaçacağımızı zannettiler”
Eski Başkan Başaran Ulusoy tarafından yönlendirilen, 100’den fazla haciz girişimiyle yıldırılmaya çalışıldıklarını anlatan Bağlıkaya, “Beceremeyip korkup kaçacağımızı zannettiler. Panik yapacak bir şey yok. Kendi şirketlerimizde ne kadar dikkat ediyorsak burada da aynı dikkat içindeyiz. Şirketlerimizde buradan daha az kişi yok. Bizim burayı yönetecek tecrübemiz de cesaretimiz de var” şeklinde konuştu.
“Kendi aracımı kullanıyorum”
Bağlıkaya, makam aracının TÜRSAB’a ait olup olmadığına ilişkin soruyu da şu şekilde cevapladı: “Kendi arabamı ve şoförümü kullanıyorum. Aracımın benzinini kendim alıyorum. TÜRSAB’ın makam aracına muhtaç olan birinin burayı yönetmek için aday olmasını doğru bulmuyorum”.