Yedi yıldan beri bakanlık yapan Mehmet Ersoy’un döneminde yasa ve yönetmelik değiştirme konusunda adeta rekor kırıldı.
Ondan önceki dönemde turizm sektörüne yönelik 3 kanun ve bu kanunların uygulama usul ve esaslarını içeren yönetmelikler vardı.
Son beş yıl içinde 4 yeni kanun yapılmıştır.
Mevcut kanunlarda 74 madde değişikliğe uğramıştır.
Yönetmeliklerde ise 250’den fazla madde ya değiştirilmiş ya da yeniden düzenlemeye gidilmiştir.
Bugün toplam 7 kanun ve bu kanunların uygulama usul ve esaslarını içeren yönetmeliklerle turizm sektörümüzün güncel hukuki çerçevesi çizilmektedir.
Yasalar Bakanlığa çok geniş yetkiler veriyor. Haliyle sınırsız sayıda kanun ve kanun hükmünde yönetmeliği hızlı bir şekilde çıkarması mümkündür.
Bunca yetkiye ve yeterli süreye rağmen turizm sektörünün hala yapısal reformlara ihtiyaç duyması izaha muhtaçtır.
*
Sayın Bakanın ilk icraatlarından biri olarak 2019 yılında çıkarılmış olan 7183 sayılı kanunla Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı TGA’nın kurulmasıdır.
TGA taslağının yasalaşma sürecinde sektörün uyarılarına kulak asmayan bakan bey geçen 5 yıl içinde bu yasanın tam 11 maddesini değiştirmiştir.
Yasasının sürekli değişikliğe uğraması kadar ilginç başka bir şey ise ‘Kültür Yolları’ projesini TGA için toplanan paralardan finanse edilmesidir.
Bakan beyin en büyük icraatı olarak hayata geçirip birçok şehirde düzenlediği bu proje aslına bakarsanız yıllardır belediyelerin düzenlediği yaz festivalleri tadından öteye gidememiştir.
2023 yılında çıkartılan 7464 sayılı Konutların Turizm Amaçlı kiralanması hakkındaki kanunda TGA gibi yeni olmasına rağmen sürekli değişikliğe uğramıştır.
1972’de çıkartılan 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği kanununa da el atılmıştır.
TÜRSAB ve Seyahat Acentalarının kapsamlı değişiklik taleplerine rağmen bu yasada sadece 8 madde değiştirilmiştir.
Değişikliklerin tamamı TGA ve Turizm Amaçlı Konut Kiralama yasalarının 1618 sayılı yasa ile uyumlu hale getirmek için yapılmıştır.
Haliyle acentalarımızın sorunları bakanlık tarafından giderilmemiştir.
Seyahat acentalarını da ilgilendirilen ve 2012’de çıkartılmış olan 6326 sayılı Turist Rehberleri kanunda 10 maddede değişikliğe gidilmiştir.
Yapılan değişiklikler ne rehberleri ne de acentaları memnun etmemiştir.
2019 yılında çıkartılan 7174 sayılı Kapadokya Alanı ve 2023 yılında çıkartılan 7432 sayılı Uludağ Alanı hakkındaki kanunlar çıkartılmış ve ilgili bölgelerdeki Alan başkanlıkları oluşturulmuştur.
Fakat bunlarının yönetilmesi, denetlenmesi, tanıtılması, değerlerin korunup kollanması ve gelecek kuşaklara aktarılması hususlarındaki maharetleri henüz tespit edilememiştir.
*
Türkiye’deki turizm yatırımlarını destekleyen ve düzenleyen 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu ve bu kanunun uygulama usul ve esaslarını içeren yönetmeliklerinden bahsetmeden geçemeyiz.
Turizm sektörünün en kapsayıcı yasası olarak 1983’te yürürlüğe giren bu kanun son 5 yıl içinde tam 6 kez, 46 maddesinde en çok değişikliğe uğrayan kanun olmuştur.
2634 sayılı Turizm Teşvik kanunu içinde bir yönetmelik var ki bu yönetmelik turizmle ilgili mevcut yasa ve yönetmelikler içinde en fazla değişikliğe uğrayan yönetmelik olarak tarihe geçmiştir
Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkındaki bu Yönetmeliğin tam 65 maddesi değiştirilmiştir.
Neden?
Çünkü, bu yönetmelikte yapılacak ufak bir değişiklik sayesinde kamu taşınmazları yatırımcı şirketlere imtiyazlı bir şekilde tahsis edilebilir!
Haliyle böyle bir yönetmelik kamu taşınmazları üzerine yatırım yapmayı düşünen yatırımcıların hep ilgisini çekmiştir.
Son dönemde kamuoyuna yansıyan haberlere göre Bakan beyin Bodrum ve Antalya’daki bazı yatırımları bu yönetmelik değişiklikleri sayesinde hayata geçtiği yönündedir.
Ne kadar dikkat çekici!
*
Turizm Yatırım İşletmeleri ve Kuruluşlarının Denetimi Hakkındaki Yönetmelikte ise tam 23 madde değiştirilmiştir.
Bütün bu değişikliklere rağmen Kartalkaya yangınında 79 insanımızın can kaybını engellenememiştir.
Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler Yönetmeliğinde ise sadece bir madde değiştirilmiştir.
1983 Türkiye’si koşullarında yazılan ve ülkedeki turizm çeşitliliğinin büyüyüp gelişmesi açısından çok önemli olan bu yönetmeliğin çoktan güncel hale getirilmesi gerekmez miydi?
Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik tam 13 kez 58 maddesinde değişiklik yapılmış ancak Kartalkaya faciasından önce hayati öneme sahip kriterlerin denetlenmesi hiçbir yetkilinin aklına gelmemiştir.
Bugün hala benzer hatalara devam ediliyor.
Öncelikle denetlenmesi gereken yüksek oda kapasiteli oteller korunarak denetim süreçleri zamana yayılırken alelacele denetlenerek yangın kriterlerine takılıp kapatılan küçük işletmelere hiç zaman tanınmamıştır.
Üstelik küçük işletmelerin yaşadığı hukuki sorunlar hiç dikkate alınmıyor ve sorunların çözümü için çaba harcanmıyor.
Sanki Kartalkaya’daki yangının çıktığı otel küçük otelmiş gibi!
Sözün özü, küçük oteller açısından burada hem hukuki hem ahlaki hem de mali açıdan ciddi mağduriyetler var.
*
Deniz Turizmi Yönetmeliği de 68 maddesiyle en çok değişikliği uğrayan diğer bir yönetmeliktir.
Kamuoyunda oluşan genel kanıya göre, yapılan değişikliklerin hiçbirinde kamu yararı gözetilmediği, sahillerin birtakım kurumlara ve şirketlere peşkeş çekildiği yönündedir.
Turizm İşletmelerinin Bakanlıkla, Birbiriyle ve Müşterileriyle İlişkileri Hakkındaki Yönetmelik ne tesadüf ki bu süre içinde hiçbir değişikliğe uğramamıştır.
2634 sayılı ‘Turizm Teşvik’ Kanununda turizm sektörünün paydaşlarının birbiriyle olan ilişkilerini düzenleyen bu yönetmelik, Türkiye’nin turizm gelirlerinin 468 bin dolar olduğu 1983 yılından kalma bir yönetmeliktir.
1983’ten bugüne ticaret anlayışından turizme yönelik ihtiyaçlara, müşteri beklentilerinden turizm çeşitlerine kadar her şey değişti ama bu yönetmelik hiç değişmedi.
Günümüzde 60 milyon turist ve 60 milyar dolara ulaşmış ve daha fazla gelişeceği muhtemel bir sektördeki paydaşların birbiriyle olan ilişkileri kırk yıl öncesinin anlayışıyla yönetile bilir mi?
Dikkatlerden kaçmayan diğer bir soruysa, bunca yasa ve yönetmelik değişikliğine rağmen neden hala turizm sektöründeki sorunlar devam ediyor?
Çünkü, yapılan yasal düzenlemeler sektörün önceliklerine göre değil, imtiyazlı kişi ve kurumların keyif ve ihtiyaçlarına göre yapılıyor.
Hal böyle olunca yasalar değişse de turizmin ve turizmcinin kaderi değişmiyor!
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.