TÜRSAB’ın helal’i

Helal turizm konusu ne zaman açılsa hep işin içinde bir cinlik görürüm. “Müslüman seyahat pazarı” araştırmaları turizm şirketleri ve danışmanların iştahını kabartır, işin aslının kapitalizmin antrenörlüğünde yapıldığı da anlaşılmıyor değil!

Helal turizm, İslami koşullara uygun hizmet ve sunum yapan bir alternatif tatil seçeneği sunuyor. 2020 yılında 156 milyon Müslüman turiste ve 220 milyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşılacağı söyleniyor.

Müslüman gezginlerin hassasiyetlerine göre oluşturulmuş ürün ve hizmetler ağının orijininde tüketim toplumu refleksleri olduğu çok açık. Herhangi bir toplum ve dinin beklenti ve inançlarına göre seyahat etme ve hizmet alma özgürlüğü her zaman vardır. Bir Müslüman kadar bir budist de bu hassasiyetlere göre seyahat etmek ve gittiği her yerde bu beklentilerin karşılanmasını ister. Piyasa koşulları da bu talebi görür ve ona göre hizmet ve ürün arzı yaratır.

Müslüman turist profilini çekebilmek için başta Malezya olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde başlatılan bu hareket otellerden restoranlara kadar hemen her yerde farklı şekillerde karşılık buluyor. İşin içinde kutsal normlar olunca hassasiyet artıyor. Yoksa mesela neden veganlar için ayrı bir seyahat pazarı yaratılmıyor?

Neyse gayya kuyusunda kaybolmayalım şimdi. Neticede bu işin bilimsel tarafı varsa (!) ilgili kurumlarımız şeklini şemalini verecektir. Sonuçta bu konseptlerin terminolojisini oluşturmayı akademisyenlere, stratejisini de bakanlığa bırakmak lazım.

Hala tartışılan ve epey de politize edilen bu durumdan kişi ve kurumların kendine görev çıkarması doğru değil.

Ama bir tanesi çıkardı…

Takip edenler görmüştür, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) bünyesinde 5 yeni ihtisas komitesi daha kurarak ihtisas başkanlığı sayısının mevcudiyetinin 22’ye yükseldiğini açıkladı.

İhtisas başkanlıkları temel mesleki sorunların çözümü için bir ihtiyaç gibi görünebilir. Ancak devreye giren bu 5 yeni komiteden biri olan “helal komite” hangi konulardaki eksiklikleri giderecek merak ediyoruz…

Hac-umre acentelerinin rahatlıkla temsil edildiği kurumda helal komite kurularak hangi yapısal çözümler veya yaklaşımlar amaçlanıyor?

TÜRSAB turizm sektöründe helal konsepte ne gibi katkılar sunmayı hedefliyor?

TÜRSAB’ın yeni dönemde turizmin çok ihtiyaç duyduğu akıl ve bilime odaklanması gerektiğine inananlardanım. Liyakatı esas alması gerektiğine inananlardanım. Meslek üyelerinin sadece aklına değil gönlüne de dokunması gerekiyor. Çağın gerçeklerine ve güncel sorunlara işaret eden ve bunlara çözüm arayan bir meslek kurumu olması gerektiğini düşünüyorum.

Bakın bugün teknoloji ve dijitalleşme hayatımızın her alanına nüfus etmiş durumda. Turizm sektörü neredeyse teknolojiyi en çok kullanan sektörlerden biri. Acentelerin rakipleri artık yazılım şirketleriyken, TÜRSAB bookin.com’lar ile davalıkken, dijital kapitülasyonlar tartışılıyorken sizin önce bir seyahat teknolojileri komitesi kurmanız gerekmiyor mu?

Değerli TÜRSAB yetkilileri doğrunuza hep doğru dedik, hakkınızı “helal” edin ama seçim bitti, artık sahalara değil gerçeklere bakalım, mesela bu helal turizm neyin nesi?