Turizmde yeni iflasların adresi neresi?

Erol Karabulut
Erol KarabulutYazar/Veri İşleme Uzmanı
02 Aralık 2019, 23:35

Thomas Cook’un batışı; sürpriz gibi görünse de yönetim yapısının ne olması gerektiği kadar, finans-kapitalin gücünün ne olduğunu da gösterdi.

Günümüz dünyasında tüm turizm devleri, para ve sermaye piyasalarına göbekten bağlı. Bütün satılma, birleşme, ortak olma hatta iflaslar; bu pazarın kurallarına göre göre gerçekleşiyor!

Öyle ki, bildiğimiz büyük grupların bir kısmının sermayeleri; yurtdışındaki şirketlerine ve onlar da küresel paraları yöneterek para kazanan/kazandıran yatırım fonlarına bağlı.

Gruplarının yönetimi de doğal olarak bu uluslararası fonların yöneticilerince yapılıyor.

O yöneticiler, bu turizm gruplarına yüksek getiri, düşük vergi vaad ediyor ve paralarını da vergi cennetlerinde tutuyor.

Sırada kim var?

İşin şakası yok… Tüm küresel finans krizlerinde gördük ki, paralarını bu uluslararası fonlara devreden nice büyük grup batmış veya büyük zarara uğramışlardır.

Adına portföy yönetimi dedikleri “Bohçalama”; farklı yatırım araçları ve kağıtlarından oluşuyor ve riski dağıtarak, vergi ve benzeri harcamaları azaltarak, parayı küresel çapta dolaştırarak, paradan para kazanmaya çalışıyor.

“Koskoca” Thomas Cook’un da bildiği bu gerçekten kaçış genellikle mümkün olamıyor. Çünkü, alacakları sigortalayan şirketler dahi batarken, elde yalnızca valizleriyle düş yolcuları kalıyor.

İşte bu gerçekler altında; Thomas Cook gibi asırlık devler; faizlerini dahi ödeyemecek hale geliyor.

Ve başka bir bohça olan “paket” turlarla dolan otellerin sahipleri de bu gruplara göbekten bağlı hale gelebiliyor. Maalesef, ne gariptir ki, otellerin bir kısmı da bu finans-kapitalin nimetlerinden yararlanmaya çalışıyor.

Yani; bir yandan Thomas Cook gibi “paketçilerin”, finans-kapitalin kıskaçları arasında sıkışma riskini, diğer yandan, kazandıkları ve finans-kapiltale yatırdıkları paraların risklerini taşıyorlar.

Bu sarmal iyi düşünülmeli...

Türkiye için risk var mı?

Her biri milyonlarca paxa ulaşmış Avrupalı grupların riskleri artık eskisi kadar ucuz değil.

Diğer yandan ülkemiz ve özellikle Antalya turizmi; son 3 yılda Rusya pazarına, göbekten bağlanmıştır. Almanya-Rusya dengesi bozulmuştur. Bir yandan da kişibaşı gelirler azalmaya devam etmektedir.

Aslında, o varlık fonlarının, finans-kapitalin yöneticileri; bu dengelerle de ilgilenir, ama paranın nereden geleceği konusuyla olduğu kadar değil…

Rusya batarsa Almanya’ya, orası da batarsa Mısır’a… Dönüp dururlar.

Bu çok doğal, ama bazen dönemedikleri de oluyor…

Bizim aklımız ermez, ama turizmcilere tek önerimiz var:

Göbekten bağlandıklarınızın; finans-kapital ile yaptıkları dansı yakından izleyin…

Biz baktık ve gördük ki; hakikat başka…

Hakikat “büyüklükte” değil…

Üstelik 2019’da tam da toparlandık derken olasılık artıyor!

İflas kurtuluştur, ama tecrübelerle biliyoruz ki, “battı, batacak, aman batmasın” derken yıllarca omuzladıklarımızın şimdi nerede olduklarını da unutmamak lazım.

Bu açıdan, Thomas Cook’un düştüğü durum; diğer devlerin ve devleşmekte olanların, finansal açıdan daha fazla düşünmesi gereken konudur.

Nitekim bu yıl 9’uncusu yapılan Uluslararası Resort Turizm Kongresi’ndeki konuşmacılar, dolaylı da olsa bunu söylüyor: “Partnerinizi iyi seçin”

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
İlk yorum yapan siz olun.
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha