Ulaştırma Bakanlığımızın üzerinde hassasiyetle durduğu yeni bir sistem var. Bakanlık temsilcileri yolcu trafiğinin yoğun olduğu iller başta olmak üzere birçok ilde sunumlar yaparak bu sistemi tanıtmaya başladı. Kısa adı U-ETDS olan, Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi Kasım ayından itibaren yürürlüğe girecek. Sistemin kullanılması konusunda sıkı takip yapılacağı ve uymayanlara yüklü miktarda para cezalarının yanında, yolcu taşıma izin belgelerinin iptaline varan cezaların uygulanacağı belirtilmekte.
Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri, yapmış oldukları sunumlarında bu sistemi;
- Tarifeli yolcu taşımacılığı,
- Tarifesiz yolcu taşımacılığı,
- T Belgesine sahip terminaller
- Kargo
- Eşya taşımacılığı
olmak üzere beş ana başlık altında toplamış ve amacını da şu şekilde sıralanmışlar:
- Karayolu taşımacılığını disiplin altına alıp güvenlik açıklarını kapatmak
- Her türlü yolcu ve yük taşımasını kayıt altına almak.
- Sektördeki verilere ilk kez gerçek zamanlı ve doğru şekilde ulaşmak
- Ulusal güvenlik açısından, taşıma verilerinin anlık paylaşımını sağlamak
- Veri analizlerine dayalı gelecek planlaması yapabilmek.
Yukarıdaki planlamaya baktığınızda teorikte oldukça makul gözükmekle beraber bazı hususlarda uygulama sahalarında bunun imkân dahilinde dahi olmadığını görüyoruz. Niyet ne kadar iyi olursa olsun sahadaki uygulanabilirliğini işin ehli ile istişare etmeden yapılan çalışmalar hep sorun olmuştur.
U-ETDS, turizm taşımacılık sektörünü de çok yakından ilgilendiriyor. Ağustos ayından beri Antalya, İzmir, Dalaman turistik havalimanları çıkışlarında alıştırma uygulamalarına başlandı. Hatta kontrol noktası olması açısından Antalya Havalimanı çıkışında ulaştırma ofisi dahi kuruldu.
Yapılan deneme uygulamaları bile işlerin son derece zora gireceğini gösteriyor. Seyahat Acenteleri Yöneticileri Derneği (SAYD) olarak son bir ay içinde Antalya, Ege ve İzmir’de turistik taşımacılık yapan üye incoming firmalarımızdan çok sayısız şikayet aldık. Daha sonra Antalya TÜRSAB Yöre Temsil Kurulunda (YTK) konuyu enine boyuna konuşmak istediğimizde benzeri şikayetlerin birçok TÜRSAB bölge YTK’da da yaşandığını fark ettik.
Özellikle turizm taşımacılığı dediğimizde ve yukarıda tarifesiz yolcu taşımacılığı kategorisine giren uygulamaların birçoğunun, pratikte uygulanabilirliği mümkün değil. Çünkü, turizm taşımacılığı yapan ve yurtdışındaki tur operatörlerin Türkiye’deki yerel hizmetlerini yürüten incoming acentalar yurtdışından gelen bilgilere göre işlem yaparlar.
Tur operatör tarafından gönderilen rezervasyon bilgilerinde yolcunun pasaport numarası yer almaz. Sadece yolcunun adı soyadı, yaşı, cinsiyeti, geliş dönüş tarihi ve uçuş bilgileri yer alır.
Ne incoming firma, ne de tur operatörü, bu bilgileri “kişisel verileri koruma kanunu” çerçevesinde paylaşamaz. Özellikle Avrupa’da “kişisel verilerin korunması” kanunun uygulamasında çok hassas ve ciddi maddi yaptırımları vardır.
Buradaki firma yetkilisinin, yolcu havalimanına geldikten sonra otobüse binmeden önce pasaport bilgisini alması neredeyse imkansızdır. Tüketici hakları konusunda hassas olan turistik yolcu, bu soruyu genellikle reaksiyon gösterir. Sorulara ya cevap vermez ya da bunu ülkesine döndükten sonra tazminat davası açmak için bahane olarak kullanır.
U-ETDS sistemi uygulanmaya başlandığında neler olacak?
Acente personeli, yolcu havalimanına indikten sonra pasaport bilgilerini alsa bile bu bilgileri U-ETDS sistemine araç hareket saatinden en az 1 saat önce girmesi neredeyse imkansızdır.
Yıllardır havalimanında yolcu karşılayan meslektaşlarımız bunu çok iyi bilir. Bir araç, yolcu valizini aldıktan en fazla 45 dakika sonra, hizmet kalitesi açısından hareket etmek zorundadır. Aksi durumda müşteri şikayetleri başlar.
Şimdi önceden alınamamış yolcu pasaport bilgilerinin havalimanlarında alındığını düşünelim; örneğin bir otobüs (en az 40 kişi) yolcunun tek tek pasaport bilgilerini alınıp listelenmesi ve bunları imzalayıp kaşeledikten sonra da U-ETDS sistemine yüklenmesi gerekecek. Böyle bir uygulamada, yolcunun valizini aldıktan sonra havalimanından en erken 3 saat sonra oteline doğru yola çıkar ki; turistik havalimanlarında Haziran-Eylül aylarındaki yoğunluk dikkate alındığında, böylesi bir duraksama kaosa sebep olur. Sanırım böyle bir karmaşayı başta havalimanı işletmecileri olmak üzeri hiç kimse istemeyecektir.
Kısaca bu uygulama; pasaport kontrolünde bekleyen, bavul için bekleyen, otobüsteki pasaport kaydında bekleyen yolcu demek… Havalimanlarında yönetilmesi güç bir kalabalık ve kaos demek.
60 sayfalık yeni ulaştırma yönetmeliğindeki, diğer bazı garip uygulamalar
Ulaştırma yönetmeliği prosedürlerine göre acente, transferini yapacak otobüsü kaçıran yolcuya 10-20 dakika içinde yeni bir araç gönderemeyecek. Çünkü araçla ilgili prosedürleri sisteme girerken zaman kaybı yaşanacak ve belki de yolcu uçağını kaçıracak.
Bu yönetmelikle getirilen koltuk numarası belirleme zorunluluğu da turistik taşımada mümkün değildir. Tatile gelmiş kalabalık bir ailenin bu kurala uymasını beklemek pek gerçekçi görünmüyor.
Bagaj etiketi zorunluluğunun da uygulanması imkansız. Çünkü otobüs şoförü yolcuların gideceği otel sıralamasına ve yol durumuna göre valizleri bagaja yerleştirir.
Ayrıca turistik amaçlı tatile gelenlerden yük bilgileri isteniyor. Böyle bir yoğunluğun olduğu havalimanlarında doğru bilgi alınması imkansızdır.
Yönetmelikten anladığımız kadarıyla turistik amaçlı tatile gelenlerin 30 kg’a kadar bagajı ücretsiz taşınır ibaresi var. Yani 30 kg’dan fazla valizle gelen yolcudan para mı talep edeceğiz? Böyle bir uygulama özellikle golf, futbol, tenis grupları için ciddi sorun yaratacaktır. Bir de şu unutulmamalı ki uçaklarda kabin bagajları otobüslerde aşağı bagaja veriliyor.
Diğer bir uygulama da minibüslerde en fazla 3, otobüslerde ise en fazla 6 grup yolcu tabiri var. Bunu Ulaştırma Bakanlığı görevlileri minibüslerde 3, otobüslerde 6 farklı otele uğrayabilirsiniz olarak yorumluyorlar. Böyle bir kısıtlama yaz sezonunda ortaya çıkan transfer aracı sıkıntısını had safhaya çıkaracak ve maliyetleri yükseltecektir.
Böyle bir uygulama ile acentelerin yaptığı günlük turları da imkânsız hale getirecektir. Örneğin, Antalya Perge, Aspendos şehir turu yapmak isteyen acente, maksimum 3 otelden müşteri alıp tura çıkabilecektir. Böyle bir uygulama hem para kaybına hem de zaman kaybına neden olacaktır.
Yukarıda özetle anlatmaya çalıştığımız Ulaştırma Bakanlığı’nın yeni yönetmeliği, turizm sektörüne getireceği sıkıntılar, hâlihazırda memlekette iyi giden turizm sektörünü geliştirmek bir yana geri götürecektir. Başta Ulaştırma Bakanlığımız ve Turizm Bakanlığımız olmak üzere turizmle ilgili tüm kamu ve özel kuruluşların bu konuya ivedi bir şekilde el atmalıdır. Aksi durumda turizm sektörünün kullandığı tüm havalimanlarında ve yollarda yeni bir karmaşa bizi bekliyor olacak.
Özetle, 2019 yılı turizm sezonuna kadar, U-ETDS’nin turizm sektörüne yönelik tarifesiz yolcu taşıma yönetmeliğine müdahale edilip değiştirilmezse 2016-17 yıllarında yaşadığımız krizler kadar etkili olacak ve sektörü olumsuz etkileyecektir.
2018 yılı ile birlikte toparlanma sürecine giren turizm sektör yeni bir kaosa hazır mı? Bunu hep birlikte göreceğiz.
Sağlıcakla kalın.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.