Turizmde ‘Nas’ etkisi

Hamit Kuk
Hamit KukPasso Tour
10 Mayıs 2024, 11:39

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre ucuz tatil yapmak isteyenler için Türkiye artık öncelikli seçeneklerden biri değil.

Bahse konu araştırmada Türkiye’de dahil 15 ülkenin yaklaşık 4,500 tur paketi arasında en uygun fiyatlı tatil paketlerini karşılaştırmışlar.

Uygun tatil listesinde Türkiye yok!

Birkaç yıl öncesine kadar bizden daha pahalı olan ülkeler atık bizden daha ucuz hale gelmiş.

Buna sevinelim mi üzülelim mi bilemedim şimdi.

Mesela biz yılın en az dokuz ayında çok yüksek talep gören ülkeler arasına mı girdik?

Ya da İspanya gibi yüz milyon turiste mi ulaştık?

Madrid ve Barselona sakinleri gibi ‘daha fazla turist istemiyoruz’ diyen halk İstanbul ya da Antalya’da sokağa mı döküldü?

Turistler için en önemli tercih nedenlerinden biri olan; tatil paketine ödenen fiyatla alınan hizmet kalite performansını iyi tutturmuş bir ülkeyken bir anda sihirli değnek mi dokundu da pahalı ülke kategorisine yükseldik?

Ne oldu da bu kadar pahalı bir ülke olduk?

*

Sektör temsilcileri olarak ülkenin turistik değerlerinin daha iyi fiyatlara pazarlanması gerektiği konusuna çok kafa yorduk, onlarca konferans dinledik, yüzlerce makale okuduk ama hepsi nafile!

Ta ki iki yıl önce uygulanmaya konan yeni ekonomik modele kadar!

Bugüne kadar fiyat yükseltmek için uğraştığımız şeylerin hiçbiri nas adıyla ekonomi literatürüne giren model kadar etkili olamadı.

Uygulanan ekonomi modeliyle bir anda faizler düşürülmeye döviz kurları kontrol altına alınmaya başlandı.

O günden bugüne bir şeylerin ters gittiği çok açık ki hemen hemen tüm ihtiyaç kalemlerinde fiyatlar yukarı doğru hızla yükselmeye başladı.

Arkasından seçim ekonomisi devreye girerek asgari ücretler yılda iki kez zamlandı.

Yani her bir hamle yeni bir fiyat artışı ile sonuçlandı.

Bütün bunlar öyle hızlı ve sakin yaşandı ki, tıpkı soğuk su dolu tencereye konan kurbağa misali gibi. Gel zaman git zaman ocaktaki tencerenin suyu kaynamaya başladı.

Fokurdayan tencerede yananlar sadece bu ülkenin sade vatandaşları mı?

Personel maliyetlerinden gıdaya, enerji maliyetlerinden diğer tedarik hizmetlerine fiyatların sürekli arttığı bir ülkede maliyetleri kontrol etmek elbette mümkün değil.

Haliyle yükselen enflasyona rağmen baskılanan kurlar, girdi maliyetleri, işçilik maliyetleri derken yeni bir sezona başlayan turizmciler uygulanan ekonomik modelin sonuçlarından payına düşeni almaya başladı.

Sonunda sektörünün direnç noktaları çatırdamaya başladı.

*

Bir taraftan fiyatlar artıyor, öte yandan sezon iyi geliyor diyoruz, gerçekten öyle mi?

Evet, istatistiklere baktığımızda turist sayılarımız artıyor. Bu durum sadece bize özel bir şey değil, dünya turizm örgütünün de öngördüğü şekilde tüm turizm destinasyonlarında sayılar artıyor.

Sayılar artmasına artıyor ama Türkiye’deki tatil paketi fiyatları ana pazarlarımız olan Avrupa ve Rusya’daki enflasyon oranlarının çok üzerinde seyrediyor.

Hal böyleyken rekabet ettiğimiz diğer destinasyonlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Zaten pandemi sonrası tedarik zincirlerindeki aksamalar nedeniyle artan maliyetler karşısında turizm sektörü de fiyatlarını arttırmıştı.

Buna rağmen daha yüksek fiyat artışlarına gitmek, gelirlerinde ciddi bir değişim olmayan turistlerin ya tatil yapma sürelerini kısaltmasına ya da daha ucuz destinasyon aramasına sebep oluyor.

Sorun sadece yabancı turistler mi? Yerli turistlerde bu pahalılıktan şikayetçi!

Onlarda Türkiye’de tatil yapmak yerine vize sormayan ya da vize kolaylığı sağlayan ülkelere akın etmeye başladı.

Mesela tatil için Yunan adalarının tercih edilmesinin nedenlerinden biri de bu değil mi?

*

Türkiye hem yerli hem de yabancı turist için daha pahalı bir ülke artık. Ne yazık ki pahalılık yüksek talepten değil artan maliyetlerden kaynaklanıyor.

Ticaretin olağan akışına aykırı olan bu durum artık sürdürülebilir değil, her alanda hissedilen fahiş fiyat artışları Türkiye’ye olan talebi etkiliyor.

Yüksek enflasyonla oluşan maliyet artışlarına panzehir olan döviz kurları da yerinde saydığı sürece, düşen talebin önünü almak isteyen sektör, çözümü kâr marjından feragat etmekte bulacaktır.

Kârından ödün veren turizmci yılsonu bilançolarında daha yüksek ciro görecek ancak daha düşük belki hiç olmayan kârla karşılaşacaktır.

Hedeflenen kârlar gerçekleşmediği taktirde sektörünün rekabet edebilme refleksi kaybolacaktır.

Şimdi tekrar düşünelim; böyle pahalı bir ülke imajına sevinmeli miyiz yoksa üzülmeli miyiz?

Siz karar verin!

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
ALİ Yılmaz
13 Mayıs 2024, Pazartesi 04:17
Hamdolsun ülkemizin çökmesine çok daha yakınız artık hayvancılık bitti tarım da bitti hayvan gübresi olmayınca kimyasal gübre hem tarlaları hem de insanları zehirliyor. Hamdolsun açlık kıtlık ve sefalete doğru gidiyoruz HAMDOLSUN HAMDOLSUN HAMDOLSUN HAMDOLSUN HAMDOLSUN
Ahmet Güner
12 Mayıs 2024, Pazar 04:28
2021 yılında şom ağızlı bir sözde millet vekili, ülkemizdeki fiyatlar çok düşük, fiyatları yükseltmeli diye bir demeç verdi, ertesi sezon fiyatlar %400 e varan oranda arttı. Gerek konaklama tesisleri, gerek taşıma şirketleri gerekse devletin kurumları fiyatları uçuşa geçirdiler. Ne Turizm planlaması, ne dengeleme politikası, ne stratejik altyapı, hiç birşey yok. Tabiiki sektörde kalite ve kalifiye istihdam tüm alanlarda yerlerde sürünüyor. Sezon başında algı amaçlı şişirilmiş veriler ve söylemler, fos çıkıyor. Değişmeyecekte....
Özcan
11 Mayıs 2024, Cumartesi 11:27
Döviz ihtiyacı olan bir ülkenin olmazsa olmazı turizmdir. Dolar kuru yükseltilerek turizmin önünün açılması gerekiyor.
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha