Orta Doğulu misafirlerimizle, turizm cenneti ülkemiz arasında her zaman bir garip mevzular zinciri yaşanmıştır ve ne yazık ki yaşanmaya da devam etmektedir. Ki bunlar, 70’li ve 80’li yıllarda çekilen Yeşilçam filmlerine bile malzeme olmuştur. Orta Doğulu konuklarımız bıkmadan usanmadan memleketimizi keşfetmeye devam etmiş, bizse samimiyetsiz bir mültefitlikle onları değersizleştirme yarışına girdik. Bırakın onları mutlu memnun uğurlamayı, bir daha gelmemeleri için ne gerekirse yapmışızdır ve yapmaya da devam ediyoruz.
Biz, daha bu durumun yeterince farkına varmamışken, yanlış tutum ve davranışlarımızla yüzleşemezken, sadece dar bir çerçevede, hangi yanlışları nasıl yaptığımızı konuşurken, İngiltere vize muafiyetiyle kapılarını açtı ve Orta Doğulu misafirlerini ağırlamak için ellerini ovuşturmaya başladı bile…
Biz, yüksek fiyatlarla kapanan restoranları tartışırken, Bosna-Hersek Orta Doğu’da ciddi tanıtımlar yaparak yatırımlar çekmeye başladı bile…
Biz, kayıt dışı konaklamaları konuşurken, Gürcistan Turizm Tanıtım Ofisi, Orta Doğu ülkelerinde yaptıkları tanıtımlarla, harikalar yaratmaya başladı bile…
Biz, birbirimizle uğraşırken, Orta Doğu Avrupa’dan toplu tur paketleri almaya başladılar bile… Ez cümle, Avrupa, Orta Doğuyu kazanırken, biz kaybedenler kulübünde oturuyoruz. Hemen-şimdi, güvenerek yaptığımız o sayısız yatırımın hakkını teslim etme zamanı! Hemen-şimdi-bugün; sözümüz bir-gücümüz turizm diyerek, hep birlikte doğru aksiyonlar alma zamanı!
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.