21 Temmuz Cuma günü saat 01:30 sularında merkez üssü Bodrum Orak adası açıkları olan ve başta Bodrum olmak üzere tüm Gökova sahil şeridini etkileyen 6.3 şiddetinde bir deprem meydana geldi, malumunuz. Sağır sultan duydu vesselam!
Bu deprem, toparlanmaya çalışan turizm sektörü için de bir deprem etkisi yarattı. Ancak bana göre turizmde deprem etkisi yaratan sadece Yüce Yaradan değildi!
Bu talihsiz doğa olayında irdelenmesi gereken iki önemli konu başlığı ön plana çıkıyor bence. Neler mi?
Bunlardan biri; felaket tellalı yazılı ve görsel basınımız.
Bodrum gibi müstesna bir şehirde hiçbir can kaybı olmadan atlatılan bir depremi felaket boyutuna taşıyan, zaten iki aya inmiş tatil sezonunun içine limon sıkan BASIN!
Elbette 1999 Gölcük-Düzce depremini yaşamış, o felakette yakınlarını kaybetmiş insanlar da panik atak oluşup tekrar o kara günü hatırlayıp tatilini yarıda kesenler olacaktı ve oldu da…
Ancak depremi hiç yaşamamış hatta mümkün olduğunca olanları unutmaya çalışıp tatiline kaldıkları yerden devam etmek isteyen insanlar resmen hipnotize edildi basınımız tarafından. Ülke turizmini hunharca baltalarcasına felaket senaryolarının ardı arkası kesilmedi. On gün sürecek artçılar, tsunami gibi felaket tellallıkları başarılı oldu ve bunların neticesinde iptaller geldi, erken çıkışlar başladı. Hepinizin gözü aydın !!!
Diğer bir konu ise turizm çalışanlarına ‘’başka ülkede yaşayamam’’ dedirten yerli turistlerin anekdotları!
Şöyle ki; Gümbet sahildeki otellerin zeminlerini depremden sonra su basınca Avrupalı turistler otel çalışanları ile tatil için geldikleri otelleri temizlemek için seferber olurken, yerli turistlerimizin bir kısmı durumdan nemalanma derdinde!
Efenim oteliniz bu talihsiz olayı unutturmak için neden özür mahiyetinde bir ikramda bulunmadı?
Efenim işletmeniz neden Kızılay afet koordine merkezi gibi çalışıp gıda yardımında bulunmadı?
Korkuyorum, odamdan başka bir yer güvenli değil o yüzden kahvaltım odama getirilsin!
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de güzel ülkemde çoktandır ateşlenmiş olan kutuplaşma fitilinin çıkardığı yangına körükle koşanlar var tabii. Hak ediyorlardı, Allah uyardı!
Ya kardeşim! Allah’ın bölgesel uyarılara ihtiyacı mı var? İnsanlık ölmüş, ahlak temelli mazide kalmış, dünyanın çivisi çıkmış siz hala uyarılmaktan bahsediyorsunuz.
Mavi Marmara gemisinde ölenler muhafazakâr kesimdendi zaten iyi oldu,
Aylan bebek de Kürt'müş zaten iyi olmuş,
İyice zıvanadan çıkmış Bodrum hak etmişti,
Ayır ayırabildiğin kadar, eleştir, yaftala ama sakın ha özeleştiri yapma olur mu!
Ey geçimlerini turizm sektöründen doğrudan veya dolaylı olarak sağlayan insanlar! Her ne kadar milyonlarca insandan bahsediyor olsam da sizler de bakın işte başınızın çaresine…
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.