Turizm vergisinde adalet aranıyor

Ali Çavdar
Ali Çavdar Editör
02 Kasım 2024, 23:21
Antalya, milyonlarca turistten toplanan konaklama vergisinin hakkını istiyor; yerel yönetimlere adil pay verilmesi için çağrı yapılıyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in konaklama vergisine dair yaptığı çağrı, yalnızca yerel bir talep değil, ülkemizin turizm politikalarına dair daha geniş bir soruna işaret ediyor. Antalya, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayarak ülke turizm gelirlerinin neredeyse yarısını sağlıyor. Ancak kent, turistlerden alınan konaklama vergisinin karşılığını alamıyor. Belediye başkanının bu vergiden yerel yönetimlere pay ayrılması isteği, Antalya’nın hem ekonomik hem de altyapı ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda son derece makul ve haklı bir talep.

Ancak bu talep karşısında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sessizliği dikkat çekiyor. Bu sessizlik, bakanlığın merkezi yönetimin bir parçası olarak siyasi çekinceler taşımasından mı kaynaklanıyor? Yoksa dünya turizmi ve konaklama vergisi konusunda bir bilgi eksikliği mi var? Sorun ne olursa olsun, bu tutum Türkiye’de yerel yönetimlerin turizmden gelen gelirleri etkin kullanma yetisini büyük ölçüde sınırlıyor.

Dünyanın önemli turizm destinasyonlarında, konaklama vergisi doğrudan yerel yönetimlere aktarılıyor. Roma, Paris, Berlin gibi şehirlerde turistlerden alınan vergiler, şehrin altyapısı, güvenlik önlemleri, temizlik hizmetleri ve kültürel mirasın korunması için kullanılıyor. Böylece şehirler, turizmden doğan mali yükü taşıyabilmek için ihtiyaç duydukları finansal kaynağı elde etmiş oluyor. Bu model, yerel yönetimlerin özerkliğini güçlendirerek, turizmin sürdürülebilir gelişimini destekleyen bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Ancak Türkiye’de konaklama vergisi merkezi hükümet tarafından toplanıyor ve yerel yönetimlere doğrudan bir pay bırakılmıyor. Antalya gibi yılda 30 milyon turist ağırlayan bir şehir, yıl boyunca bu büyük nüfusa hizmet verebilmek için yalnızca yerleşik nüfusa göre ayrılan bütçe ile ayakta kalmaya çalışıyor. Belediye Başkanı Böcek’in de vurguladığı gibi, Antalya’nın her yıl turizmden elde edilen gelire katkısı büyük olmasına rağmen, bu katkının karşılığını alamıyor. Peki, merkezi yönetim neden turizm gelirlerini yerel yönetimlerle paylaşma konusunda isteksiz davranıyor?

Bu durum, iki temel nedene dayanıyor olabilir. Birincisi, merkezi hükümetin ekonomik kaygıları. Türkiye, artan enflasyon ve kur dalgalanmaları gibi ekonomik zorluklarla mücadele ediyor ve karikatür dergilerine konu olacak şekilde neredeyse her gün yeni bir vergi çıkarıyor. Bu koşullarda merkezi hükümet, turizmden elde edilen her türlü kaynağı kontrol altında tutarak bütçede bir denge sağlamaya çalışıyor olabilir. Ancak bu yaklaşım, uzun vadede yerel kalkınmayı ve turizmin sürdürülebilirliğini zedeleyen bir bakış açısıdır.

İkinci sebep ise siyasi olabilir. Türkiye’de merkezi yönetim ile bazı büyükşehir belediyeleri arasındaki siyasi farklılıklar, yerel yönetimlerin özerk karar alma kapasitelerini kısıtlıyor. Merkezi yönetim, aynı politik çizgiyi taşımayan yerel yönetimlere doğrudan kaynak aktarımı yapmak istemiyor olabilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sessizliği de, merkezi hükümetin politik çizgisini destekleyen bir tavır olarak yorumlanabilir. Oysa bir bakanlık, hükümetin bir parçası olsa bile, halkın ve turizm destinasyonlarının ihtiyaçlarına göre hareket etmekle yükümlüdür.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm gelirlerinin adil paylaşımı konusunda dünyadaki uygulamaları inceleyerek, Türkiye’nin turizm politikalarına yeni bir yön vermeli. Antalya gibi dünya turizmine katkıda bulunan şehirler, turistlerin ödedikleri konaklama vergisinin kendi altyapı ve hizmetlerine yansıtılmasını hak ediyor. Bu, yalnızca Antalya’nın değil, tüm turistik şehirlerin ortak talebi ve gelişmeleri için gerekli bir adım.

Sonuç olarak, Kültür ve Turizm Bakanı’nın bu konuda sessiz kalması, hem bilgi eksikliği hem de siyasi çekincelerden kaynaklanıyor olabilir. Ancak bu sessizliğin bedelini, turizm gelirlerine büyük katkıda bulunan şehirler ödüyor. Antalya gibi turizm merkezlerinin hak ettiği konaklama vergisi payını alması, yalnızca ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir hak meselesidir. Türkiye’nin turizm potansiyelini daha sürdürülebilir ve güçlü bir temele oturtmak için merkezi yönetimin, yerel yönetimlere hak ettikleri desteği vermesi gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, yalnızca hükümetin değil, ülkenin turizm hedeflerinin temsilcisi olarak adım atması ve turizmi destekleyen politikalara yön vermesi artık kaçınılmaz.

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Muhiddin Özakın
04 Kasım 2024, Pazartesi 05:01
Abicim bu turizmcileri devlet doyuramadı bunları destekleyerek halkını açlıkla süründürüyor.yazıklar olacak bu millete.
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha