Dünya turizm hareketi 1960'lı yıllarda sadece 25 milyon kişi iken 2019 yılında 1,35 milyar kişiye ulaşmış, ancak bu süre zarfında milyonlarca kişi bölgesel savaşlar ¹, terör ve doğal afetler nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Günümüzde yaklaşık 40 bölgede ² çatışmalar devam etmektedir. Görüldüğü gibi COVID-19 hariç terör, bölgesel savaşlar ya da doğal afetler gibi diğer olumsuz koşullar dünya turizm hareketini pek de etkilememiştir.
Milyonlarca insanın kaybı ne yazık ki anket sonucu gibi rakamlarla ifade edilirken beden (turizm), hayati zarar görmediği için etki, parmağımıza batan kıymık gibi sınırlı kalmıştır. Diğer yanda savaş araç gereçleri, ilaç endüstrisi ile yeniden yapılanma için yapılan harcamalar devasa boyutlara ulaşmış, eh birileri de sanırım bu masum (!) ticaretten hayli hoşnut olmuştur.
Teşbihte hata olmaz, ancak pandemi turizm sektörünü gerçekten komaya sokmuştur. Beden direnirken bazı organlar (paydaşlar) ampütasyona uğramıştır.
COVID-19 etkisi bir süre daha devam edecek gibi öngörülmektedir. Kitle turizminden çekinen ama tatil gereksinimi için farklı arayışları olan çok büyük bir kesim, portföy yöneticilerinin ³ de dikkatini çekmiş olmalı ki yatırımcılara, kısa vadede getirisi yüksek olacağı düşünülen ekoturizm - medikal turizm - online travel agencies- kiralık araç ve benzeri şirketlerin hisseleri önerilmektedir.
Özellikle Avrupa'daki bu genel görünümün yanında bünyesindeki şirketlerde 136 bin kişi istihdam eden, çalışanlarının 115 bini engelli olan ONCE Vakfı 15-19 Kasım tarihleri arasında “Erişilebilir Turizm ve Teknolojileri Kongresi” düzenlemekte ve ücretsiz çevrimiçi katılım olanağı sunmaktadır.
Ülkemizde ise önümüzdeki yıl için yüz civarında otel yatırım teşvikinin yanında yaklaşık yirmi de restorasyon projesi olduğu düşünülürse, hâlâ kitle turizminden yana bir tutum içinde olduğumuzu varsayabiliriz.
Turizm sektörü içinde ekonomik faydanın azami sağlanabileceği alanlar portföy yöneticilerinin işaret ettiği gibi olmalı iken bizde ne yazık ki eski usûl devam etmektedir. Hattâ ilgili tüm bakanlıklar turizm sektörünün büyük paydaşlarına olabilecek her türlü hoşgörü ile yaklaşırken, farklı şekilde sesini yükseltenler, masada kendilerine yer açma çabasındayken, milyonlarca sektör çalışanının sesi maalesef duyulmamaktadır.
Yatırımlar tek taraflı ele alınmakta, çalışanların meslek içi eğitimi göz ardı edilerek turizmde kalite yükseltmek için çaba gösterilmemektedir.
Ücretlerin iyileştirilmesi veya çalışanların eğitimi, mesleki gelişim seminerlerinin söz konusu edilmemesi bir yana, çalışma ve yaşam koşulları, turizm sektörünün özellikle geceleme dalındaki personelin ilk fırsatta sektör dışına yönelmesine yol açmaktadır.
Serbest piyasa koşulları nedeni ile milyonlarca geceleme fırsatı yakalayan sınırlı sayıdaki seyahat acentesi ile rekabet edemeyen binlercesinin sesini kim duyuracak? Serbest piyasa koşullarına atılan topu kim karşılayacak? Otellere adeta dikte edilen geceleme ücretleri, personel istihdamı üç vardiya yerine iki vardiyaya kapı aralarken, bir yandan işsizlik diğer yandan düşük ücret politikası kıskacı daha ne kadar can yakacak?
Diğer bir konu da turizm fakültelerindeki öğretimin yeterliliği… Örneğin sektörün başka bir paydaş kolu olan rehberleri yetiştiren fakülte yönetimleri acaba “rehber adaylarına performans eğitimi verilmesini düşünüyorlar mı?” çok merak ediyorum.
Kiralık araçların kaptanlarının gecede kaç transfer yaptığını ise hiç bilmiyorum.
Incoming yapıyoruz diye övünürken, aslında yabancı tur operatörü aracılığı ile yabancı turist ağırlıyoruz. Bazı zincir otellerimiz de yurt dışı kaynaklı, uçaklar ithal veya kiralık, enerji ithal, müze giriş ihalesini bile yabancılar almış.
Ucuza emek - bedava su…
Vatandaşlar “turistler bizden çok daha az ücret ödeyerek memleketimizde tatil yapıyor” derken, tesisler kadar yabancı turistlerin tatil bedelinin bir kısmını kendilerinin ödediğini biliyor mu? Sanırım bu sebepten ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlere müşteri değil de misafir deniliyor.
Buraya kadar malumun ilamı olabilir ama belki pek yakında TÜRSAB’ın önderliğinde yapılacak kongrede bu konular da ele alınır…
¹ https://tr.wikipedia.org/
² https://m.bianet.org/bianet/kriz/193620-dunyanin-en-az-40-bolgesinde-savas-var
³ https://www.cafedelabourse.com/actualites/tourisme-europe-analyse-secteur-evolution
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.