Peki sektör olarak krizlere karşı neden bu kadar dayanıksız ve çaresiziz?
En kısa ve sade haliyle şöyle sıralayabiliriz:
·Sektörün uzun vadeli planlarının olmaması
·Kriz yönetimi bilincinin zayıf olması ve krizlerin yönetilememesi
·Doğru zamanda stratejik hamlelerin yapılamaması
·Bilinçsiz ve fizibilitesiz yatırımlar
·Turizmin çeşitlendirilmemesi
·Fiyat politikalarına bağlı olarak hizmet ve servis kalitesindeki düşüşler
·Liyakat sahibi olmayan turizm yatırımcılarının sektördeki varlığı...
Yaşadığımız olumsuzluğa kamu yönetiminin etkisi ve "katkısı"nı ise şöyle özetleyebiliriz:
·Ülkede yaşanan terör
·Tanıtımdaki eksiklikler
·Uzun vadeli turizm eylem planlarının lafta kalışı
·Liyakat sahibi olmayan kişilerin Türk turizmini yönetiyor olması
Turizm STK'ları açısından baktığımızda ise;
·Proje ve turizm politikalarının geliştirilmemesi
·Kriz anından Kıtlık felsefesiyle sadece tedbir planlarının yapıldığı
·Ortak konsorsiyum oluşturulmaması
·Taht kavgaları
Vs.Vs…
Yaşadığımız kriz son derece mühim. Fakat zamanımızı felaket telalığı yaparak geçiremeyiz... Sahibi olduğumuz bu cennet vatanın kıymetine layık politika ve projelerle çözümler üretmeliyiz. Bunları yaparken de geçmişte olduğu gibi günlük değil, 20 yıllık 100 yıllık perspektiflere sahip çözümler üretmek zorundayız.
Peki bunu nasıl başaracağız;
·Dik duruşla
·Ortak akılla
·Projeler üreterek
·Turizmi çeşitlendirerek
·Sürdürülebilir turizm politikalarıyla
·İşveren ve çalışanları eğiterek
·Liyakat sahibi yöneticilere sorumluluk vererek
Yoksa bugünlerde olduğu gibi; Rusların altına kırmızı halı sererek, her gelen turiste gül vererek, davullu zurnalı karşılamalar organize ederek turizmi kurtaramayız.