TTYD ve TÜSİAD, diğer birliklere de örnek olacak biçimde; Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu yayınladı.
Bu raporun, Türkiye turizminde bir “dönüşüm” ihtiyacından kaynaklandığı, bu açıdan da karar vericilere katkı ve öneride bulunmak için hazırlandığı belirtildi.
Bunun yanında, turizmin tüm boyutlarıyla çeşitlendirilerek ülkemizin tüm bölgelerine ve 12 aya yayılması ve turist başına harcamanın gerek nitelik gerekse nicelik olarak artışını sağlayacak yönetsel ve fiziksel dönüşüm modelleri ve tanıtım stratejilerinin fiziksel mekân, zaman ve mali boyutları olan bir turizm ana planı çerçevesinde ele alınması ve uygulanması gereğine dikkat çekmeyi amaçlandığı da vurgulandı.
Dört (4) farklı senaryo ile analizde bulunan rapor; 2033 yılı itibariyle, gelen turist sayısının 104 milyona, turizm gelirinin 119 milyar Dolara, kişi başına turist harcamasının da 1.150 Dolara çıkabileceğine vurgu yaparak, yaratılan ek turizm gelirinin GSYİH artışına ortalama 1,6 puan yukarı çekebileceğini ortaya koydu.
Yani, Bakanımız Ersoy’un ortaya koyduğu hesaplar ve planlar tutarsa; 2023’te 75 milyon olacak turist sayısı, TTYD’nin öngörüsü ile 2030’da 104 milyona çıkacak.
Turizm geliri de bu dönemde 65 milyar Dolar’dan 119 milyar Dolar’a çıkacak.
Aynı artış kişibaşı turist harcamalarında; 866 Dolar’dan 1150 Dolara çıkacak.
Peki bu nasıl olacak?
Biri Bakanlığın kamusal öngörüsü, diğeri yatırımcıların tahmini.
İkisi de oldukça iyimser ve samimidir ki, gerçekleşmesini kim istemez?
Aşağıda göreceğiniz gibi, TTYD bu raporda 4 senaryo ortaya koyuyor. Bakanımız Ersoy’un da dediği gibi hiçbir şey yapmadan, olanı sürdürürsek, vasat bir büyüme olacak.
TTYD’nin raporunda da aynı görüş hakim.
Turizmde Dönüşüm Senaryoları, 2030
…
|
Gelir
Mln Dolar
|
Turist
Mln
|
KB
Dolar
|
GSYİH
Büyüme %
|
İşsizlik
%
|
TG/GSYİH
%
|
KB
Milli Gelir
|
Baz Senaryo
|
71.088,4
|
78,5
|
905,1
|
3,6
|
9,5
|
3,8
|
19.544
|
Fiziksel Dönüşüm +Rota
|
77.173,8
|
82,0
|
941,7
|
4,0
|
9,1
|
3,9
|
20.750
|
Turizm Rezidansı
|
88.468,4
|
83,9
|
1.054,7
|
4,3
|
8,7
|
4,3
|
21.704
|
3. Yaş Dönüşüm
|
97.029,9
|
92,6
|
1.047,9
|
4,8
|
8,2
|
4,3
|
23.390
|
Tanıtım Atağı
|
119.290,9
|
104,0
|
1.146,6
|
5,3
|
7,6
|
5,0
|
25.207
|
Rakam okumayı ve pazar gelişmelerini izleyen herkes, yukarıdaki verilere çeşitli itirazlarda bulunabilir.
Ama TTYD’nin raporu, bu tablodan daha önemli şeyler söylemekte:
Dönüşümü, bir çok alanda gerekli görürken; rezidans, inşaat, gayrimenkul değerlendirme sistemleri, 3.Yaş, kongre, kruvaziyer turizmi, iktisadi dengelerde turizm gibi alanlara da dokunarak bu fikrini desteklemektedir.
Amaç ne?
Bakanlığımızın ortaya koyduğu gibi, TTYD raporunda da ana amacını, detayları ile çok tartışmalıyız ki, amaç hasıl olsun.
Şöyle ki:
Amaç, sayılanlardan biri mi yoksa hepsi mi?
Turizm, dünyada ve özellikle ülkemizde 50’den fazla sektörü/alt sektörü uyaran bir hizmet faaliyetidir.
Ama diğer yandan da, otellerin ağırlıkta olduğu bu alan, bir tüketim zinciri gibi, ülke üretimini, fabrikaları, insani değerleri etkilemektedir.
Hizmetçi olmak ile hizmet etmek arasındaki farkı herkes bildiği için, bu konuya girmeyeceğiz.
Ama TTYD’nin bu örnek çalışmasının gerçek değerini artırmak açısından; şu konulara da ekonomik cevaplar vermek zorundayız:
1-Antalya ve İstanbul gibi turistik merkezlere özel girdi-çıktı analizlerinin yapılması. İktisadi ve sosyal boyutlarının ortaya çıkarılması.
2-Rakip diye gördüğümüz veya göremediğimiz ülkeler; turizmde kazancı hangi yollarda, nasıl elde ediyorlar?
3-Arz kapasitemizin; dünya müşteri eğilimlerine ne oranda uyup uymadığının tespiti ile daha esnek/elastik arz yapılanmasına geçilmesinin yapılabilirliği.
4-Dönüşüm için öngörülen başlıklarda; yatırımların finansmanı, kapasitenin esnekleşmesi vb alanlarda gereken kaynakların nereden ve nasıl sağlanacağı. Konaklama sektörü başta olmak üzere, Türkiye turizminde büyüme-finansman modelinin tespiti.5-Satış, pazarlama konusunda; tur operatörlüğünün yanında münferit kanalların nasıl yapılandırılması gerektiğinin analizi.
6- Girdi kullanımındaki dışa bağlılık düşük diye övünmek yerine; tüketimde de bu oranların ne olduğunu tespit edilmesi.
7-Çünkü; kritik olan inşaat değil, faaliyetteki içe bağlılık ve sektörlerde üretim uyarma kapasitesidir. Var olan üretim yapısıyla, turizmdeki talep artışı uzun vadede ithalatı artıracak ana unsur olabilir. Özellikle Rezidanslar gibi yüksek kalite gerektiren yatırımlarda bu iyi planlanmalıdır.
8-Planlarda bir tercih yapılmak durumundadır. Var olan pazar koşullarında; hem kişi sayısını artırmak, hem de kişibaşı harcamayı artırmak imkansızdır. Yaratılan değerleri max kullanmanın yolları ve yenilerinin elastiklik kazanmış olarak pazara sunulması gibi makro planların kurgulanması gerekir.
İşte, bunlar gibi onlarca alt kırılım yazılabilir ancak gerçekleştirme aşamasında CESUR adımların atılması gerektiği de ortadadır.
Ve son olarak; 2016 Krizini geçtiğimiz zorlu süreçte; sektörel analizde yeterince çalışamayan sektörümüzün, TTYD ve TÜSİAD ile attığı bu adımı kutlamak ve devamını dilemek isterim.
Görüldüğü üzere; TTYD ve TÜSİAD Raporu’nda gizlenmiş bir şey yoktur.
Aksine, uzun zamandan beri ihmal edilmiş geçeklerle yüzleşme daveti vardır.
İşte, birbirimizden gizlediğimiz de bu davet ve yüzleşmedir.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.