Teoman Tuncer yazdı: TÜROB’da ‘old boys network’

Kıymetli turizmciler, sektörümüzde “önem atfedilen”, fakat dernek olma dışında hiçbir kanuni altyapısı bulunmayan -sözüm ona Türkiye Otelciler Birliği- yeni başkanını ve yönetim kurulunu seçti.

Sayın Başkan Eresin, seçildiği dönemde tüzüğe iki dönem kuralını ekleterek, başarılı, başarısız tüm yöneticiler ve yönetim kurullarının koltuğa adeta yapıştığı günümüz Türkiye’sinde, bu davranışıyla takdirimizi kazanmıştı.

Fakat fazla zaman geçmeden Müberra Hanım da bu düzene uyum sağlayarak, bir olağan üstü tüzük toplantısı ile üçüncü kere seçilebilmenin önünü açtı.

Üçüncü dönemine başlayan Eresin, yönetim kurulunu da aynen devam ettirdi. Bu konuda soru soran meslektaşlarımıza, yüzü kızarmadan “başkan olarak kalmam için sektörden çok ısrar geldi”; “Başka aday çıkmadı” gibi açıklamalarda bulundu.

Maalesef sayın başkan yeni Türkiye düzenine tam olarak uyum sağlamış ve omurgasını kaybetmiştir. Zaten biz kendisinin, başkanlığı döneminde uyguladığı “gelene ağam gidene paşam” felsefesini yakından takip ediyorduk.

Otelcilik sektörüne Cumhuriyet tarihinin en radikal ve fahiş vergileri kendi döneminde uygulanmaya konulurken sesini yükselterek “biz bu vergileri ödeyemeyiz, çok zor duruma düşeriz” diye haykıramadı. Haykırmayı bir kenara bırakın sesini bile çıkaramadı!

Meslek dernekleri, yeri geldiğinde hükümetle ters düşebilir! Başkanları sektörünü korumak adına çok net açıklamalar yapabilir. Bunun örneklerine önceki Başkan Timur Bayındır zamanında çok şahit olduk… Fakat Eresin bu derneği ne şiş ne de kebap yansın politikasıyla; sünepe, edilgen bir çizgiye çekerek, şamar oğlanı durumuna düşürdü. Konaklama vergisi %2, turizm payı vergisi cirodan 0.75 olarak başladı 0.50’ye revize edildi. Bu vergilerin tamamı, pandemi sonrası zaten bir türlü su yüzüne çıkamayan Türkiye otelcilerinin başına Sayın Eresin döneminde bela oldu. Eresin ise hükümetle çok barışık ve gereksiz bir uyum içinde gitme politikasından dolayı ağzını dahi açmadı.

Bu durum Eresin’le de sınırlı kalmadı… Yönetim kurulundan bir kişinin, herhangi bir platformda bir kez dahi olsun herhangi bir açıklamasını duyan oldu mu? Örneğin 1. başkan yardımcısı, yani başkan vekili Sayın Taner Yallağözün bugüne kadar bir açıklamasını duyan oldu mu?

Yönetimdeki kişilere tek tek girecek değilim, ama her biri maalesef bir açıklama yapma yetkesine sahip olmadığını, açıklamanın sadece başkan tarafından yapılabileceği söylemeleri de ortaya çıkan oligopolistik yönetim yapasının ne kadar içselleştirildiğini gösteriyor. Hal böyle olunca da sen, ben, bizim oğlan tarzı yönetim anlayışı ile yola devam edilmesini de yadırgamamak gerekiyor!

Eresin, Genel kurulda Sayın Bakanın karşısında İstanbul turizmi iyi gidiyor diye açıklamalar yapıyor! Fakat sektörün önde gelen aktörleri, İstanbul’un fiyat ve doluluk olarak en iyi ayı olması gereken mayıs ayında bile beklentilerin %50 altında kaldığını biliyor.

Sokak her zaman doğru söyler Sayın başkan!

Sizi sokaklara davet ediyoruz. Sizin çizdiğiniz sahte pozitif senaryoların, sokaklardaki gerçeklikle hiçbir alakası yok!

İstanbul’da kirasını, kredisini, personel maaşını ödeyemeyen birçok otelciyi, dik bir duruşla temsil edememenin ağır sorumluluğunu hissediyor musunuz?

Saygılarımla