Siirt mutfağının kültürel miras olarak geleceğe taşınması, tanıtılması ve turizme kazandırılması amacıyla Siirt Valiliği, Siirt Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA), Turizoom International Hotel Management ve Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu’nun katkılarıyla düzenlenen Siirt Gastronomi Kongresi, The Green Park Pendik Hotel & Convention Center’da gerçekleşti. Siirt Gastronomi Kongresi’ne; milletvekilleri, üst düzey bürokratlar, çok sayıda aşçı, turizmci ve Siirtli iş adamları katıldı.
“Siirt Mutfağı, Dünya’nın kurtuluşunu sağlayacak reçetelere sahip”
Kongrenin açılışı Coşkun Aral'ın "Siirt" belgeseliyle yapıldı. Açılışta konuşan Aral, memleketinin kültürel ve yöresel lezzetleriyle ilgili bilgi verdi. Bu kente ait anılarını anlatan Aral, Siirt'in çok farklı kültürlerin buluştuğu bir coğrafya olduğuna dikkat çekti. Aral, Siirt'in hem yöresel hem tarihi kültürünün daha fazla tanıtılması ve uluslararası organizasyonlarda yerini alması gerektiğine işaret etti.
Coşkun Aral, doğduğu, büyüdüğü Siirt'e çok şey borçlu olduğunu söyledi. Burada birçok medeniyetin izine rastlanabileceğini vurgulayan Aral, kendisini "meraklı düş gezgini" olarak tanımladı ve kentin gastronomi kültürüyle yakından ilgilendiğini dile getirerek; ‘’Siirt mutfağı irdelenirse bence dünyanın kurtuluşunu sağlayacak reçeteler var’’ dedi.
Siirt'in çok dilli bir kültür olduğunu da dile getiren Aral, Gaziantep ve Antakya gibi olmasını istediği kentle ilgili bir belgesel çektiğini anlattı. Belgesele, Siirt Valiliği ve Belediyesi’nin verdiği destekler için teşekkür eden Aral, belgeselde Siirt'in yöresel lezzetleri ve tarihinin anlatıldığını söyledi.
Tarihi eserlerin turizme kazandırılması lazım
Kentin tarihi eserlerinin turizme kazandırılmasının önemine işaret eden Aral, şunları dile getirdi: "Şanlıurfa'ya 18 kilometre mesafedeki Göbeklitepe, dünyaya tanıtılan bir ören yeri. Siirt'te tarihi Göbeklitepe'den 2 bin yıl eskiye dayanan bir ören yerimiz var. Burada çıkan buluntular Batman Müzesi'nde sergileniyor. Dilerim ki eserler, Siirt'te bir müzeye gelir. Siirt'te doğunun en eski limanı bulundu. Bunu arkeologlar dışında kimse bilmiyor. Siirt'te küçük atölyelere, üretim yerlerine, yerel değerleri tanıtacak projelere ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
“Siirt Mutfağı” adlı kitabın yazarı Yrd. Doç. Dr. Aynur İlhan Tunç ise kitabının birçok dile çevrilmesiyle Siirt mutfağının dünyaya yayılacağını belirterek mutfak hakkında yöresel bilgiler verdi. Siirt Vali Yardımcısı Yunus Koç, Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri Yılmaz Altındağ, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Siirt Milletvekili Yasin Aktay ise Siirt mutfağını tanıtma üzere ilk kez böyle bir çalışma yapıldığını belirterek daha sonra yapılacak yurtiçi ve yurtdışındaki tüm etkinliklere destek vereceklerini belirttiler.
“Sadece kitapla değil, tattırarak tanıtmalıyız”
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz, “Mutfak bizim işimiz. Giydiğimiz beyaz önlükler mutfakta temizliğin ve kalitenin işaretidir. Beyaz kelebekler olarak en iyi Türk yemeğinin yörenin ürünleri ile yapıldığını biliyoruz’’ diyen Zeki Açıköz şöyle devam etti: Siirt başta olmak üzere Türkiye’nin tüm şehirlerinin özel yemek kültürü önce ülkemizde yayılmalı. Menülere girmeli, sonra ise yurt dışına açılmalıdır. Türkiye’nin tüm mutfaklarında Siirt yemekleri olmalıdır. Bizlere çok iş düşüyor. Sadece kitap yazarak anlatmak havanda su dövmektir. Yemeğin tadını almaları sağlanmalıdır. Perde pilavı ile büryan kebabı dışında yemekleri olan Siirt mutfağı daha iyi tanıtılmalıdır. Biz aşçılar olarak bu konuda yapılacak tüm tanıtımlarda yer almaya hazırız.”
“Turizmi gastronomi ile süslemek gerek…”
Aşçılar Derneği Başkanı Fikret Özdemir ise şehir turizmini gastronomi ile süslemek gerektiğini belirterek; ‘’Yöresel malzeme ile yapılan yemekler tercih ediliyor. Yabancılara Türk Mutfağını ve Türk ürünlerini kullandırmak için çok çalışmak gerekir. Fransızlar kendi yöresel ürünleri olmadan yemek bile yapamıyorlar’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Siirt Milletvekili Prof. Dr. Yasin AKTAY “Siirt’in tarihi ve yemek kültürü binlerce yıllık bir maziye dayanıyor. Gastronomi konusu bir kimya gibi işlenmeli. Can boğazdan gelirken; can yine boğazdan çıkıyor. Dolayısıyla Siirt lezzet geleneğinde ciddi bir kültür ve lezzete katılan samimiyet var. Gastronomi konusunda Siirt olarak ciddi ataklar gerçekleştireceğiz. Gastronomi olgusu Siirt’in turizm haritasına çok şey katacaktır. Bu konuya ön ayak olan değerli kardeşim çocukluk ve okul arkadaşım Ali Can AKSU ve çok değerli katılımcılara desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
Siirt yemeklerinin dünyaya tanıtılması gerekir
Siirt Vali Yardımcısı Yunus Koç, kongrenin 12 bin yıllık tarihi ve kendine özgü özellikleri bulunan Siirt yöresel lezzetlerinin turizm dünyasına kazandırılması amacıyla düzenlendiğini anlattı. Birçok medeniyetin ve uygarlığın izlerini taşıyan Siirt'in yöresel mutfağını "zengin, orijinal, benzersiz, kendine has özellikleri bulunan, çok renkli" şeklinde tanımlayan Koç, bu mutfağın kültürel miras olarak geleceğe taşınması ve tanıtılmasını, en önemlisi turizme kazandırılmasını hedeflediklerini söyledi.
Turizm sektörünün sürekli geliştiğini, yerli ve yabancı turistlerin beklentilerinin değiştiğini ve çeşitlendiğini dile getiren Koç, "Turistler artık daha farklı deneyimler sunan, daha bilgili, çevreye daha duyarlı, yöresel değerleri ve otantik özelliğini koruyarak sürdüren farklı kültürleri tercih ediyor." diye konuştu. Yunus Koç, gastronomik unsurların turistik destinasyonlara değer kattığını belirterek "Farklı kültür ve medeniyetlerin derin izlerini taşıyan Siirt, eşsiz doğa güzelliklerinin yanı sıra ülkemizin önemli mutfak kültürüne sahip bir ilidir. Siirt'in gastronomik değerlerinin, konuklara otantik bir ortamda sunulacak mekanların oluşturulması kentin turizm pastasından daha çok yararlanmasına imkan sunacak" dedi.