Dün bilgisayarımda düzenleme yaparken karşıma 11 Mart 2016 tarihinde ITB Berlin Fuarı sırasında verdiğim bir röportaj çıktı. Yazının başlığı da “orta ölçekli seyahat acentaları ihmal ediliyor” idi.
8 yıl arayla bir dejavu yaşadım.
Önce kim bu orta ölçekli (kobi) seyahat acentaları sorusuna yanıt arayalım : Turizm sektöründe, büyük ulusal veya uluslararası tur operatörlerine kıyasla daha küçük ölçekte faaliyet gösterirler. Bu tür acenteler, genellikle belirli bir niş pazarı veya türdeki tatil ve seyahat hizmetlerinde uzmanlaşır. Örneğin, kültür turları, inanç turları, gastronomi turları, doğa yürüyüşleri, Botanik turlar, bisiklet turları, dağcılık, dalış, macera turları vs. gibi özelleşmiş alanlarda faaliyette bulunurlar.
Bu acentalar, genellikle belli bir destinasyona odaklandıkları için yerel kültürle daha yakından etkileşim sağlama fırsatına sahip olurlar. Turistlerin yerel kültürü daha derinlemesine deneyimlemelerini sağlarken, yerel ekonomiyi canlandırırlar.
Ve en önemlisi konusunda uzmanlaşmış bu acentalari tercih edenler daima nitelikli turisttir!
Bu seyahat acentaları yılda ortalama 20-30 grup yaparlar. Tahmini 25 kişilik bu gruplar 7- 14 gece kalırlar. Kaba bir hesap ile bu yılda 625 kişi/ 6.250 geceleme yapar.
Bu segment’te en az 1250 acenta olduğunu varsayarsak 781.250 kişi / 7.812.500 geceleme yapar.
7 yıl önce verdiğim röportajdan bir paraf eklemek istiyorum :
”Türkiye tanıtımını çantası elinde ülke ülke gezerek ve bir nevi kapı kapı dolaşarak yapan ve kendi ülkesini karış karış bilen biz turizm emekçilerine biraz daha fazla kulak vermek gerekirdi. Bir ülkenin tanıtımını sadece Deniz-Kum- Güneş ile yapamazsınız. Bizim ülkemizi Turizm Ülkesi yapan Kültürümüzdür, geçmişimizdir, tarihimizdir…. Tüm bunlar için yıllarını veren orta ölçekli acentalar maalesef ihmal edilmektedir.”
2016 yılında 8000 seyahat acentasından sadece 7 tanesi devlet teşviki alabilmişti.
Aynı konu pandemi sürecinde tarih tekerrür etmedi mi?!
Üstelik her geçen sene işler daha zor hale geliyor. Fuar katılım payları o kadar çok yükseldi ki, seyahat acentaların fuar katılımları yıldan yıla azaldı.
Nasıl olmasın ki; Fuar katılım payı 2018 yılından bugüne tam %325 arttı !
Peki işler %325 arttı mı? Daha da önemlisi Turizm gelirimiz %325 arttı mı?
Aksine, geçtiğimiz yıl öngörülemeyen maliyet artışları ( Müze fiyatları, Otobüs, Otel, Restaurant) omuzlarımıza daha da büyük bir yük bindirdi.
- Daha Destinasyon bazlı Tanıtım çalışmalarını acenteleri de dahil ederek, çoğaltmamız gerekirken,
- Seyahat acentalarının Niş pazarında uzmanlaşmasını sağlamamız, yeni ürün ve destinasyonları acentalar vasıtasıyla Dünya’ya sunmamız gerekirken,
- Seyahat Acentalarını sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi konusunda eğitmemiz ve ürün çeşitliği açısından bilgilendirmemiz gerekirken,
- Pazarın büyümesi ve pastanın azalması sebebiyle acentalar arasında haksız rekabet ortamlarını kaldırmak suretiyle, ETİK kurallar çerçevenin çizilmesi gerekirken
- Hotellerin acentalar ile rekabet etmesinin ( müşterilere daha düşük fiyat ) önünü ETİK kurallar çerçevesinde kesmemiz gerekirken
Devletimizden, vergi oranlarının rakip ülkelerimizdeki seviyelere çekilmesini, özellikle kış aylarında SGK prim avantajı sağlanmasını, Fuar desteği ve Türk Havayolları’ndan fuarlar için indirimli bilet ve sezon dışında düşük faizli destek kredi beklerken…
Bizler neyi konuşuyoruz? Bir meslek birliğinin bölünmesini! Güçlendirmeniz gereken birliği parçalara bölmek, tüm bu saydıklarımın olmamasını sağlamaktır.
Bu bölünme çatışma ve haksız rekabet yaratacak. Haklar azalacak, her biri güçsüz ve etkisiz olacak.
Farklı birlikler arasında benzer konularda çift çalışma yapılacak, kaynak kaybına sebebiyet verecek.
Koordinasyon eksikliği ortak hedeflere ulaşmayı güçleştirecek
Dünya’daki birlikler daha güçlü bir turizm sektörü için birleşirken, bizler Dünya'nın örnek gösterdiği Türkiye Seyahat Acentaları Birliğini bölmeye çalışıyoruz.
Kaldı ki, bu Birliğin temelleri 51 yıl önce 3 tane derneğin birleşimi ile atıldı.
Unutmayın! Yönetimler geçicidir, asıl olan birliğimizdir. Ancak güçlü bir meslek birliği ve onu yönetecek idealist bir yönetim ile sektörümüzü daha da ileriyi taşıyabiliriz ve yukarıdaki sorunları çözebiliriz.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Kültür Turizm
03 Şubat 2024, Cumartesi 10:38
+ Yorum Yaz