Yazılarımızı takip edenler bilir, pandemi süreci başladığı tarihten bu yana yazmış olduğumuz yazılarda seyahat acentalarımızın yaşadığı sorunları tek tek anlattık.
Hem de tüm çıplaklığıyla! Hiçbir şeyi üfürmedik. Bizzat sahada yaşadıklarımızı anlattık. Binlerce acenta olarak personelimizle beraber gece, gündüz, bayram seyran demeden 7 gün 24 saat çalıştığımız sektörde artık iş olmadığını ve şirketlerimizde incinin top oynadığını anlattık durduk.
Bir zamanlar, havalimanlarında, yollarda ve otellerde kısaca turizm hareketi olan her yerde çalışırken bugün pandemiyle beraber gelen yaşadığımız yığınla problemle uğraşıyoruz.
İşimizi yürütmek bir yana ayakta kalmak için türlü türlü çözümler arıyoruz.
Yıllar boyunca edindiğmiz mesleki birikimlerimiz, tecrübelerimiz hiçbir işe yaramıyor. Öyle tek başına altından kalkılacak gibi değil.
Turizme dair çok acil politikalar geliştirilmeli diyoruz.
Dolayısıyla bugüne kadar anlattığımız herşey turizm sektöründe yaşanan gerçeklerle birebir örtüşüyor.
Bu sadece benim feryadım değil, yıllarını bu işe vermiş binlerce acenta sahibi meslektaşımın da feryadı.
Yani söylemlerimiz öyle kulaktan dolma değil!
Mart ayından Haziran ortalarına kadar süren karantina zamanında ve sonrasında birçok seyahat acentamız müşterileri ile partnerleri arasında sıkışıp kaldı ve ciddi nakit sıkıntısı yaşadı.
Bir taraftan müşterilerine tatil iptali iadelerini yapmaya çalışırken diğer taraftan otellere uçak şirketlerine yapmış olduğu ön ödemelerini geri alamayan seyahat acentalarının sesini duyurmaya çalıştık.
Turizmdeki bazı rakip ülkeler, turizmcisi için kısa, orta ve uzun vadede politikalar belirleyip hibe ve ucuz kredi desteği verirken Türk turizmcisi olarak kıskandık.
Karantina süreci bitip işler yavaş yavaş açılmaya başlayınca alacaklıların acentalarımızın kapısına üşüştüğü bir süreci yaşadık.
İşlerin açılması demişken dostlar alışverişte görsün misali yani!
Oteller açılıp turistler yavaş yavaş gelemeye başlayınca bir kısım meslektaşlarımızın işleri bir nebze düzelmiş gibi gözükse de maalesef hiçbir yaraya merhem olmadı.
Bazı kesimlerce ısrarla göz ardı edilse de ülkemize gelen turistin yüzde 90’ını taşıyan Tur operatörleri ve seyahat acentalarımızın şartlar nedeniyle yüzde 15-20 kapasitesiyle çalışarak giderlerini bile karşılamayacaktır.
Pandemi sonrası müşteri tercihleri de değişmiş haliyle turizm faaliyetleri alabildiğince daralmışken müşterilerin tercih ettiği tatil şekli deniz, kum, güneş olunca bilet, kültür, doğa, spor, toplantı organizasyonları gibi birçok turizm çeşidi ile uğraşan binlerce seyahat acentalarımız işsiz kalmıştır.
Görüldüğü üzere turizm sektörü yüzde 80’in üzerinde bir küçülme yaşarken seyahat acentalarımızın çok küçük bir bölümü iş yapma imkanını yakalamıştır.
Seyahat acentalarımız acil destek bekliyor!
Türkiye’de bulunan yaklaşık 10 bin merkez acenta ve iki bin şube ile beraber 12 bin acentanın neredeyse yüzde 95’inden fazlası bu yılı iş yapmadan kapatacak gibi gözüküyor.
İşini kaybeden yüzbinlerce turizm emekçisiyle beraber binlerce acenta sahibi meslektaşım evine ekmek götüremeyecek düzeyde fakirleşmiş ve bu fakirleşmenin nasıl bir sonla biteceği meçhuldür.
Çok küçük kapasitelerle yapılan işlerle Eylül ayının sonuna gelirken acentalarımızı çok zor bir süreç bekliyor.
Önümüzdeki kışı çıkarmayı başaranlar yeni sezonda koronavirüsle beraber yeni bir şans deneyecekler.
Ya kışı çıkarmayı başaramayanlar?
Böyle bir gerçeği kimse düşünmek istemiyor!
Çok anlattık, yalvardık ama dinletemedik. Geçte olsa yeni bir başlangıç bekliyoruz sektör olarak!
Sayın Cumhurbaşkanımız birçok iç ve dış sorunla uğraşırken turizme de el atmasını beklemek ona haksızlık olabilir.
Ancak başta Kültür ve Turizm bakanı olmak üzere hükümet üyelerimiz çaresizliğimize çare olmalı.
Binlerce meslektaşımızın sorunlarını çözecek kalıcı politikalar ortaya koymalıdır.
Daha sürecin ilk gününden itibaren sorunları çözüm önerileriyle beraber öncelikli olarak Kültür ve turizm bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara gönderen ve seyahat acentaları için kalıcı birtakım politikaların geliştirilmesi gerektiğini savunan TÜRSAB’a artık kulak tıkanmamalıdır.
Ben ümidimi hala kaybetmedim, hala güzel bir haber bekliyorum.
Sağlıkla kalın
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.