İstanbul Harbiye’de tiyatroya yetişmeye çalışan Piri Reis Üniversitesi öğretim görevlisi ve tiyatro sanatçısı Eda Saraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan için alınan güvenlik önlemleri nedeniyle durduruldu.
Barikat nedeniyle sahneye geç kalan Saraç, polislerin engellemesine tepki gösterince “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla gözaltına alındı.
Görgü tanıklarının anlatımına göre genç kadın ters kelepçeyle yere yatırıldı, darp edilerek karakola götürüldü. Geceyi nezarethanede geçiren Saraç, ertesi gün çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
“Bir sanatçının sahnesine gitmesi suç sayıldı”
Duruşmayı izleyen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, kararı “akıl dışı” olarak niteledi. Kaya, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir kadın, bir sanatçı sadece sahnesine yetişmeye çalıştı. Yerde sürüklendi, ters kelepçelendi, sonra da tutuklandı.
Bariyere itiraz etmek nasıl olur da Cumhurbaşkanına hakaret sayılır? Bu tablo, hukukun artık siyasetin gölgesinde kaldığını gösteriyor.”
Sanatın susturulamadığı bir ülke mümkün mü?
Olay, sosyal medyada büyük yankı buldu.
Birçok sanatçı, Eda Saraç’ın tutuklanmasını “sanatın suç sayılması” olarak nitelendirdi.
Tiyatro camiası, Saraç’ın serbest bırakılması için destek çağrıları yaptı.
Bir ülkenin tiyatroları, sanatçıları ve özgürlükleriyle nefes aldığını hatırlatan bu olay, kültür ve sanat çevrelerinde şu soruyu yeniden gündeme getirdi:
“Bir sanatçının yolu neden hep bariyerlerle kesiliyor?”