Tarihinin en zor zamanlarını geçiren turizm sektörünün görünen ve görünmeyen birkaç önemli etkisini ve ardından kapıdaki tehlikeyi yazarak başlayalım.
Sektör “bacasız sanayi” diye tabir edilir, zira emek yoğun oluşu nedeniyle doğrudan ve dolaylı milyonlarca insana istihdam sağlarken, neredeyse tamamı yerli varlıkların değerlendirilmesiyle sunulan hizmet ihracı, dış ticaret açığının azaltılmasına büyük katkı sağlar.
Son on yıldır dünya üzerinde yaşanan siyasi gelişmeler turizm faaliyetlerini de etkilemektedir. Ülkemizin uluslararası arenada yalnızlığa yol aldığı, sektörde belli tecrübesi olup farklı ülkelerdeki meslektaşlarıyla teması süren her turizmcinin gördüğü bir gerçekliktir. Yalnızlığa itilmeyi yavaşlatan çoğumuzun görmediği etken ise ülkemizin tarihi, doğal ve kültürel zenginliğine, insanımızın eşsiz misafirperverliğine hayran olmuş, her yıl ülkemizden memnun ve mutlu ayrılan on milyonların kendi ülkelerinde kolay etki altına girmemeleridir. Bu durumda turizm sektörünün güçlü olması ile hem içeride hem de dışarıda çok büyük faydalar sağlanmaktadır.
Öte yandan bir gerçek vardır ki, bugünlerde dünyayı sarsan salgın nedeniyle turizm sektörü zemine çakılmış durumdadır. Ülkemizde Mart ayından itibaren 2020 yılına ait planları, rezervasyonları, hayalleri ve hayatları alt üst olmuş bir turizm sektörü ve yüzbinlerce çalışanı perişan haldedir. Bu hafta sonu ile beraber toplamda 27 gün -şimdilik- sokağa çıkma yasağı yani tam karantina, uzun süren seyahat yasağı, şehirlerarası seyahat kısıtlamaları; ofisleri kapatılmış seyahat acenteleri, evlerine hapsedilen rehberler, turizm taşımacıları, şoförler ve turizm sektöründe hizmet sunan daha nice emekçiler…
Sektöre ve çalışanlarına destek olmak üzere birkaç çalışma yapıldı. Bunlar, rehberliği meslek olan icra edenlere yönelik ilk 6 ayı ödemesiz 36 ay vadeli 3 ila üst sınırı 10 bin lira olan kredi, seyahat acentelerine yönelik gerekli koşulları sağlamak kaydıyla 25 ila 50 bin liralık kredi paketleri idi. Yapılan açıklamalara göre rehberlerden toplamda 2 bin 400 kişi, acentelerin de % 10’u (yaklaşık on bin seyahat acentesi olduğuna göre) yani yaklaşık bin kadarı bu imkandan faydalandı. Belirtilen az sayıdaki şanslı kesime en üst miktardan kredi sağlandığını düşünerek hesaplama yaptığımızda sektörün iki önemli meslek grubuna 74 milyon lira -ki bu da bugünün Merkez Bankası döviz kuruna göre 9 milyon 320 bin Amerikan Doları- kredi desteği verildiği görülecektir. E, hani biz ülkemize 40 milyar dolarlık girdi sağlayan sektör idik, hatta stratejik sektördük…
Peki, turizm taşımacılarına, şoförlerine destek var mı? Hayır, yok; onlar başlarının çaresine baksınlar…
Ya otel çalışanları, yeme-içme mekanlarındaki personel? Şartları tutuyorsa Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ), aylık 1.168-TL derman olacaktır ki buralarda çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretten ücretlendirildiği için daha yüksek ödenek almaları çok zordur. İşten çıkamazsın, başka işe giremezsin; canım siz de idare edin, ayakta kalın işte…
Ofislerde görev yapanlar, dış restoran işletmeci ve çalışanları, hediyelik eşya üretip satanlar, yani tedarikçiler ne yapsınlar? Zira kat’i yasaklarla “oturun oturduğunuz yerde, hele bir atlatalım şu salgını” denilerek zaten kenara itildiler.
Bu süreçte BAĞKUR primlerini ödeyemeyen serbest meslek sahibi rehberler ya da küçük işletmeciler sağlık hizmetlerinden yararlanamayacakları için bir destek de onlara “sakın hastalanmayın” denilerek geldi. Söz dinlemeyip hastalanırlarsa sağlık hizmetlerinden ücreti mukabilinde yararlanacaklar ki bu da pek mümkün olmayacak. O zaman tek çare hastalanmamak…
Sahi biz sektör olarak ülkeye yıllık kaç milyar dolar girdi sağlıyorduk?
İşsizliğe çare, iç barışa ve huzura katkısı olan, milyonlarca insanı etkileyen bu koskoca sektörü kendi haline bırakamazsınız. Bu insanlara acil maddi destek sağlanmalı, sektörde hareket başlayana dek geri ödeme talep edilmemelidir. Zira bu insanlar ayakta kalmak, ekmek teknelerini kaybetmemek ve hatta yaşamlarını sürdürebilmek için direnen bir kitledir. Bazı büyük gruplara verilen milyonların dövize yatırılması gibi bir sonuç olmayacaktır; bu bir hayat memat meselesidir.
Sektörde en önemli konulardan biri deneyimdir. Deneyim öyle kolay elde edilebilecek bir şey değil, zaman, bilgi, beceri ve eğitim yatırımıdır. İnsan yaşamındaki en değerli mefhum zamandır. Deneyim zaman içinde elde edildiğine göre, onu elinizdeki en kıymetli varlığınızla oluşturdunuz demektir. Bu durumda yıllardır ülkeye çok yönlü katkı sağlayan bu sektör göstermelik değil, ciddi yaklaşımlar ve tedbirlerle acilen desteklenmelidir. Yoksa yarın çok geç olabilir.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
M.KAMİL TÜRKMEN
16 Aralık 2020, Çarşamba 10:33
Haydar Dursun
15 Aralık 2020, Salı 11:32
Hakan Kutlu
15 Aralık 2020, Salı 04:02
Yavuz Ali Sakarya
14 Aralık 2020, Pazartesi 11:12
+ Yorum Yaz