Koronavirüs ve bu virüse karşı getirilen önlemlerden dolayı turizm ve seyahat alanında yaşanan tıkanıklığın, domino etkisiyle hem kendi içinde ve hem de diğer tüm tedarik zincirlerine sıçradığını gördük. Turizm ve seyahat sektörlerden direkt ve dolaylı ekmek yiyen serbest meslek sahiplerine ve ilgili sektör çalışanlarına dokunarak büyük iş kayıplarına neden olduğunu ve mali yapılarına zarar verdiğini de biliyoruz.
Ancak turizm ve seyahat endüstrisi içinde bir meslek grubu var ki sorunları en derinden hissedenler, hiç ayırt etmeksizin hangi branşta olursa olsun maalesef seyahat acentaları oldu. Seyahat acentalarının krizi bu kadar yoğun hissetmelerinin sebebi biraz da krizin başlama zamanıyla alakalı olduğu aşikâr, ancak tüm dünyanın karantinayı yaşadığı bir süreçte nereden bakarsanız bakın her yerde seyahat acentalarının ve tur operatörlerinin mağduriyetlerini göreceksiniz.
Zamanlama dedik ya, aslına bakarsanız bu pandemi süreci, marttan itibaren değil de mesela geçen kasım ayı gibi başlasaydı, seyahat acentaları diğer paydaşlarla kıyaslandığında bu kadar çok mağduriyet yaşamayacaktı. Çünkü seyahat acentaları olmayan erken rezervasyon avansları için otellere ve uçak şirketlerine ödeme yapmayacaktı ve böylece iptal ve iade işlemleri ile uğraşmayacaktı. Sadece işlerin durmasıyla herkes ne kadar etkilendiyse o kadar etkilenecekti.
Erken rezervasyon dönemi dediğimiz kasım-mart arasındaki dönemde öyle güzel satışlar oldu ki, tur operatöründen seyahat acentasına herkes elinde ne var ne yok reklam ve pazarlama faaliyetlerine, otellere ve uçak şirketlerine yatırdı. Nisan ayından itibaren gelecek yolcularla beraber yapılan yatırımlar ve ödenen avanslar geri dönmeye başlayacaktı ve her şey normal akışında seyredecekti ki pandemi kriziyle birlikte yalan oldu.
Nisan ayında hükümet güzel bir karara imza attı ve seyahat acentalarından aldığı avans ve erken rezervasyon ödemelerini geri ödesinler diye otellere bir takım kredi imkanları sağladı ancak bu kredilere ya talep edilmedi ya da talep eden otellerin sicili uygun bulunmayarak talepleri geri çevrildi.
Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede geri ödemesi şüpheli binlerce şahıs ve esnafa 50-100 bin TL’lik paketler halinde milyarlarca liralık krediler dağıtılırken turizm açılınca aldığı krediyi üretime döndürecek ve adeta para basacak olan bu tür otellerin kredi taleplerinin karşılanmaması da ayrı bir tartışma konusu olmalıdır.
Artık bıçak kemiğe dayandı
Otellerin ve uçak şirketlerinin adeta ölü taklidi yaptığı bir dönemdeyiz. Hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin tüm seyahat acentaları bir taraftan ödediği avansları geri alamazken ama öbür taraftan müşteri ile karşı karşıya kalarak belki de tarihinin en zor dönemini yaşıyor.
Koronavirüs sürecinde bütün işleri durmuş, çalışma motivasyonu kalmamış ve nakit akışı tıkandığı için finansal sıkıntılardan bunalmış Seyahat acentaları, bu süreçte bir de tatil satın almış yolcuların iptal ve iadeleriyle ilgili sıkıntıları göğüslemeye çalışıyor. Aldığı avanslar için krediye baş vurmayan veya baş vurup da alamayan oteller için satılan odaların tüketiciye iadelerinin finansörlüğü de seyahat acentalarına kaldı.
Bütün bu sıkıntılar varken tüketici tek muhatap olarak seyahat acentalarını görüyor ve kendisine çözüm üretemediği durumlarda da tek suçlu olarak seyahat acentleri oluyor.
Seyahat acentaları için diğer bir sorun da, büyük bir kısmı döviz cinsinden olmak üzere piyasadan milyonlarca lira avans alacağı varken öte yandan ödemesi bekleyen milyonlarca liralık avans çeklerinin olmasıdır. Hala hazırda bir işi olmadığı için nakit akışı durmuş olan seyahat acentaları bu çekleri ödeyememe riskiyle karşı karşıya bırakılmıştır.
Maalesef üzülerek görüyoruz ki, bu günlerde seyahat acentelerinin en çok görüştüğü kişiler ‘aracı finans kuruluşları’ yani halk dilinde “tefeciler” oluyor. Niye? çünkü otellere teslim edilen avans çeklerinin neredeyse büyük bölümü bu oteller tarafından aracı kurumlarda nakde çevrilmiş olmasındandır. Dolayısıyla seyahat acentaları mücbir sebep oluşturan bu kriz nedeniyle sözleşmelerinden doğan hakları gereği çeklerini otellerden geri almak istediğinde oteller yerine bu kuruluşları muhatap almak zorunda bırakılıyor.
Seyahat acentaları kaderine terkedilmemeli
Seyahat acentalarının en büyük varlığı el emeği, bilgisi ve birikimidir. Diğer paydaşlar gibi bağı bahçesi, malı toprağı yoktur. Dolayısıyla iş yaparken tüm birikimlerini partnerlerine avans olarak dağıtır. Dağıtılan birikimlerin geri dönüşü gecikirse nakit darlığına düşer. O nedenle kredi olanaklarına ulaşma yolları kısıtlı olan seyahat acentaları bugünlerde adeta varlık içinde yokluk yaşıyor.
2020 turizm sezonunu ilk altı ayını boşa geçiren seyahat acentalarının en çok desteğe ihtiyaç duyduğu bir süreçteyiz. Yurt içi ve yurt dışı pazarlar olmak üzere Türk turizm hareketlerinin neredeyse yüzde 95’inin seyahat acentelerinin üzerinden yürüdüğü bir sektörde bu meslek grubu kaderine terkedilmemelidir. Hem maddi hem de hukuki yönden desteklenmelidir.
Türk turizm sektörünün yurtdışı pazardaki rekabet edebilirliği açısından, pandemi öncesinde olduğu gibi pandemi sonrasında da güçlü bir seyahat acentesi profiline ihtiyacı vardır. Onun için hükümetimiz bu hassasiyetleri dikkate alıp harekete geçmeli ve seyahat acentalarına yönelik yeni finansman olanakları yaratmalıdır.
Turizm sektörünün kendi içindeki dinamikleri farklı olması sebebiyle pandemi sürecinden yaşanan iptal, iade ve mücbir sebeplerle sözleşme iptalleri ve avans iadeleri ile ilgili olarak mevcut ticari hukuk kuralları ile hiçbir yol alınamadığı görülmektedir. Bu süreçte yaşanan aksaklıkların sektöre çok derin mağduriyetler yarattığını çok net görmekteyiz.
Durum buyken hukuki açıdan turizme ayrı bir branş olarak bakılması çok önem arz etmektedir. Turizmle ilgili konuları bu sektörün kendi iç dinamiklerine göre ele alacak turizm sektörüne özgü hukuki altyapılar oluşturulmalıdır. Aksi durumda yapılan sözleşmelerle haklı olmak bir anlam ifade etmeyecek, hukuksal yetersizliklerden dolayı mağduriyetler devam edecektir.
Sonuç olarak hem finansal hem de hukuki açıdan çıkmaza giren ve adeta S.O.S sinyali veren seyahat acentalarımızı duyacak vicdanlara ihtiyaç var.
Bakalım duyacaklar mı?
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Haydsr dursun
07 Temmuz 2020, Salı 02:05
Haydar DURMASIN
05 Temmuz 2020, Pazar 01:05
Haydar dursun
29 Haziran 2020, Pazartesi 08:46
+ Yorum Yaz