Sağlıklı yaşam ve detoks turizmi konusunda faaliyet gösteren Sianji Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Recai Çakır, sağlık turizminin medikal sağlık ile wellness ve doğal tıp yöntemleri olarak ikiye ayrılması gerektiğine dikkat çekti.
Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Recai Çakır, SPA ve holistik wellness alanında Türkiye’deki mevzuatın sadece hastane ve klinikleri koruduğunu, bürokratik engellerin aşılması halinde Tayland örneğinde olduğu gibi sağlık turizminde yeni bir atılım yapılabileceğini belirtti.
Sağlık turizminde 5. sıradayız
Türkiye’nin turizm vizyonunu bir an önce değiştirmesi gerektiğine vurgu yapan Çakır, “GSYH’ya 96 milyar dolarlık, istihdama 2.1 milyon kişilik katkı yapan turizm sektörü, son 2 yıldır ciddi kayıplar yaşıyor. Buna rağmen şu an Türkiye sağlık turizminde 5. sırada bulunuyor. Son 15 yılda çok yol kat ettik ama daha çok çalışmamız lazım. Yolumuz uzun. Sağlık turizmini medikal sağlık ile wellness ve doğal tıp yöntemleri olarak ikiye ayırmamız gerekiyor. SPA ve holistik wellness alanında ülkemizdeki mevzuat sadece hastane ve klinikleri koruyor” dedi.
Tayland örneği
Nitelikli turizm tesislerinde wellness alanında çok daha fazla turist çekilebileceğini anlatan Çakır, “Tayland gibi ülkelerde bazı oteller bile hastane ruhsatı alarak bürokratik engeller aştılar ve ülke sağlık turizminde atılım yaptı. Biz de dünyadaki başarılı örneklerin daha iyilerini yapmak için çalışmalıyız. Tesislerimiz buna hazır. Sadece mevzuat ve tanıtım olarak hamleler gerekiyor. Türkiye sağlık turizminde dünyanın ilk 5 ülkesinden biri ancak yabancılar medikal tedaviler için ülkemize geliyorlar. AB ülkelerinden yüzde 60 daha ucuz tedavi sunuyor olmamız da bunda etken. Onkoloji, kardiyovasküler ve başta saç ekimi olmak üzere estetik cerrahide başı çekiyoruz. Buradaki gücümüzü wellness alanına da yansıtmamız gerekiyor ki, son 2 yıldır güvenlik nedeniyle azalan turist sayısını artırabilelim” şeklinde konuştu.
Küresel büyüklüğü 3.7 trilyon dolar
Dünyada wellness ekonomisinin 3.7 trilyon dolar hacme ulaştığına dikkat çeken Çakır, “Bunun 563 milyar dolarlık kısmı wellness turizmine ait. Türkiye bu pazardan ne yazık ki çok az bir pay alıyor. Bunun için yapılması gereken en önemli adım devletin tüm turizm tesislerinde wellness konusunda profesyonel hizmet vermek isteyenlerin önünün açacağı tedbirler alması ve wellness ile ilgili çok önemli tanıtım hamlesi başlatması olacaktır.
Direkt uçuşlarla desteklenmeli
Wellness sektörüne en çok harcamayı yapan ülkelerden direkt uçuşların başlatılması da desteklenmeli. Turistlerin en çok talep ettikleri uygulamalar detoks, sağlıklı beslenme, metabolizmayı hızlandırıcı anti-aging uygulamaları, güzellik uygulamaları ve bunu destekleyici SPA uygulamaları. Biz, Bodrum Kadıkalesi’ndeki otelimizde dünyanın her yerinden hatta Çin’den bile misafir ağırlıyoruz. Genel itibariyle ise ağırlıklı olarak Romanya, Hollanda, İngiltere, Arap Emirlikleri, Mısır ve Lübnan’dan geliyorlar” dedi.