Ondokuz Mayıs, bir milletin bağımsızlığı için verilen milli mücadelede atılan ilk adımdır.
Ondokuz Mayıs, bir milletin dönüm noktasıdır.
Ondokuz Mayıs, bir milletin ileri gideceği tarihtir.
Ondokuz Mayıs, mücadele ruhunun aşılandığı tarihtir
Ondokuz Mayıs, umudun tarihidir
Ondokuz Mayıs, her koşulda direnmenin ve mücadele edip galibiyete ulaşma azminin tarihidir.
Ondokuz Mayıs, Ata’sının milletinden güç aldığı tarihtir.
Ondokuz Mayıs, her türlü zorlukta yılmayıp her türlü zorluğa direnmemiz gerektiğini daima hatırlayacağımız tarihtir.
Ondokuz Mayıs, Ata’sının gençliğe olan inancıdır.
Ondokuz Mayıs, Ata’sının gençliğe, bir ülkenin geleceğine armağanıdır.
Ve Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir.
İçinde bulunduğumuz ve sürecin ne olacağını, nasıl sonuçlanacağını bilmediğimiz endişeli dönemde stajyerleri ile 16-35 yaş aralığındaki çalışanlarının %85’i oluşturduğu turizm sektörü genç bir sektördür.
Turizm dinamik bir sektör ve turizmciler de ruhen daima gençtir.
O nedenle biz Atamızın bizlere emanet bıraktığı bu memlekete, Cumhuriyete nasıl sahip çıkıyorsak aynı şevkle mesleğimize de sahip çıkacağız.
Atam daima Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Gençlik kavramı da onun için ayrı bir önem taşımaktaydı.
Mesleğimiz için adeta bir kurtuluş savaşı, mesleğimiz için bir mücadele şu anda içinde bulunduğumuz ortam.
Tek fark; yalnız bırakılmış olmak, adeta ölüme terkedilmek.
Oysa biz en zor zamanlarda Atamızın bize verdiği güçle, onun enerjisi ile, onun azmiyle sırtında tonlarca kiloluk mermiyi taşıyan, kağnısı ölünce kendini koşan bir neslin evlatlarız. Atamızın bize, milletine inancıyla onunla bu mücadeleyi kazanmış bir milletiz.
Adeta henüz entübe olmadan, yaşama geri dönmek isteyen yoğun bakım hastalarıyız.
Tek fark; biz yaşamak istiyoruz.
Hala içimizde bir umut, her şey normale döndüğünde neler yapmalıyız planlamaya çalışan umut yolcularıyız.
Tek fark; ölmek üzereyiz.
Birileri sesimizi duysun istiyoruz, bize el uzatsın, oksijen desteği, ilaç versin istiyoruz. Üzerimize ölü toprağı serpilsin, gözden çıkarılmış olmak istemiyoruz.
Gene çalışalım, gene üretelim, gene ülkemize istihdam ve gelir sağlayalım istiyoruz.
Tek fark; sesimizi duyan yok.
Ama biz Atamızın gençleriyiz. Ve O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”
İşte tam o anda; içimden bir ses haykırıyor tüm dünyaya:
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
Ruhun şad olsun Atam…
Biz her koşula rağmen bu mücadeleden de galip çıkacağız.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.