Mardin’in Nusaybin ilçesi turizmden pay alabilmek için çalışmalara başladı. Nusaybin Ticaret Borsası önderliğinde başlatılan çalışmalar kapsamında, TÜRSAB yöneticileri ve kültür turu yapan seyahat acentalarına yönelik bir fam trip düzenlendi. Bölgedeki tarihi eserleri ve doğal güzellikleri inceleyen seyahat acentaları, Nusaybinli turizmcilerle işbirliği imkanlarını görüştü.
Organizasyon kapsamında Kasr-ı Serçehan’da düzenlenen toplantıda kentin turizmde izleyeceği yol haritasına ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.
(Soldan sağa)- İbrahim Tanrıverdi, Hamit Kuk, Hüseyin Kurt, Necdet Aktaş
Necdet Aktaş: Nusaybin’de güvenlik sorunu yok!
Toplantının açılış konuşmasını yapan Nusaybin Ticaret Borsası Başkanı Necdet Aktaş, kentte güvenlik açısından herhangi bir sorun yaşanmadığını vurgulayarak, medyada Nusaybin’le ilgili çıkan haberlerin abartılı bir dil kullanılarak verilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Kenti kültür turizmi rotalarına dahil etmek istediklerine dile getiren Necdet Aktaş sözlerine şöyle devam etti: “Nusaybin beyaz güllerin, ticaretin ve tarımın kentidir. Bir travma yaşadık… Nusaybin’de artık güvenlik sorunu kalmamıştır. Bunu tüm Türkiye’ye anlatmak istiyoruz”.
Necdet Aktaş
“Elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyeceğiz”
Nusaybin Ticaret Borsası olarak turizmi geliştirmek için ellerinden gelen gayreti sarf edeceklerini söyleyen Necdet Aktaş, “Bizler elimizi taşın altına koyup kentimizi tanıtmaya hazırız. Şehrimizde Mor Yakup Manastırı, Zeynel Abidin Camii, kiliseler, Ezidi köyü, Beyaz Su Vadisi gibi turizme kazandırılması gereken ürünler var. Bunları tanıtarak turizm hareketliliğini artırmak istiyoruz” diye konuştu.
Hamit Kuk: Hedefimiz bölgeler arası ilişkileri geliştirmek
TÜRSAB Incoming Turizmi İhtisas Komitesi Başkanı Hamit Kuk ise konuşmasına turizmde güvenliğin önemine değinerek başladı. Güvenlik konusunda topluma doğru ve güvenilir bilgi verilmesinin önemine dikkat çeken Hamit Kuk, bu konuda güven sarsıcı yaklaşımların faydadan çok zarar getireceğini ifade etti.
Türkiye’deki kültürel zenginliği “aşure” örneği ile ifade eden Hamit Kuk sözlerine şöyle devam etti: “Kültürümüzü ve dolayısıyla turizmimizi aşureye benzetiyorum. Bu lezzeti daha fazla kişiye ulaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. Biz TÜRSAB olarak bölgeler arasındaki turizm ilişkilerinin geliştirilmesine özel bir önem veriyoruz. Bunun için de farklı bölgelerdeki üyelerimizi diğer bölgelerdeki üyelerimizle bir araya getirmek için organizasyonlar düzenliyoruz. Bizler de bu bakış açısıyla Nusaybin’deyiz.”
“Nusaybin’in turizm envanteri çıkarılmalı”
Nusaybin’in çevresindeki tarihi ve kültürel turizm ürünleriyle birlikte ele alınması gerektiğine vurgu yapan Hamit Kuk, “Kentin turizm potansiyeli tahmin ettiğimizin üzerinde. Ticaret Borsası’nın çalışmasını yerinde ve değerli bir girişim olarak görüyorum. Bu ilk adım olmalı ve belli periyotlarda devam etmeli. Öncelikle kentin turizm envanteri çıkarılmalı. Ayrıca alışverişin de bu envanter içinde önemli bir yere sahip olabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
İbrahim Tanrıverdi: Nusaybin’i Güneydoğu turizminin bir parçası haline getirmeliyiz
Nusaybin’in Mardin ve Midyat gibi turizmde yol almış iki merkezin çekim alanında olduğuna dikkat çeken TÜRSAB TOAR İhtisas Komite Başkanı İbrahim Tanrıverdi, kentte turizmin planlanırken bu durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini savundu. “Nusaybin’i Güneydoğu turizminin bir parçası haline getirmeliyiz” diyen İbrahim Tanrıverdi, gelen turistin zaman geçirmesini sağlayabilecek ürünler geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Mardin’deki konaklama kapasitesinin son yıllarda gelen talebi karşılamakta yetersiz kaldığını ileri süren İbrahim Tanrıverdi, bu durumun Nusaybin için bir avantaja dönüşebileceğini söyledi.
Hüseyin Kurt: Güvenlik tedbirleri daha az görünür olmalı
Nusaybin’de turizm yapmanın ticari bir faaliyetin ötesinde anlamlar taşıdığını ifade eden TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kurt, bu konuda TÜRSAB olarak üzerilerine düşen her şeyi yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Bölgede güvenliğin sağlanması için alınan tedbirlerin tartışmaya açılamayacağını ifade den Hüseyin Kurt, “Fakat bunların sivil halk ve dışarıdan gelecek turist tarafından daha az hissedilir olması gerekir” dedi.
Kentteki algının pozitife çevrilmesinde turizmin önemli bir rol üstlenebileceğine değinen Hüseyin Kurt, dünyanın ilk üniversitesi olarak kabul edilen Nisibis Akademisi'nin Nusaybin’in tanıtımında farkındalık yaratan bir ürün olarak değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.