Hayırlı olsun, çok kısa bir süre önce TÜRSAB'da İhtisas Komitesi Başkanlığı ve UBSAD Başkanlığı gibi iki önemli görevi üstlendiniz. Başaran Ulusoy yönetiminde yönetim kurulu üyesiydiniz. Ulusoy yönetimini büyük mücadeleler sonrasında değiştiren bir yönetimin sizi ihtisas komitesi başkanlığına getirmesini nasıl karşıladınız?
1987 yılından buyana seyahat acentacılığı yapıyorum. Bu süre içinde TÜRSAB'ın muhtelif katmanlarında üzerime düşen görevleri yaptım. Çalışma ve ihtisas alanım ise havayolu. Yıllar içerisinde bu konuda ciddi birikim edindiğimi düşünüyorum.
TÜRSAB yönetiminin beni Havayolu Bilet Satış İhtisas Başkanlığına uygun görmesini ise oldukça değerli bir yaklaşım olarak görüyorum. Umarım bu davranış diğer STK'lara, hatta siyaset kurumlarına da örnek olur.
İhtisas Başkanlığı için teklif kimden geldi?
Aslında bu biraz da sektörün talebiyle oldu. Bu sorunun cevabının şöyle açıklanırsa daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum:
Ben Başaran Bey dönemi veya ondan önceki Talha Bey döneminde, hiçbir zaman işin siyaseti içinde olmadım. Başaran Bey'in yönetimine de oy potansiyeline sahip olduğum için değil de sektörel çabalarım ve birikimim için alındığımı düşünüyorum.
“Biz işimizi yaptık, siyaset üzerimize yapıştı”
2014 yılında Antalya'da gerçekleştirdiğimiz bir bilet çalıştayı olmuştu. Bu çalıştay, biletle ilgili sorunların üzerine istikrarlı bir şekilde gidilirse çözülebileceğini gösterdi. Başaran Bey'in yönetimi de bizden bunu yapmamazı istedi. Biz de başta IATA ağırlıklı olmak üzere çalışmaları yaptık.
Sonrasındaki tabi siyaset istemeseniz de üzerine yapışan bir şey. Fakat biz temel olarak işimizi yaptık.
Dönem bittiğinde ise çalışmalarla ilgili olarak ne yapıldı ve ne yapılması gerekiyor diye mevcut yönetime brifing verdik. Onlar da yanılmıyorsam yaptıkları değerlendirmede, bu işin yolu ve yöntemi belliyse, çalışmalarınıza devam edin şeklinde yaklaştılar. Biz de kabul ettik. Bazı insanlar iş verilince gider, bazıları da gönüllü olarak gider.
Siz iş verilince gidenlerden misiniz?
Her ikisi de... Yönetimdeki görevimiz bittiğinde belki de hiçbir komitenin yapmadığı kadar düzenli bir raporlamayı mevcut yönetime bıraktım. Ama kabul edersiniz ki mevcut yönetim, 18 yıllık çok ciddi sıkıntılarla uğraştığı bir dönemden geçiyor. Biletle alakalı işlerin aksamaması için de böyle düşünmüş olabilirler. Bir ortak kanaat oluşup, birlikte çalışabilme koşulları oluşmuşsa, bunu benim de reddetme şansım yok...
UBSAD başkanlığı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ne olursa olsun TÜRSAB üst örgütümüzdür. UBSAD ve benzeri bir takım dernekler oluşmuştur ve bundan sonra da oluşmaya devam edecektir. Bu da bir zarurettir aslında. Çünkü TÜRSAB'ın, politikanın da etkisiyle durması gereken bir nokta var.
Gerçi şimdilik böyle bir durum yok... Firuz Bey'in yapılması gereken mücadeleyi yapacağını ve diyaloğun bittiği yerde işi hukuka yansıtacağı yönünde beyanları var. Mevcut yönetimin acentaların hakkının aranması noktasında gereken yerlere gideceğine inanıyorum.
“Bu fedakarlığı siyaset için yapmıyorum”
Bu çalışmaları yapmak için Mersin'den İstanbul'a gelip gidiyorum. Bugün saat 04:00'te kalktım, TÜRSAB'daki toplantımı yaptım ve birkaç havayoluyla temas kurup, akşam da tekrar Mersin'e döneceğim. Aslında oldukça zor ve yorucu bir faaliyet. Fakat ben bunu siyaseten yapmıyorum. Sektörün bu konuda fedakarlığa ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için yapıyorum.
UBSAD'dın kurucuları geçtiğimiz dönem Başaran Ulusoy'a, şimdi de belirli ölçüde Firuz Bağlıkaya'ya muhalefet yapıyor. Yönetim tarafından görev verilirken bir yandan da yönetime muhalif bir kesimin, kuruluşuna öncülük yaptığı derneğe, başkan olarak seçiliyorsunuz... Burada bir gariplik ve çelişki yok mu sizce?
Benim siyasi bir beklentim yok, olamaz da... Bunu her iki tarafa da söyledim. Bugün TÜRSAB'da yaptığımız toplantıda meslektaşlarıma da söyledim, bu hizmeti herhangi bir kişi veya kesim için vermeye gelmedim. Ben kendim için buradayım. Çocuğumun geleceği ve mesleğimin devamının tesisi için mücadele ediyorum. Yoksa siyasilerin dediği gibi kimseye “ben sizler için varım” demiyorum. Bu tür söylemlerin dönemi bitti ve bu tür konuşanların tarih içinde nerelere vardığını da hep birlikte gördük.
“UBSAD'ı stratejik olarak önemli buluyorum”
Diğer yandan UBSAD'ın etiketine de ihtiyacım yok. Fakat UBSAD'ın oluşturacağı haznede yapılacak çalışmalara ve bilgilere ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Bu açıdan UBSAD'ı stratejik açıdan önemli buluyorum.
Diğer yandan TÜRSAB'da arkamızda ciddi bir iradenin olduğunu hissediyoruz. Fakat TÜRSAB olarak “arkadaşlar üç gün boyunca x havayolu şirketinin biletlerini satmayalım” diyebilir miyiz? Bunu dersem mevcut yönetimi sıkıntıya düşürmez miyim?
Sivil toplum örgütlerinde ise böyle bir sorun olmaz. Oralarda daha esnek stratejiler ve refleksler geliştirilebiliriz.
“UBSAD'da beni siyasetin içine çekerlerse...”
Fakat yarın bir gün beni UBSAD'da bir siyasetin içine çekmeye çalışırlarsa, dönüp de maksadını aşan konularda bir şeyler yapılırsa, bu iş nazik bir el sıkışmayla, Allaha ısmarladık demeye bakar...
Numan Olcar Kimdir?
1964 yılında Bursa'da doğdu. Babasının Dışişleri Bakanlığındaki görevi nedeniyle eğitim hayatına yurt dışında başladı. İsviçre ve İsveç'te gördüğü eğitimin ardından ailesinin Türkiye'ye dönmesi nedeniyle eğitimine Adana Teknik Lisesi Elektrik Bölümünde devam etti. Mersin'de 1987 yılında seyahat acentası kurarak turizm sektörüne girdi. Ardından Adana, Göcek, İstanbul, ve Antalya'da şubeler açtı.
TÜRSAB'da 1990 yılında Adana BYK'nın kurulmasında, ardından da Mersin BYK'nın kurulmasında görev aldı. IATA komisyonunda görev yaptı. Gerekli adımlar atılmadığı için 2,5 yıl sonra istifa etti. Başaran Ulusoy'un son yönetim kurulunda ise yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.
Yorumlar
gültekin başak
15 Ekim 2018, Pazartesi 03:05
Fevzi Boyraz
14 Ekim 2018, Pazar 11:00
erkunt öner
14 Ekim 2018, Pazar 12:25
Emrullah Yimsek
13 Ekim 2018, Cumartesi 10:59
+ Yorum Yaz