Yeni bir turizm çeşidi olan gastronomi turizmi, farklı kültürleri ve yöresel mutfakları keşfetmek, yerel lezzetleri tanımak ve deneyimlemek için yola çıkan ve bunun için para harcayan gezginlerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıktı.
Araştırmalara göre gastronomi deneyimi yaşamak isteyenlerin sayısı her geçen gün artarken sektörde hızla büyümeye devam ediyor.
Daha fazla para ödemeyi göze alan insanlar, yeni lezzetler keşfetmenin peşinde dünyanın dört bir yanına seyahat ederken nerede kaliteli yemek yeneceği konusunda sürekli araştırma yapıyorlar.
Burada iki unsur ön plana çıkıyor!
Birincisi sosyal medya platformlarıdır. Yeme içme mekanlarında yaşanan güzel deneyimler paylaşıldığında bölgenin turistik değerleri dikkat çekip öncelikli tercih haline dönüşüyor.
Diğeri ise yeme içme mekanlarını ve bu mekanlarda yeteneklerini sergileyen şefleri değerlendiren bir derecelendirme sistemi olan Michelin Rehberidir.
Fransız lastik üreticileri olan Michelin kardeşler tarafından ilk basımının yapıldığı 1900 yılından günümüze kadar en iyi “rehber kitap” unvanını koruyarak gelmiştir.
Michelin kriterleriyle derecelendirip ödüllendirilen şeflerin ve restoranların bulunduğu Michelin rehberi, gastronomidünyasındaprestijvekaliteningöstergesi haline gelmiştir.
Michelin yıldızlı restoranlarda yaşanan deneyimler diğer restoranlarla hizmet, sunum, lezzet ve fiyat konularında karşılaştırılıyor. Dolayısıyla bu rehbere girmiş restoranlar dünya genelinde bilinir hale geliyor.
Gastronomiturizmi bu iki unsur sayesinde hızla gelişerek popüler oluyor.
*
Basımının yapıldığı ülkelerde hem yerel dilde hem de İngilizce olarak yayınlanan Michelin rehberi, şu anda üç kıtada ve 35’ten fazla bölgede on beş binden fazla restoranı değerlendiriyor.
Dünya çapında otuz milyondan fazla muazzam bir satış rakamına ulaşan rehberde yer bulan işletmeler ve o işletmelerin yer aldığı destinasyonların popülaritesine önemli katkılar sağlamaktadır.
2024 yılı haziran ayı sonu itibariyle İstanbul, İzmir ve Bodrumda olmak üzere Türkiye'den Michelin rehberine girmeye hak kazanmış restoran sayısı 108’e ulaşmıştır.
Michelin rehberinde en yüksek kategori olan 3 yıldız almış henüz bir işletme yok. Ancak, 2 yıldız almış bir adet restoran, tek yıldıza sahip 11 adet restoran var.
Tek yıldız sahibi restoranlardan 5 tanesi aynı zamanda ‘Green star’ yani Michelin yeşil yıldızına da sahipler.
Michelin yeşil Yıldızıher yıl yenilenen bir ödüldür.Sürdürülebilir gastronomiye yönelik cesur, duyarlı ve son derece kararlı yaklaşımları nedeniyle kendilerini farklı kılan restoranları vurgular.
İyi yemek ve uygun fiyat kategorisi olan Bib Gourmand unvanı alarak Michelin rehberine giren restoran sayısı 26 iken tavsiye listesindeki restoran sayısı 70’i buldu.
Yetenekli aşçılarımızın sunumuyla Türk ve dünya mutfağının en seçkin yemeklerini sergileyen restoranlarımızın sayısı gün geçtikçe artmaya devam edecektir.
*
Bu yazıya hazırlamadan önce Michelin rehberine girmiş Türk restoranlarına deneyim yaşamak için gelen insanlar var mı diye biraz araştırdım.
Evet varmış!
Çin’den Amerika’ya kadar dünyanın çeşitli ülkelerinden gruplar halinde veya münferit olarak gelen yüksek gelir grubuna ait insanlar bu restoranlarımızda yemenin keyfini çıkarıyormuş.
Ancak bunun için seyahat eden gezginlere ait bir veriye rastlamadım. Şayet bu veriler bir yerlerde tutuluyorsa da biz görmedik!
Madem biz bir gastronomi ülkesiyiz, madem biz bu kadar potansiyele sahibiz, o zaman gastronomi turizmini geliştirerek dünya turizm pazarından hak ettiği payı almalıyız. Bunu sağlamak için rakamları az ya da çok ne olursa olsun sağlıklı veriler tutup doğru analizler yapmalıyız.
Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığımıza önemli görevler düşmektedir.
Michelin rehberine girmiş restoranlarla iş birliğine gidilerek yemek deneyimlemek amacıyla Türkiye’ye gelen gezginlere ait verilerin takibi yapılarak kayıt altına alınmalı ve bakanlığımız tarafından periyodik aralıklarla kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
*
Gastronomi ve Michelin rehberinden bahsetmişken Türk turizminden ve fiziki olarak dünya standardını yakalamış otellerimizden bahsetmeden geçemeyiz.
İstanbul, Akdeniz ve Ege bölgesi kıyılarında öne çıkan konsept otellerle yüksek gelir seviyesindeki misafirler ağırlanıyor.
Konsept oteller sadece dış görünüşüyle değil aynı zamanda sunduğu hizmet ve içerikleriyle de lüks tatil yapma hayali kuranlar tarafından talep ediliyor.
Her birinde İtalyan, Fransız, Meksika gibi en az üç dört tane alakart restoran bulunan ve dünya mutfağından seçkin yemekler sunan otellerimizde Michelin rehberine girecek kriterlerde restoranların bulunmaması düşündürücüdür.
Her şey yerinde güzeldir, kimse iyi bir pizza ya da fajita yemek için tatil yapmaya otelinize gelmez. Ama Michelin rehberine girecek kadar iyi kriterlere sahip alakart restoranlarınızda Türk ve dünya mutfağının seçkin yemeklerini deneyimlemek için gelir.
Eğer daha iyi gelir hedefiyle turizm yapmak istiyorsak klasik her şey dahil açık büfe rutininin dışına çıkan örnekleri de sunmalıyız.
Yerinde tanıtım yöntemiyle otellere gelen misafirlere Türk mutfağının en seçkin yemeklerini yöresel hikayeleriyle beraber sunarak dünya çapında tanıtmanın adımlarını atmalıyız.
Nihayetinde gastronomi turizminin gelişmesi için yapılacak her türlü çalışma, daha kaliteli hizmet sunan güçlü bir turizm ülkesi olma imajına yardımcı olacaktır.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.