I. Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı 24-27 Mart 2022 tarihlerinde Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası ile TÜRSAB’ın öncülüğünde ve ilgili paydaşların desteğiyle düzenlendi. Bu kadim coğrafya, güçlü bir tarih, kültür ve gastronomi deneyimi vadediyor. Tur şirketleri ve gezginlerin ilgisi de düşünüldüğünde bu hacimde bir fuarın şimdiye kadar düzenlenmemiş olması şaşırtıcıydı. Fuar hem bir ihtiyacı karşılıyor hem de güçlü ismiyle bölgenin potansiyelini doğrudan ortaya koyuyor. Bu fuarın mimarının Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’nun olduğunun altını da ayrıca çizmeliyiz.
Bölgenin gastronomi ürünlerini ise zaten söylemeye gerek yok. Güney Doğu toprakları bir lezzet hazinesi. Topraktaki üründen mutfaktaki yemeğe, girişimci insan kaynağına kadar neyin, hangi hikâye ile pazarlandığı, marka yaratma girişimleri gelecek dönemde mutlaka öne çıkacaktır. Bu fuar da tüm bu çabalara katkı sağlamalıdır.
Yıllarca aslında baraj projesi olan GAP adıyla turların yapıldığı bu bölgede, kültürel mirasın gücünü yansıtan Mezopotamya isminin kullanılmaya başlanması da mutluluk verici. Umarım köhnemiş tur programları yerine Mezopotamya ismine yakışır bir içerikle seyahat programları zenginleştirilir. Bilindiği üzere burası, aynı zamanda içinde ezoterik hikâyelerin de olduğu Zerzevan Kalesi, Nemrut, Göbeklitepe gibi değerleri barındıran altın üçgen olarak adlandırılıyor. Görkemli bir kültürel mirasın üzerinde bu topraklar…
Diğer operatörler nerede?
Fuara destek veren TÜRSAB’a asıl bundan sonra çok iş düşüyor. Bir defa TÜRSAB yönetimi her etkinlikte Jolly Tur kartını kullanıyor. Bu yılın erken rezervasyon kampanyasının ana aktörü de yine Jolly olmuştu. Tamam, Jolly Tur kendi kulvarında başarılı bir operatör ama sadece Jolly ile buraya yüksek hacimli trafik çekemezsiniz. Kaldı ki en çok kültür turu otobüsünü kimin kaldırdığını da maalesef bilmiyoruz. Data toplama ve okuma sıkıntımız buralarda da ortaya çıkıyor. O yüzden tur operatörlerinin büyüme rakamları gösterişli duruyor! Gönül isterdi ki bu fuarda iç pazarın kültür rotalarını satan diğer tur operatörleri ve başat acentaları da olabilseydi. Diyecekseniz ki dur daha bu ilki ama zaten ilkinde keşke böyle olabilseydi.. Üstelik Güney Doğu’ya farklı içeriklerle tur yapan irili ufaklı pek çok seyahat acentamız mevcut. Birkaç tanesi daha ikna edilebilir, onlara fuarın önemi anlatılabilirdi.
Jolly’nin zaten pazarda Etstur’un yani Sayın Bakan’ın şirketinin rakibi olduğu ve Mete Vardar’ın da zaman zaman başta tek yetkililik ve TTGA iç pazar acenta payları gibi meseleler üzerine eleştiriler yaptığı biliniyor. Jolly’nin TÜRSAB etkinliklerinde bu kadar çok öne çıkması, mutlaka markaya bir yarar sağlıyordur ama birlik adına ne kadar fayda ürettiğini kestirmek ise güç.
Narin: Bilemeyiz belki de desteklediler
Bu fuarın konukları arasında TTYD Başkanı Oya Narin de vardı. Oya Narin ile konuşmadan birkaç saat önce gazeteci arkadaşlarla birlikte TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ile görüşmüştük. Bağlıkaya’dan “Böyle önemli bir fuara Sayın Bakan hangi önemli işi vardı da gelmedi, TTGA nelere destek oluyor da buraya neden gelmedi” şeklindeki açıklamalarını duymuştuk. TTGA’nın fuarda neden olmadığını Oya Hanım’a da sordum. TÜRSAB Başkanı’ndan farklı olarak temkinli konuştu. Narin, “Bilemeyiz belki de desteklediler, mutlaka bu kadar büyük bir organizasyona onlar da destek olmuşlardır” dedi.
Öte yandan TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya TTGA’nın en büyük stantla fuarda olması gerektiğini söyledi. Bence fuarda büyük standa sahip olmak değil büyük enerjiyi yakalamak önemli. Dünyada pazarlama yöntemleri hızla değişirken fuarlardaki stant algısı da artık değişmeli; TTGA’nın hatta kalkınma ajanslarının destek modelinin, kesiştikleri veya ayrıldıkları yolların net ortaya konması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu işin pazarlama tarafı hep söylendiği gibi acentalarsa, acentalar da dünyanın nereye gittiğini iyi analiz etmelidir.
Şunu da söylemeliyim, TTGA iç pazar için de mutlaka güçlü bir strateji geliştirmeli. İç pazar acentalarının bu konuda beklentisi yüksek. Verdikleri katkı payının haklı olarak onlara da fayda üretmesini istiyorlar. Ayrıca ana pazar daralmalarında can suyu olan iç pazar için mutlaka özel girişimler yapılmalı. Yerli turistin bu otel fiyatlarıyla hele bugünkü ekonomik koşullarda tatil yapması gittikçe zorlaşıyor. Rakibimiz İspanya’nın neden bir turizm ülkesi olduğunu iç pazar seyahat hareketliliğindeki rakamlara bakarak görebilirsiniz. İç pazarın üzerine bir senaryomuzun olması gerektiği çok açık.
Garp cephesinde yeni bir şey yok
Sayın TÜRSAB Başkanı’nın benim de röportajlarımda hep sorduğum ve gerçek nedenini hiç bilmediğim, tabii herkesin mutlaka merak ettiği Bakan Ersoy ile dün aynı yolu yürürken bugün neden karşı karşıya geldikleri sorusunun belki de somut bir nedeni olmadan geldiği bu noktada Mezopotamya fuarında, Başkan’ın yine bir Bakan eleştirisi üzerinden gündem olmasının artık çok ilgi çekici olmadığını, turizmin sıcak konularını takip edenleri de yorduğunu söylemeliyim. Bence Başkan, haklı olduğu noktalarda bile yalnız kalıyor. Eskiden “Bunu sadece o söyler” denirken şimdi “Bunu da zaten o söyler” diye bakılmaya başlandı. Ayrıca KTB’da veya ülke gündeminde görece TÜRSAB’ı da ilgilendiren veya eleştirilecek başka onca mesele varken eleştirilerin salt Bakan Ersoy üzerinden yapılması da 'garp cephesinde yeni bir şey yok' havası veriyor. Muhtemelen danışmanlar da rasyonel olmayan bir duygu durumuna göre süreci yönetiyor.
Kaldı ki Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı’nın düzenlenmesinde yerelde iş birliği yapan kurumlar da burada alamadıkları bir destek varsa mutlaka kendi pencerelerinden konuyu dile getireceklerdir. Bence doğrusu da onların konuşması. Nitekim DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, bakanlığın doğrudan katılım göstermemesinden rahatsız olduklarını, mutlaka ilgili yerlere bu desteğin neden verilmediğini soracaklarını söyledi.
Rehbersiz fuar olmaz!
TÜRSAB bu fuara destek vererek elbette büyük iş yapmıştır ama yeterli değildir. Burada kendi tarafına düşen eksikleri mutlaka iyi analiz etmelidir. Kendi içindeki yarar üretmeyen ezberlerden kurtulmalıdır. Bir defa az önce altını çizdim, tek tur operatörüyle bu bölgeyi kucaklayamazsınız. Rehbersiz bir fuar olmaz, hele gastronomi ve kültür turunun öne çıktığı bu coğrafyada turizmi rehbersiz düşünemeyiz! Tur içerikleri konusunda özel olarak çalışan birçok değerli isim varken, TÜRSAB kültür turlarında hep aynı isimlerle top çevirme sarmalından çıkmalı! Üstelik bu isimlerin somut katma değeri olan söyleyecek yeni sözleri bile yok. Gastronomi üzerine o kadar çalışkan isim varken kendi ihtisas alanı, acenta geçmişi gastronomi olmayanlar, en kolay parlama zemini gördükleri bu alanda köşeyi kapama telaşındalar. TÜRSAB kimi meşhur ederse etsin bizi ilgilendirmez ama liyakati önce kendi mutfağında kendi sağlamalıdır! Dün Başkan’la çatışıp yollarını ayıranlar bugün ne oldu da sırça köşklerde koluna girip joker pozları verebiliyorlar.
Sancılı ama umut dolu…
Gelelim fuara, evet eksikler olsa da ilk yıl için güzel kotarılmış bir iş olduğunu söylemeliyim. Mutlaka gelecek yıllarda bu eksikler giderilecektir. Yanı başımızda bir savaş varken, pandemi gerçeği devam ediyorken, ekonomik kriz bütçelere yansımışken bu koşullarda bu işi yapabilmek, ilk adımı atmak çok önemli. Biz yine de belki yol gösterir diye eksikleri söylemekten geri durmayalım.
Fuara bölgeye yakın ülkelerden yabancı katılım daha çok olabilirdi. Pazarlama tarafı daha güçlü yapılabilirdi. İstanbul’da fuarı duymayan profesyonellerle karşılaştım. Kalkınma ajanslarının bölgeyi şehir şehir gösteren haritası ve görselleri ilgi çekiciydi; belki girişte herkesin fotoğraf çekebileceği böyle bir pano yapılarak, sosyal medya etiketleri oluşturularak herkesin bu alanda fotoğraf çekmesi sağlanabilirdi. Böylece fuar daha çok kişiye anında ulaşırdı. Fuarın yapıldığı yer çok soğuktu. Yemek sunumları ise hijyen koşullarından uzaktı. Panel ve katılımcıların bir kısmı çok verimsiz ve fuarın bağlamından kopuktu.
Turizm ve Gastronomi barış demek, insanlık bunlar sayesinde aynı sofradan aynı kaptan ortak besleniyor. Her başlangıç sancılıdır ama umut doludur. Kültürü, yemekleri, misafirperver insanı, eski ve yeni şehriyle Diyarbakır’da olmak çok güzeldi. Emeği geçen herkese teşekkürler…
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
SERDAR SAĞLAMTUNÇ, FCSI
14 Nisan 2022, Perşembe 08:25
+ Yorum Yaz