Yazarlar (Turizm Meclisi)

Merhamet ile ekonomi arasındaki bağ...

Handan Atamer Engin
Handan Atamer Engin
Kites Group CMO

Sokaklarımızdaki dostlarımız, birer canlıdan çok daha fazlası... Gözlerindeki o masum bakışlar; insanlığın köklerine uzanan bir merhamet çağrısıdır. Her gün, bu canlar acı içinde yaşarken, bizlerin kalplerinde uyanan vicdan sesleri giderek yükseliyor. Hayvanlara uzanacak sevgi dolu yürekler, çocuklarımıza öğreteceği sevgi ve saygı, insanlığımızın en değerli mirasıdır.

Tarihi ve doğal güzellikleriyle dünyanın dört bir yanından turist çeken bir cennet vatanın uzun bir süredir maalesef artık çok karanlık bir yüzü var: hayvan hakları ihlalleri... Yeni çıkan hayvan hakları yasası, birçok açıdan eleştiri alarak, bir katliam yasası olarak değerlendiriliyor ve insanlık onurumuzu, kültürel değerlerimizi de sorguluyor. Ayrıca onlara reva görülen zulüm, yalnızca bu canların yaşamını tehdit etmekle kalmıyor, her gün barınaklarda yaşanan yasadışı katliamlar, içimizde yankılanan bir vicdan azabına dönüşüyor ve bize toplum olarak daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğini gösteriyor.

Tarihsel Bir Miras

Yüzyıllardır sokaklarımızda yaşayan hayvanlar, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Onlar, tarih boyunca insanlara dostluk ve sadakat sunmuş, toplumsal hayatımızda yer edinmişlerdir. Bu hayvanlar, yalnızca birer canlı değil, çocuklarımıza doğa sevgisini ve merhameti aşılayan öğretmenlerdir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde sokak hayvanlarına yönelik önemli bir duyarlılık gösterilmiştir. Bu dönemde kurulan vakıflar, sokak hayvanlarının bakımını üstlenmiş ve onlara yiyecek ile barınma sağlamıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde “hayvan hakları” anlayışı, toplumun merhamet ve adalet anlayışının bir yansımasıydı. Bu gelenek, Türkiye’nin sokak hayvanlarına olan duyarlılığının köklü bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.

Merhamet ve İmaj

Hayvanlara karşı duyarsız kalmanın sonuçları ağır olabilir. Turizm, Türkiye ekonomisinin önemli bir girdisi. Günümüz dünyasında birçok turist, seyahat ettikleri ülkelerdeki etik değerlere dikkat ederek karar veriyor. Turizm sektörü olarak, hayvan haklarına duyarlılığımız insanla doğrudan bağlantılıdır. Bizler, insanlara hizmet eden bir sektörde faaliyet gösteriyoruz ve bu nedenle merhamet, insanlık ve etik değerler açısından büyük bir sorumluluk taşıyoruz.

Bu bağlamda, hayvan haklarına duyarlı bir yaklaşım benimsemek, yalnızca etik bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluk haline geliyor.

Hayvanlara eziyet eden bir kültür, yalnızca hayvanların yaşamını tehdit etmekle kalmaz; aynı zamanda insanlık adına da ciddi bir tehlike arz eder. Hayvanlar üzerindeki şiddet, insanlara karşı da benzer bir tutum geliştirilmesinin ilk adımını oluşturur. Bu durum, toplumumuzda empati, merhamet ve insani değerlerin zayıfladığına işaret eder. Eğer bir toplum hayvanlara karşı duyarsız kalırsa, o toplumun insanlara karşı da aynı soğukluğu göstereceği kaçınılmazdır.

Bu tür bir zihniyet, çocukların da ruhsal gelişimini olumsuz etkileyebilir. Çocuklara hayvanlara saygı, sevgi ve merhamet duygusu aşılamak, onların insanlara da aynı şekilde yaklaşmalarını sağlar. Aksi takdirde, hayvanlara yapılan zulüm, çocukların gözünde normalleşir ve bu, gelecekte daha büyük şiddet eylemlerine zemin hazırlar. Böyle bir kültür, ülkemizin güvenli bir yer olamayacağının en büyük kanıtıdır.

Merhamet Üzerine...

Araştırmalar, turistlerin %70’inin hayvanların korunmasıyla ilgili bilgilere önem verdiğini gösteriyor.

Türkiye’nin sokak hayvanları ile birlikte yaşama kültürü, ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir değer taşımaktadır. Merhamet, insanlığımızın ve ülkemizin değerlerinin bir göstergesidir. Hayvan haklarına olan duyarlılığımızı artırarak, hem vicdanımıza hem de ülkemizin imajına katkıda bulunabiliriz.

Unutmayalım ki, turizm sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda insanlığımızı yücelten bir misyondur.

Kendi topraklarımızda, yüzlerce yıllık bir kültürün mirasını yaşatmak, geleceğimiz için sorumluluk almak demektir. Bir hayvanı kurtardığımızda, bir yaşamı onardığımızda, emin olun ki aslında insanlığımızı yeniden inşa ediyoruz.

Merhamet dolu bir toplum, daha sağlıklı, daha güçlü ve huzurlu bir ülke demektir.

Gelecek Nesillere İyi Bir Miras Bırakmak

Bu yalnızca bir seçim değil aslında ciddi bir sorumluluktu ve aynı zamanda bir zorunluluk haline de gelmelidir. Gelecek nesillere bırakacağımız miras, doğanın ve canlıların korunması ile onlara duyduğumuz saygı ve sevgi ile şekillenecektir. Unutmayalım ki, bir hayvanın yaşamını kurtarmak, toplumdaki vicdanın ve merhametin bir yansımasıdır.

Bir sokak hayvanına gösterilen küçük bir sevgi, bir çocuğun kalbinde büyük bir etki yaratır. Hayvanlarla kurduğumuz bağ, insanlık tarihinin en güzel hikayelerinden biridir ve bu hikayeyi sürdürmek, hepimizin görevidir.

Her bir sokak hayvanı, içindeki sevgiye, umuda ve hayata duyulan bir özlemi temsil eder. Onlara uzatılan her el, toplumumuzun vicdanının bir yansımasıdır. Unutulmamalıdır ki, merhamet dolu bir toplum, geleceği daha parlak bir şekilde inşa eder.

Merhamet Dolu Bir Gelecek İçin;

Sonuçta, hayvanların korunması ve haklarının gözetilmesi, toplumun tamamının ortak sorumluluğudur. Merhamet dolu bir toplum inşa etmenin yolu, her birimizin bu konuda aktif birer savunucu olmasıyla mümkündür. Türkiye’nin güzel toprakları, yalnızca tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda insanlık onuruyla da anılmalıdır.

Bu amaçla, hepimizin elini taşın altına koyması ve merhameti bir yaşam biçimi haline getirmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki, bir toplumun gerçek zenginliği, onun merhametinde ve insanlığa olan sevgisinde yatar.

Merhametin Gücü

Hayvanlara gösterilen her bir şiddet, toplumun ruhunu zedeler; fakat onlara sunulan her bir sevgi, geleceğimizin temellerini güçlendirir. Hayvanların gözlerindeki masumiyet, insanlığın kaybettiği değerlerin bir aynasıdır. Merhamet, bir toplumun en güçlü silahıdır; bu silahı kuşandığımızda, sadece hayvanlara değil, birbirimize de bir umut ışığı olabiliriz. Unutmayalım ki, bir gün, herkesin evinde bir sokak hayvanı bulunabilir; çünkü onların kalplerinde, bizi insan yapan o derin sevgi ve bağlılık vardır.

Şimdi, hep birlikte merhametin sesini yükseltme zamanı.

Handan Atamer Engin

11 Ekim 2024

Marakeş - Fas

Yorumlar (0)