TÜROFED Başkan Yardımcısı ve ETİK Başkanı Mehmet İşler, Ege Elgraf’a verdiği demeçte, son günlerde otelcilere yöneltilen “fırsatçılık” suçlamalarına cevap verdi. Türk turizminin pandemi, deprem, orman yangınları gibi çok sayıda badire atlattığını hatırlatan İşler, son olarak da ciddi bir ekonomik krizle mücadele ettiğini söyledi.
“Kışın marketleri eleştirenler yazın otelleri eleştiriyor”
Yüksek fiyatların altında ekonomik sebeplerin ve artan maliyetlerin olduğunu hatırlatan İşler, şunları söyledi: “Seçimlere gidilirken seçim ekonomisi uygulandı. Kara delik büyüdü. Kara deliği kapatabilmek için de seçimlerden sonra enflasyonist bir ortam patladı. Kışın ‘AVM’ler, marketler çok fahiş fiyat uyguluyor, rant sağlıyor’ deniyordu. Şimdi günün trendine göre ‘restorancılar ve turizmciler fahiş fiyat uyguluyor, kazıkçı’ denmeye başlandı. Biz bu yüksek enflasyona sebep değiliz sadece sonucuz. Kimse algı yönetmesin. Bizi bir evin annesiymişiz gibi düşünün. Piyasadan et, sebze alıyoruz pişiriyoruz kar marjımızı koyup servis ediyoruz. Eğer dışarıdan aldığımız mal pahalıysa servis ettiğimiz yemek pahalı çıkıyor. Dışarıdan aldığımız mal uygun fiyatlıysa biz de uygun fiyatlı veriyoruz. Sanki Türkiye büyük badireler atlatmamış, bütçe açığı olmamış, enflasyon patlamamış gibi turizmcilere yükleniyorlar”.
“Yunanistan’da 400 TL’ye müşteriye satılan içkinin bizdeki alış fiyatı 600 TL”
Yunan adalarındaki fiyatlarla Türkiye’deki fiyatların karşılaştırılmasının doğru olmadığını vurgulayan Başkan İşler, “Başka ülkelere vize alamayan bazı kişiler kapıda vize uygulaması nedeniyle Yunan adalarına gittiler. Oralardaki fiyatlarla Türkiye'deki fiyatları karşılaştırdılar. Ulaşım, otelde konaklama, kapıda vize parasını hiç hesaba katmadan kısaslarda bulundular. Oradaki restoranda tükettikleri bir içeceğin 400 lira olduğunu yazdılar. Ama Türkiye'deki bir restoranın aynı içeceği alış fiyatının neden 600 lira olduğunu hiç kimse sormadı! Adamın satış fiyatı 400, benim alış fiyatım 600 lira. Yunanistan, adalarda insanının yaşayabilmesi için farklı bir vergi politikası uyguluyor. Orada karı koca mutfakta baba oğul garson, SGK yok, vergi yok, ÖTV yok, bizdeki gibi yüksek bir enflasyonu yok. Bizim turizmcimiz vergilerini verecek, personel giderlerini karşılayacak, müzik meslek birliklerine ödemesini yapacak. Daha pahalıya alacak ama daha ucuza satması istenecek. Nasıl olacak bu? Restorancı, otelci kardeşim masum. Fırsatçılık yapan elbette vardır ama bunu genelleştirmemek lazım” diye konuştu.
“Ayakta kalabilmek için indirim yapıyoruz”
Türkiye’nin ekonomik sorunlarını acilen çözmesi gerektiğine dikkati çeken Başkan İşler, “Dövizin yükseleceği 40 lira olacağı hesabıyla turizmci dolar ve euro ile rezervasyon yaptı. Baskılardan dolayı kur artışı yaşanmadı. Verilen fiyat 3 bin 500 TL’ye denk geliyor. Ben nasıl adamı o fiyata yedireyim içireyim yatırayım? Elde yerine getirilmesi gereken sözleşme var. Turizmci iç piyasaya dönüyor bakıyor alım gücü düşmüş 10 gün tatil yapan 5’e beş gün yapan 2’ye düşürmüş veya vaz geçmiş görüyor. Devlet bir yasa çıkarttı. İkinci konut rezidans villa diye. Yasa uygulanmıyor. Turizmci borçlarını kapatabilmek sezonu geçirebilmek için banka kredilerine dönüp bakıyor faiz yüzde 60. Turizmci mecburen odalarını maliyetinin altına veriyor. Bu önceden kazıklıyorlardı, şimdi bak bu fiyatlara da kazanıyorlardı değil. Turizmci ayakta kalabilmek için mecburen indirim yapıyor. Turizmci bu ülkeye en fazla döviz getiren en fazla istihdam sağlayan altmış sektörü besleyen bir sektör. Sen bu sektörü yaşatmazsan turizmci eğer hapşırırsa tüm Türkiye grip olur. Sen bunu öngörerek dizayn etmelisin. Turizmci eğer sarsılırsa Türkiye ekonomisi yıkılır” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
TEVFIK DEMIRCI
22 Temmuz 2024, Pazartesi 01:09
Metin Girgin
22 Temmuz 2024, Pazartesi 10:52
+ Yorum Yaz