Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy 10 Temmuz 2025 tarihi itibariyle bakanlıktaki yedinci yılını dolduruyor.
10 Temmuz itibariyle iki bin beş yüz elli beş gün (rakamla 2.555) görevde bulunarak cumhuriyet tarihimizde bir daha kırılması çok zor bir rekorun sahibi oluyor.
Turizmden gelen birinin bakanlık yapacak olması sektörde büyük bir heyecan yaratmıştı.
Göreve başladıktan sonra sektörü her yönüyle yeniden yapılandıracak reformlara imza atılacağı düşünülmüştü.
Böylece Türk turizm sektörünün değişen şartlara ve artan rekabete karşı daha dayanıklı hale geleceği sanılmıştı.
Dolayısıyla herkeste oluşan intiba turizmci bakanımız tarafından turizmde kangren olan konulara neşter atılacağı yönündeydi.
Çünkü sürdürülebilir bir turizm sağlamak ancak böyle mümkündü.
Fakat hiçbir şey öyle olmadı!
*
Mehmet Ersoy’dan önce üç yasa ve bu yasaların uygulama usul ve esaslarını içeren yönetmeliklerle turizm sektörünün hukuksal sınırları çizilmişti.
Mevcut yasalar Bakanlığa geniş yetkiler veriyor. Yeni yasalar çıkarmak ve bu yasalara uygun hızlı ve sınırsız sayıda yasa gibi hükümler içeren yönetmelik hazırlamak mümkün.
Mehmet Ersoy’da bu yetkilerini sonuna kadar kullandı.
Bakanlığı döneminde 4 yeni kanun çıkardı. Yürürlükteki 74 yasa maddesinde değişikliğe gitti.
Hala hazırda uygulamada olan yönetmeliklerin içinden 250 maddeden fazlasını değiştirdi. Bazılarını iptal ederek yenilerini hazırlattı.
Bu yazı yazıldığı sırada başka yasa ve yönetmeliklerde değiştirilmiş olabilir!
Netice itibariyle, son beş yılda yapılan ilave düzenlemelerle beraber toplamda 7 kanun ve bu kanunların uygulama usul ve esaslarını içeren yönetmeliklerle turizm sektörü idare ediliyor.
Öte yandan, Dünya Turizm Örgütünün 2024 yılında yayınladığı ‘Seyahat ve Turizm Gelişim Endeksi’ raporuna göre Türkiye, 119 turizm ülkesi arasında 29’uncu sırada yer almaktadır.
Bir taraftan en çok turist karşılayan ülkeler arasında ilk beş içinde yer alıyorsun ama turizmdeki kalkınma kriterlerinde ilk ona bile giremiyorsun.
Sayısız hukuki düzenleme yapıyorsun ama sektörün sıkıntılarını bir türlü gideremiyorsun.
İşte bütün bunların hepsi izaha muhtaçtır!
*
Bakan beyin yaptığı hukuki düzenlemeler, bu düzenlemelerin getirdiği sonuçlar kadar ilginç başka icraatları da mevcut.
Sayın Bakanın ilk günlerinde 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ‘Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun’ yapısı değiştirildi.
Pek çok yayın hakkında basım dağıtım yasağı kararı verildi, kitaplar ve yayınlar toplatıldı, yayınevleri ve çevirmenler hakkında davalar açıldı.
Sayın Bakan bunların hepsini yalanladı ve sansür uygulamasının kesinlikle yapılmadığını söyledi!
Pandemi salgınıyla birlikte gece saati kısıtlamasıyla canlı müzik önce saat 24.00, ardında 01.00’den itibaren yasaklandı.
Salgın sonrası devam eden kısıtlamayla ilgili eleştirilere karşılık ‘ses kirliliğini’ gerekçe gösterdi.
Bazı oluşumların hedef göstermesi nedeniyle konser ve festivaller iptal edildi.
Yasaklar büyük tepki toplayınca sayın bakan; ‘bizim işimiz kültür, sanat ve turizm, etkinlikler nadiren iptal ediliyor’ açıklamasını yaptı.
*
Mehmet Ersoy, yöneticisi ve ana hissedarı olduğu şirketlere ait beş yıldızlı otel projelerine milyarlarca liralık kredi ve yatırım teşvik desteği verilmesi de kamuoyunda çok tartışıldı.
Bakan bey eleştirilere plan bütçe görüşmelerinde yanıt verdi. Yatırım teşviklerinin sokaktan geçen vatandaşa da verildiğini söyleyerek benim firmamın da teşvik almasının nesi yanlış dedi.
Bu otellere ait projelerinin bir kısmının yapıldığı arazilerin konumu, statüsü ve Bakan olarak sahibi olduğu şirketlere tahsis ediş şeklide büyük tartışmalar yarattı.
Bazı projelerin inşaatı mahkeme kararıyla defalarca iptal edilmesine rağmen tamamlanıp işletmeye açıldı.
Otellerin ETS Tur’a tek yetkililik vermek için sıraya girmesi nedeniyle iç pazarda çalışan binlerce seyahat acentası otel ve tur satışı yapamaz hale geldi.
Bakanlık yaptığı dönemdeki bazı uygulamaları nedeniyle ETS Tur’un iç pazarda rakiplerine karşı avantajlı hale gelmesi seyahat acentelerinin tepkisini çekti.
*
Turistik yerlerin tarihi, doğal ve kültürel değerleri korumak için Kapadokya ve Uludağ Alanları hakkındaki kanunları çıkardı.
Ancak bu alanların yönetilmesi, denetlenmesi, tanıtılması, değerlerin korunup kollanması ve gelecek kuşaklara aktarılması gibi konulardaki yetersizlikler nedeniyle sürekli eleştirildi.
Şubat 2020’de, İzmirlilerin karşı çıktığı İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Genişleme Bölgesi sınırları belirlendi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 16 bin dekarlık devasa alanı yapılaşmaya açan ‘Çeşme Projesi’ hazırlandı.
Gündeme gelen diğer bir yer de Antalya’daki Phaselis antik kentiydi. Bakanlığın ihaleyle verdiği inşaatlar, yöre halkı ve çevrecilerin tepkisine rağmen 1. Derece Sit alanı ve milli park sınırları içindeki alanda devam etti.
Ayasofya, müze statüsü kaldırılarak Temmuz 2020’de ibarete açıldı. Camiye dönüştürülmesinin ardından zarar gören tarihi yapının belli başlı bölümleri cam bölmeyle korumaya alındı.
Sayın Bakan, müze ve ören yerleri giriş ücretlerine sıklıkla zam yapmakla gündeme geldi. Yönetmeliğin dışına çıkarak bazen yılda iki üç kez zam yaparak tepkilere neden oldu.
Bazı müze ve ören yeri hediyelik eşya dükkanlarını ihaleye çıkarmadan hısım ve akrabalarının işletmesine vermesi de eleştirilere neden oldu.
*
Sayın Bakan, burada sayamadığımız daha birçok tartışmalı işe imza attı.
Görevi devralırken ‘Sektör temsilcilerinden yerel yöneticilere, esnaftan taksicisine, sektörü ve sektör dışındaki bütün unsurlarla birlikte nitelikli turist hedefliyoruz’ diyerek yola çıkan bakan bey sektörel olarak birlik ve beraberlik içinde başarıya ulaşılacağı mesajını vermişti.
Ama görev süresi boyunca bunların hiçbirine uymadı.
İstişare kültüründen uzak bir yönetim anlayışı benimsediği için zaman zaman doğru yaptığı işleri de tartışmaya açık hale getirdi.
Göreve gelirken turizmciler onu kendilerinden biri olarak görüp bağrına bastı.
O ise, görev yaptığı süre boyunca sektör temsilcilerine hiç yakın durmadı.
Tarih her şeyi kaydeder, hiçbiri unutulmaz!