Mehmet Ali Aycıl: Keşke devlet turizmciler gibi organize olabilseydi, çok can hayatta kalırdı

TÜRSAB'dan Hatay'da depremzedeler için halk iftarı!

Hatay Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aycıl Turizm Ajansı'na yaptığı açıklamada deprem sonrası Hatay, Antakya diye bir yerin kalmadığını söyledi.

Oteller ve seyahat acentalarının ofisleri de yıkıldı

Hayatta kaldıklarına şükrettiklerini belirten Aycıl, akrabaları dahil çok fazla insanı depremde kaybettiklerini söyledi. TÜRSAB Hatay BTK olarak hayatta kalanlara umut olmaya çalıştıklarını anlatan Aycıl şöyle konuştu: "Bölgeye gelen yardım malzemelerini üyelerimize dağıttık. Burada Atatürk Caddesi İstanbul'daki Harbiye Caddesi gibi bütün turizmcilerin olduğu yer. Burası yerle bir oldu. Yaklaşık 20'ye yakın seyahat acentamızın ofisi vardı. Hepsi yıkıldı. Şu an kesin ulaşabildiğimiz bilgilere göre 4 seyahat acentası sahibimiz depremde enkaz altında kalarak vefat etti. Burada sektör diye bir şey kalmadı. Müzelerimiz çoğu kilisemiz yıkıldı ya da hasar aldı. Güney Otel, Otel Divan, Savon Otel gibi otellerle eski Antalya sokaklarındaki butik otellerin neredeyse tamamı yıkıldı. Muhtemelen burada 12-13 otel yıkıldı. Henüz şu anda tam tespit çalışması yapamadık. Çünkü enkaz altında çok kişi var. Sağlık sorunları yaşamaya başladık inanılmaz derecede ceset kokuları var. Bizde mümkün derecede uzak durmaya çalışıyoruz bu süreçte. En az 2 hafta süreç gerekecek bize rapor sunmak için"

Devlet burayı unuttu ama TÜRSAB ve turizmciler ilk günden beri yanımızdaydı

Depremin ilk günlerinde Hatay'a kurtarma ekiplerinin müdahalede geç kaldığına yönelik eleştiriler gelmişti. Mehmet Ali Aycıl konuyla ilgili şunları söyledi: "İlk 2 gün bırakın yardımı enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılması için maalesef bölgeye hiç gelen olmadı. Medyada Kahramanmaraş ön planda olduğu için Hatay adeta unutuldu. Bölgeye kurtarma ekipleri hemen ilk gün gelseydi can kayıpları bu kadar artmazdı. Vinçler Antakya'ya Salı günü akşam geldi. Yani depremin üzerinden 30 saatten fazla bir süre geçtikten sonra geldiler. Yardımlar Çarşamba ögleden sonra gelmeye başladı. TÜRSAB Genel Merkezi ilk günden itibaren Deprem kriz masası oluşturdu. Bütün BTK başkanları dahil hepimiz organize olduk. Maalesef AFAD benim Bölge Başkanlığım adına gelen tırlara el koydu. TIR'lar Valilik kanalıyla şehre girmeden önce alındı. Bu malzemeleri biz teslim alamadık. Bizde küçük araçlarla gelen yardımları burada ihtiyaç duyanlara dağıttık. TÜRSAB yetkilileri ilk günden itibaren buradaydı. İhtiyacımız olan her şeyi karşıladılar. TÜRSAB Genel Merkezi ve turizmcilerin organizesiyle buraya şimdiye kadar 20 tır geldi. Keşke devletimiz ya da kamu kurumları turizmcilerin organize olduğu kadar organize olsalardı. Can kayıplarımız bu kadar fazla olmazdı. Devlet maalesef sınıfta kaldı bu depremde. Havalimanımız ilk gün deprem dolayısıyla yarıldı. 5-6 günlük çalışma sonucunda şu anda günlük 1-2 uçuşla tahliyeler gerçekleştiriliyor. Tahliyelerin çok önemli bir kısmını bizim turizmci dostlarımız yaptı burada. Dışarıdan malzeme erzak getirdiler. Boş dönmesinler diye herkes kendi oteline kendi imkanlarıyla açtılar. Balıkesir'den Antalya'dan İzmir'den Ankara'dan aklıma gelen her taraftan tüm seyahat acentası arkadaşlarımız aracı olan oteli olan herkes seferber oldu. Bu insanların buradan rahat bir şekilde tahliye olması için emek sarf ettiler hala da çabalıyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Bizi yalnız bırakmadılar. "

Barınma sorunu had safhada, çok acil çadıra ihtiyaç var

Bölgede şu anda 125'ten fazla acenta var. Bunlardan 60'ından fazlası göç etti buradan ve geri dönmeyi düşünmüyorlar. Benim yanımda şu anda 4 TÜRSAB çalışanı var. Ekip kurduk. Muhtaç olan insanlara araçlarla yardım götürüyoruz. Antakya'da şu ana kadar çadır sorunu çözülmedi. Ne yazık ki çadır gelmedi. 12 ilden 11 iline destek ulaştı ama ne yazık ki Hatay'a hiç bir şekilde barınma sorunu giderilmedi. Her tarafa söylüyoruz çok acı bir söylem ama yetkili biriyle konuştuğumda birinci ağızdan duyduğum cümle şu: "Sebebini söyleyemeyeceğim bir nedenle Hatay'a çadır gelmeyecek bir süre" Bunun ötesi yok. Biz üvey evlat olmaktan yorulduk, usandık. Lütfen rica ediyorum. Bizde bu ülkenin vatandaşlarıyız. Ben ailemi gönderdim. 8 gündür burada uğraşıyorum. Yetkililerimiz lütfen burayı görsün. Antakya, Hatay diye bir şey kalmadı. "