Yunanistan Tanıtım Müdürlüğü çalışmış. Güzelinden yarısı bizim Ege mutfağından olan mis yemeklerin (ki bence zaten burada net bir ayrımlama yapmak zor, mübadil pek çok lezzet var ortaklaşan) cazibeli fotoğraflarının yer aldığı Türkçe basım bir gastronomi dergisi hazırlamış. Öylece bizim Marmaris Ticaret Odası’nda duruyormuş. Bana da deneyimli turizmci dostum Uğur Zeren anlattı. Uğur Bey’i tanıyan, tanımayanlar için hatırlatalım, Küçük Oteller Derneği YK üyesi (Başkan Yrd.), aynı zamanda Melek Hotels Genel Müdürü. Şimdilerde Four Holiday markasıyla Bozburun’da yeni, güzel bir konsept geliştiriyor. Yani işi gücü turizm olan bir profesyonel.
Haliyle tüm otelciler işletmelerini doldurmak istiyor. Bu yıl beklenti de yüksek. Yabancı turist için Türkiye artık epey ucuz ama hem dünya hali malum gelişmeler hem de rakipler çok. Öyle olunca iç pazar dinamikleri de yine ekstra önem kazanıyor. Uğur Zeren de tıpkı diğer iç pazara odaklanan otel ve acentalar gibi yerli turiste kendini anlatmak, tanıtmak istiyor. Öte yandan 5 yıldızlı otellerin iç pazar için sundukları fiyatları görünce, erken rezervasyon falan bir tarafa bazı şeylerin mantığının turizmde yanlış kurgulanarak bugünlere gelindiği de akıllardan çıkmıyor değil. Neyse bu derdimiz başka bir yazımızın konusu olsun…
Özetle turizmcimiz iç pazara kendini anlatma telaşında hem de dünden daha çok! Bu konuda TTGA’nın daha aktif olmasını talep ediyor. Muhtemelen biz de Yunanistan Tanıtım Ofisi’nin yaptığı işlerin bir benzerini yurt dışında yapıyoruz ama son günlerde sıkça iç pazar için daha çok tanıtım isteniyor. Madem tatil bir ihtiyaç ve herkesin hakkı, o halde yerli gezginlere hitap edecek bu coğrafyalarımızı, irili ufaklı tesislerimizi hatırlatmakta fayda var.
Zeren: İç pazar sıkışınca kapısı çalınacak bir pazar değil
İç pazarın her zaman çok kıymetli olduğunu ancak gerekli önemin verilmediğini söyleyen Uğur Zeren ise şöyle konuşuyor: “İç pazar kriz anlarında, sıkışınca kapısı çalınabilecek bir pazar değil. Yunan Adaları’nın favorisi olan Türk turistlere, ülkemiz de sunabileceğimiz o kadar çok yer var ki. Bu dergi karşıma çıkınca, ‘İki yan yana otelsin senin de restoranın var yan otelin de. Sen lobine yan otelin restoranının tanıtım broşürünü koymuş ama kendi otelindeki restoranın hiçbir tanıtımı yok’gibi düşündüm. Hem turizmci hem de milli duygularla, en azından bizim de tanıtım için bir şeylerimiz olması gerektiğini hissettim. Ama öyle 3 gece 4 gün reklamları gibi değil, blok yazıları gibi, bölgeleri tanıtan, yemeklerini, özelliklerini anlatan güzel bir tanıtımla. Yunanlı yapmış işte dergiyle, yemek tarifleri vermiş, zeytinyağını övmüş, taze balıklarını, yeşilliklerini vb. bizim o kadar çok övülecek listemiz var ki tanıtım ajansı içerik konusunda hiç zorlanmaz.”
Evet sadece Uğur Zeren değil birçok turizmcinin iç pazara yönelik önce tanıtım sonra teşvik beklentisi yüksek. Belki uygun krediler, öğrenci ve kamu çalışanlarına yönelik ulaşım ve konaklama indirimleri şeklinde çeşitli destekler de verilebilir. Eminim ki ülkemizin turistik ürünlerini tanımayan pek çok insanımız var.
Sadece TTGA değil, yerel belediyeler, kalkınma ajansları ve valilikler de harekete geçebilir. Tam sezon öncesi, lezzeti, ören yerleri, eşsiz doğası ve kıyılarıyla ülkemizi ülkemiz insanına da anlatmak bir görev olmalı. Burada STK ve meslek birliklerine, turizm paydaşlarına, özel sektör ve kamuya iş düşüyor. Belki sezon öncesi erken rezervasyonun ilk dönemi tadında bir tanıtım kampanyası daha yapılabilir, ‘Evini keşfet Türkiye’ çağrısı güzel olmaz mı? Ben inanıyorum ki ülkemizin 7 bölgesinde yukarıda bahsettiğim fiyat açmazına karşın her bütçeye uygun bir seçenek var. Yeter ki sezonda bu fiyatlar ederinde sunulsun..
Gelelim şu Yunanistan’ın Türkçe hazırladığı gastronomi dergisine…
Evet güzel tanıtım yapmışlar yapmasına da bugünkü Euro ile kim gider diyor gibisiniz!! Lakin öyle değil; memlekette döviz ile kazanıp hala yurt dışına çıkan azımsanamayacak bir kitle var. Yunanistan hizmet, fiyat/kalite standartları açısından görece de olsa bana göre özellikle restoran tarafında çok iyi. Böyle olunca da bizden giden yemeci-içmeci turistlere alışık olan komşunun adaları, doğru bir pazarlamaya soyunup yapmışlar, koymuşlar masaya Greece logolu gastronomi dergisini. Bu dergileri de kim okuyor demeyin, valla elden ele dolaştı o dergi 2 gün. Dergiye bakınca zaten şöyle seslendiğini duyar gibiyim:
“Gel komşu gel, bu lezzetler tam senin damağına göre. Yabancılık yok, he Helen’in sarması he Hale’nin dolması! Öyle kazıklanma korkun da olmasın, birazcık döviz arttı evet, eee sen de azcık kıyacan paraya…”
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
M. Ai
19 Nisan 2022, Salı 02:39
+ Yorum Yaz