Kameralı turizm

Gazeteci İsmail Küçükkaya ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Taksim’in merkezinde bir otelde buluşmaları ve ardından otel içindeki kamera görüntülerinin paylaşılması olayı turizmi birkaç boyutuyla ilgilendiriyor. Şu ana kadar otel tarafından bir açıklama yapılmadı. Bu görüntüleri ne için ve kimler tarafından istendiğini de bilmiyoruz. Sadece mevcut güncel gelişmelere bakarak yorumlar yapabiliyoruz.

Güvenlik kamera görüntüleri adli bir olay vuku bulduğu zaman savcılık izni ile emniyet tarafından isteniyor. Bildiğim kadarıyla ortada adli bir durum yok. Bu kayıtları siyasi çekişmeye malzeme olabilecek görüntüler olarak yorumlayabiliriz. Aslında tarafların zaten kabullendiği “otel buluşması” görüntülerinin sanki saklanmış bir durumu ifşa ediyor gibi gösterilmesi de son yılların modası siyasi algı yöneterek kitleleri etkileme biçiminin bir parçası olsa gerek.

Ayrıca “5 yıldızlı otelin bu görüntüleri vermemek gibi bir lüksü” olamaz diyebilirsiniz. Çünkü bu görüntüleri iktidar devlet kurumları üzerinden belli güvenlik gerekçeleri ortaya koyarak istemiş olabilir. Bu bir tahmin sadece. Ticari bir kurum olan otelin buna ne kadar karşı çıkabileceği, tek başına prosedürlere ne kadar bağlı kalabileceği de ayrı bir tartışma konusu. Sizce başka bir otel markası bunu yapar mıydı?

Kamera kayıt saat ve tarih bilgilerinin yer aldığı görüntülerin otelin güvenlik kamerası tarafından çekilmiş görüntüler olması yüksek ihtimali, bu durumu gizlilik ve güvenlik ihlali olarak değerlendirilmesi sonucunu doğuruyor. Yoksa bu görüntüler bir misafirin cep telefonu veya başka şekilde çekilmiş olsa belki otelin üzerine bu kadar gidilmeyecekti.

5 yıldızlı oteldeki gizli kamera görüntülerinin sızdırılması olayının KVKK ile ilgili kısımları yazılıp çizildi. Bu kısmı hukukçuların değerlendireceği kanısındayım. Daha önce de otellerde bu tip olaylar yaşandı. Hatta hatırladığım kadarıyla yakın zamanda Yeşilköy’de bir 5 yıldızlı otel, güvenlik müdürünün işine son vererek kendi açısından konuyu kapamıştı. Oysa benzer durumlarla yine karşılaşmak hem de bu düzeyde büyük markaların bu sorunu yaşamaması için neler yapıldığını açıkçası çok bilmiyoruz.

İstanbul turizminin kilit turizm örgütü TÜROB nezdinde bir ara Otel Güvenlik Müdürleri Kurulu oluşturulmuştu. Şimdi ne kadar aktif bilemiyorum. Tabii bu olay OGMK’yı doğrudan ilgilendirmiyor. Ancak bu kurulun bağlı olduğu meslek birliğinin bugün itibariyle hala bir açıklama yapmaması da enteresan.

Bir otelin hem de saygın, tanınmış belki de şehrin tarihsel olaylarına tanıklık eden bir otelin güvenlik kamerası görüntülerini ortada adli bir durum yokken paylaşıyor olması ve bunun kamuoyunda tepki görmesi, medyada tartışılması İstanbul turizmini nasıl etkiler derseniz; şöyle söyleyeyim bir defa gizlilikle ilgili bir sıkıntıya işaret eder. Bütün dünya bu olayları takip ediyor. Turistler için otel demek gittiğiniz şehirde sizin eviniz demek, bir başka ifadeyle mahreminiz. Sizin iradeniz dışında evinizden özel görüntülerin dışarı verilmesi sizi huzursuz etmez mi? Turistler o şehirde kendilerini ne kadar güvende hissedecekler?

Global markalar toplantılarını, bayi etkinliklerini İstanbul’da lüks bir otelde yapabiliyor. Bu toplantılarda rakip firmaları ve kendi sektörlerini ilgilendiren bilgi ve rakamlar paylaşıyorlar. Bu firmalar şehrin otellerinde gizliliğin ihlal edildiğini bilseler o şehirde bu toplantıları bir daha yapmak isterler mi? MICE sektörü bu kadar zor günler geçirirken bu olayın yaşanması üzücü değil mi?

Şimdi diyebilirsiniz ki bir defa oldu bu olay ve bir defadan bir şey olmaz. Bu tıpkı rakamlara bakarak bugünün turizmini yorumlamaya benziyor. Bir önceki yıla göre artış varsa oh ne ala! Hep söylediğim gibi sayılarla değil markalarla turizm yapılır ama o markaların da güven telkin eden markalar olması gerekir.

Sağlıcakla