“Merkezleri İstanbul’a en çok 300 km mesafede olan üyeler için KDV dahil 2.000 TL’ye kadar; merkezleri İstanbul’a 300 km'den uzak olan üyeler için ise KDV dahil 3.000 TL ye kadar kısmı karşılanacaktır.”
2019 Genel Kurulunda itiraz etmiş olsam da maalesef delegelerin çoğunluğunun oyu ile kabul edilen; "GENEL KURUL’a ISTANBUL DIŞINDAN GELECEK ÜYELERİN ULAŞIM VE KONAKLAMA MASRAFI TÜRSAB TARAFINDAN KARŞILANACAKTIR" maddesi sonrası TÜRSAB’tan yukarıdaki satırları içeren açıklama geldi.
Whatsapp gruplarında ve kulislerde hemen laflar da dönmeye başladı tabii.
Kimilerine göre DEVRİM, kimilerine göre de DAĞ FARE DOĞURDU.
Ama görünen gerçek şu ki; her zamanki gibi çoğunluk içerikten memnun değil.
3 yılda bir yapılan, mesleğimin geleceğini belirleyen bir karar vermek, kanunla kurulmuş ve 50 yaşına basmış meslek örgütümüzü bizler adına yönetecek kişileri seçeceğimiz bir genel kurula gelmek için uçak ve konaklama bedelini kendi karşılayamayan, karşılamak istemeyen ve maalesef bana göre o çok değerli oyunu İPOTEK VEREN sevgili delege meslektaşlarım. Genel kurulda bu karar gündeme geldiğinde hayret etmiştim, NASIL YANİ diyerek. Oylama sonucunda YOK ARTIK demiştim ama bugün gerçekten UTANDIM.
3 yılda bir yapılan bir genel kurula gelmek için bir seyahat acentesi sahibi toplasan 3-4 bin TL tutacak bir masrafı ödemekten neden kaçınır?
Bundan kaçan bu seyahat acentesi sahipleri acaba yüzlerce, binlerce tüketicinin sorumluluğunu nasıl alır?
Peki İstanbul’dan gelecek olanların günahı nedir?
Bir de benim ödediğim aidatlarla neden benden hariç herkesin İstanbul'a gel git konakla gibi masrafları ödeniyor?
Bir de diğer masraflar için de kişi başı 1.500 TL TGA’dan ödenek istenmiş…
Bu bütçenin yeni pazarlarda tanıtımlar yapmak için workshoplar için kullanılmasını isterdim.
Bu bütçenin hedef pazarlara incoming ve outgoing için roadshowlar için kullanılmasını isterdim.
Bu bütçe ile ülkemizi tanıtmak için yabancı influencer, seyahat yazarları, sinema sanatçılarını getirmek, ağırlamak ve tanıtıma katkı sağlamak isterdim
Bu bütçe ile turizm için yapılabilecek pek çok etkinliğe bir damla su olurdu.
Bütün bunlar için az gelir o bütçe diyorsanız da ben şahsen buradan oluşacak toplam bütçe ile çocuk okutacağız demelerini isterdim…
Şimdi hemen birileri şu argümanı koyacak ortaya: İYİ DE ŞİMDİYE KADAR KİM DAHA ÇOK PARA HARCIYORSA O SEÇİMİ KAZANIYORDU. ŞİMDİ ŞARTLAR EŞİTLENDİ..
Ya benim sevgili meslektaşım, senin aklına " Hiçbir Meslek örgütünün yönetimine gelmek için neden bu kadar para harcanıyor" sorusunu sormak, bunu sorgulamak, bunu yapanlara hesap sormak gelmiyor mu mesela?
Sen neden işin kolayına kaçıyorsun?
Oyunu İPOTEK EDİYORSUN….
Al uçağını ya da bin arabana, gel genel kuruluna, öde otelini kendi cebinden imkanlarına göre. Oyunu da kendi özgür iradenle kullan bitsin gitsin….
Uzun bir süredir bu ülkede kurumların yönetimlerine aday olanlar seçim kazanmayı hedefliyor, hizmet etmeyi değil diye düşünüyordum. Ama o fikrimi değiştirdim artık. Bu gördüklerim ve duyduklarımdan sonra artık inandım ki; delegenin de derdi sektöre hizmet edecek kişileri, yönetimleri değil, KENDİNE BİR ŞEKİLDE HİZMET EDECEK YÖNETİMLERİ SEÇMEK…
O zaman neymiş; HER TOPLUM LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİRMİŞ…
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.