Her şey Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel’in tweetleriyle başladı. Yücel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, korona virüsü salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanlarının dinlenebilmesi için -ücreti belediye bütçesinden karşılanmak üzere- Türkiye Otelciler Birliği’nden oda istediği, fakat Otelciler Birliği’nin, çeşitli bahaneler öne sürerek teklife cevap vermekten kaçındığını iddia etti.
Yücel twitter’daki paylaşımında şunları söyledi:
Konuyla ilgili görüştüğümüz Yücel, iddiasını yineleyerek, yaşanan süreci şöyle anlattı:
“İstanbul Turizm Platformu’nun yöneticisi arkadaşımız konuyla ilgili olarak TÜROB’u aramış. Yanılmıyorsam derneğin başkanı Müberra Eresin ile görüşüp, ‘Sağlık personelleri korana virüs salgınıyla mücadele ederken çok yoruluyor. Birçoğu evlerine dahi gidemiyor. İBB olarak, rahat bir ortamda dinlenebilmeleri için otel odalarını tahsis etmek istiyoruz. Bize uygun bütçeler verirseniz talep eden sağlık personellerini görev yaptıkları hastanelere yakın otellerde konaklatmak istiyoruz” diyerek, bunun mümkün olup olmadığını sormuş. TÜROB’cular da biz bunu biraz düşünelim demişler. Fakat bir türlü dönüp de cevap vermemişler.”
“İBB’yle iş birliğine girmemiz hoş karşılanmaz!”
Konuyu öğrendikten sonra TÜROB yönetiminde bulunan bir arkadaşıyla iletişime geçtiğini, onun da “Oldukça makul bir istek. Ben yönetimdeki arkadaşlarla görüşüp döneyim” diye cevap verdiğini anlatan Yücel, ardından arkadaşının kendisine ilettiği cevabı şöyle nakletti: “Sağlık Bakanlığı’nın bir genelge yayınladığını ve yönetimdekilerin, TÜROB’un bu genelgeye rağmen İstanbul Belediyesi’yle iş birliğine girmesinin hoş karşılanmayacağını düşündüğünü ve bu yüzden de İBB’nin teklifini kabul etmediklerini söyledi.”
“İstanbul’un sağlık çalışanlarına borcu var”
Aldığı cevaptan bir vatandaş olarak fevkalade rahatsızlık duyduğunu anlatan Yücel, “İstanbul’un, canla başla çalışan, hayatlarını ortaya koyan sağlık çalışanlarına borcu var. Bu durumu öğrenince ben de bir vatandaş olarak sosyal medyadan eleştirimi yaptım.” dedi.
TÜROB: Resmi bir talep gelmedi… İddialar asılsız
Bahattin Yücel’in gündeme getirdiği olayın turizm medyasında haber olması üzerine, yazılı bir açıklama yapan TÜROB yönetimi ise Yücel’in iddialarının asılsız olduğunu ve kendilerine “herhangi bir resmi kurum ya da kuruluştan” oda talebi gelmediğini açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına da atıfta bulunulan açıklama metninde, “İstanbul’daki ‘konaklama tesislerinin sağlık personeline barınma imkanı tanımadığı’ yönündeki haber ve yorumlar tamamen asılsızdır” denildi.
Yücel: Yalan olan onların açıklaması
TÜROB’un açıklamasına ilişkin görüşlerini sorduğumuz Bahattin Yücel ise sert tepki gösterdi. “Yalan olan bir şey varsa o da onların açıklamasıdır” diyen Yücel, “İstanbul Turizm Platformu’nun TÜROB'a başvurduğu, onların da cevap vermediği bir gerçek. Yarın bu işler bitecek ama, bu durum İstanbul otelciliği anlamında çok büyük bir eksiklik olarak kalacak…” dedi.
Özcan Biçer: Kriz yönetimi içindeyiz, yazışacak durumda değiliz…
İBB adına otel talebinde bulunan İstanbul Turizm Platformu Direktörü, Özcan Biçer ise resmi bir başvuru yapmadıklarını doğrulayarak, “Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız ve şu an kriz yönetimi içindeyiz. Resmi bir yazıyla başvuracak ve resmi yoldan onun cevabını bekleyecek bir durumda değiliz. Bakanlıklarla olan yazışmalarımızı bile e-mailler üzerinden yapıyoruz” dedi.
TÜROB’un da içinde olduğu bir koordinasyon kurulları olduğunu belirten Özcan Biçer, burada salgın karşısında diğer dünya kentlerinin neler yaptığının istişare edildiğini anlattı. Kurulda salgınla ilgili, TÜROB’un temsilcisi Ayhan Hacıbektaşoğlu ve TÜROB Başkanı Müberra Eresin ile de fikir teatisinde bulunduklarını söyleyen Özcan Biçer şöyle devam etti: “Koordinasyon Kurulumuzda sürekli dünyada neler yapıldığını konuşuyoruz. Londra’da oteller sokakta kalan evsizlere kapılarını açtı. New York’ta 1800 yataklı bir otel sağlık çalışanlarına ayrıldı. Madrid’de bazı oteller hastaneye çevrilmeye başlandı. Biz de Ayhan Bey ve Müberra Hanım’la neler yapabileceğimizi konuştuk. Onalar ise direkt Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık personelinin kamu misafirhanelerinde barınması ile ilgili bir çalışması olduğunu belirtip, onu önümüze sürdüler. Sonra otellerin yüzde 90’ı kapandı. Geri kalan kısmı da kapanıyor dediler.
Onlar öyle deyince ben de gidip İstanbul Otelciler Odası’yla görüştüm. Onlar teklifimize daha farklı yaklaştı… Kendi içlerinde bir çalışma yapıp, 400 tane otelle görüşüp bize 45-50 otelin destek verebileceği şeklinde geri bildirimde bulundular.”
“Sonuçta her ikisiyle de konuştum…”
İstanbul’un çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Özcan Biçer, böylesi bir süreçte kimseyle polemiğe girmek istemediğinin altını çizerek şöyle devam etti: “Böylesi bir süreçte o haklıdır bu suçludur demek çok doğru gelmiyor bana. Evet resmi talep yapmadık fakat İstanbul Turizm Platformu’nun direktörü olarak sonuçta onlarla konuştum mu, konuştum… Her ikisiyle de konuştum…
Çok zor bir dönem bekliyor bizi. Bu dönemde sen bunu yaptın ben bunu yaptım noktasında değiliz. Başkanımız da kesinlikle bu noktada değil. Diğer yandan konuyu eleştiriyle gündeme getiren Bahattin Bey’e de çok saygı duyuyorum. Müberra Hanım da sonuçta bir kurumun lideri. Tüm bu kişi ve kurumlarla çalışmaya devam edeceğimizi düşünüyoruz. Son 48 saatte 4-5 saat uykuyla görev yapmaya çalışıyoruz. Dayanışma içinde olmamız gereken bir dönemdeyiz. Kimsenin daha iyi ya da daha kötü veya eksik olduğu bir durum yok.”
Ayhan Hacıbektaşoğlu: Sohbet ortamında anlattı
Taraflardan TÜROB Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Hacıbektaşoğlu ise İBB tarafından TÜROB’a resmi bir başvuru yapılmadığının altını çizerek, İstanbul Turizm Platformu Direktörü Özcan Biçer’in de konuyu kendisine bir sohbet ortamında aksettirdiğini anlattı.
Biçer’e otellerin çoğunun kapalı olduğunu ve personeli toplamanın güç olacağını ifade ettiğini söyleyen Hacıbektaşoğlu, aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı: “Açık otellerin kullanılabileceğini söyledi. Ben de içinde müşterisi olan otelin, risk gurubundaki sağlık personelini alıp almayacağını bilemiyorum dedim. Sormak lazım dedim. ‘Peki, sen bana açık otellerin listesini verebilir misin?’ dedi. Ben de öyle bir listenin olmadığını söyledim. ‘TÜROB’un böyle bir listesi yok mu? Yapamaz mısınız?’ diye sordu. Ben de ‘açıkçası üyelerimize tek tek mesaj atıp kapalı mı açık mı diye sormadık’ dedim. Konuştuğumuz mevzu bu kadar.”
“Konu TÜROB yönetiminde gündeme gelmedi”
Konunun TÜROB yönetiminde gündeme gelip gelmediğine ilişkin sorumuzu ise Hacıbektaşoğlu şöyle yanıtladı: “TÜROB yönetimi salgından dolayı toplanamıyor ki gelsin. Ben konuştum; Müberra Hanım’a da konuyu yazmıştım. O da benim söylediklerimin aynısını söyledi.”
“Müberra Hanım’ın oteli de fiyat vermiş”
Ardından Özcan Biçer’in otelleri arayıp fiyat aldığını ve bunu kendisine ilettiğini söyleyen Hacıbektaşoğlu, “Özcan Bey beni arayıp “bak sen oteller oda vermez diyordun, ben otellerden fiyat aldım” dedi. Hatta Müberra Hanım’ın oteli de fiyat vermiş… Ben de ‘Fiyatı ne diyerek aldınız” diye sordum. İBB’nin konaklama ihtiyacı var diye almışlar. ‘Peki sağlık personelini yatıracağınızı söylediniz mi” diye sordum. ‘Hayır demedim’ dedi. Ben de söylediğiyle yaptığının birbiriyle uyuşmadığını söyledim. O da ‘anlaşıldı oteller bu işe pek yanaşmıyor. O zaman biz de ailelerini yatırırız’ dedi. Ben de ‘eğer ailelerini yatıracaksanız biz sizden para da istemeyiz. Bizim odayla ilgili bir sorunumuz yok. Sen bizi yanlış anlıyorsun’ dedim. Çünkü geçtiğimiz yıl Kağıthane’de heyelan nedeniyle binalar boşaltıldığında bir gecede 500 oda açıp beş kuruş da para almamıştık. Fakat burada riskli bir durum var. Ayrıca bize gelen resmi bir yazı da yok.”
“İBB’nin ön almak için yaptığı gereksiz bir hareket”
Yaşanan polemiğin siyasi zeminlere çekilmemesi gerektiğini ifade eden Hacıbektaşoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Ayrıca bu belediyenin işi değil. Devlet bize yazı yazıp, yardımcı olun dedi de biz olmadık mı? Bu farklı bir konu. Belediyenin bir ön alma, sağlık personeli ile kendini öne çıkarmak için yaptığı gereksiz bir hareketti. Zaten otellerin hepsi çok zor durumda. 40 senelik oteliz. Hayatımda ilk kez işsizlikten dolayı otel kapatıyoruz. Bir de bu tür mevzularla uğraşıyoruz. Sohbet esnasında söylenenleri bu şekilde kullanmak, bir saldırı aracına dönüştürmek çok yanlış. Hele de böyle bir zamanda, hepimizin desteğe yardıma ihtiyacımız varken bizlere bu şekilde davranılması çok yanlış”
Yorumlar
Levent Gür
28 Mart 2020, Cumartesi 04:58
TUĞRUL İLHAN
27 Mart 2020, Cuma 07:48
Eski bir dost
27 Mart 2020, Cuma 05:40
Kemal Çam
27 Mart 2020, Cuma 05:37
Ali Sancar
27 Mart 2020, Cuma 03:45
Y. Murat Özgüç
27 Mart 2020, Cuma 03:34
Levent Alcı
27 Mart 2020, Cuma 02:02
+ Yorum Yaz