Hizmet turiste, vergisi vatandaşa

Türkiye, 577 plajıyla dünya 3’üncülüğünü korudu!

Sağlık Bakanlığı, “Health Türkiye” markası altında sağlık turizmini genişletmek için yeni bir düzenlemeye hazırlanıyor.
“Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik”te yapılması planlanan değişiklikle artık sadece özel hastaneler değil, kamu ve üniversite hastaneleri de belirli koşulları sağladıkları takdirde yabancı hastalara hizmet verebilecek. Ancak bu adım, yurttaşların zaten zor ulaştığı sağlık hizmetlerini daha da erişilmez hale getireceği gerekçesiyle tartışma yaratıyor.
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Seha Yüksel, “Bir zamanlar halkın olan koylar nasıl otellere dönüştüyse, şimdi de kamu hastaneleri aynı kaderi paylaşmak üzere” diyerek uygulamaya tepki gösterdi.

“Ticari mantık hakim”

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, yönetmelik değişikliğinin tamamen kâr odaklı olduğunu ifade etti: “Bu adım, tamamen ticari bir mantıkla atılmıştır. Elbette Türkiye’ye sağlık turizmi kapsamında pek çok hasta gelmekte. Ancak bu hastalar genellikle özel hastaneleri ya da diş sağlığı merkezlerini tercih etmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın asli görevi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına en iyi sağlık hizmetini sunmaktır. Kamu hastanelerinin sağlık turizmine açılması, bu hastanelerin ticari bir yapıya bürünmesi anlamına gelir. Elbette devlet sağlık turizminden gelir elde edebilir ancak bu süreçte öncelik kesinlikle vatandaşlarımız olmalıdır.”

“Mevcut sistemde randevu bile alınamıyor”

Doğruyol, bugün dahi yurttaşların birçok branşta aylar sonrasına randevu alabildiğini belirterek, “Böyle bir ortamda sağlık turizmine yönelmek, hizmete erişimi daha da zorlaştıracaktır” uyarısında bulundu. Ayrıca, turizm kapsamında verilecek hizmetlerin yine mevcut hekimler tarafından yürütüleceğine işaret eden Doğruyol, “Sağlık turizmi için ayrıca uzman ataması yapılmayacak. Bu da mevcut hekimlerin yükünü artırarak, yurttaşın sağlık hizmetine erişimini daha da engelleyecek” dedi.

“Sağlıkta eşitsizlik derinleşecek”

İzmir Tabip Odası’ndan Seha Yüksel ise uygulamanın sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmadığını savundu: “Halkın vergisiyle kurulan hastanelerde, halk sağlık hizmetinden mahrum kalırken turistlere öncelik verilmesi kabul edilemez. Bu durum hastanelerde kâr odaklı bir modelin yerleşmesine neden olur. Özel hastanelerdeki işletme mantığı kamuya da yansır. Böylece sağlık hizmeti artık halk için değil, para getirenler için organize edilir. Toplumun sağlığı değil, döviz girdisi öncelikli hale geliyor. Bu, sosyal devlet anlayışına tamamen terstir.”

“Vatandaş kendi hastanesinde sığıntı olacak”

Yüksel, sağlık turizmine yönelik başvurular arttıkça hastanelerdeki daha iyi imkanların yabancılara ayrılacağına dikkat çekti: “Bu tablo halkın sağlık hizmetine erişimini kısıtlar. Kendi ülkesinde, kendi vergisiyle inşa edilen hastanelerde vatandaş adeta sığıntı gibi kalacak.”

“Koylardan hastanelere: Aynı senaryo”

Yüksel, sağlık sisteminde yaşanmakta olan bu değişimi Ege sahillerinde yaşanan dönüşüme benzeterek, “Bir zamanlar halkın olan koylar nasıl otellere dönüştüyse, şimdi de kamu hastaneleri aynı kaderi paylaşmak üzere. Halk uzaklaştırılıyor, yerini turizm odaklı hizmetler alıyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Cumhuriyet gazetesi, Ece İçmez