Hepimiz aynı gemideydik

Mehmet Güneli
Mehmet GüneliGazeteci-Yazar
21 Mayıs 2019, 12:37

Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Oya Narin, Cumhuriyet Gazetesi’nden Şehriban Kıraç’ın sorularını yanıtladı. Türkiye’nin 1 milyon 300 bin yatak kapasitesi bulunduğunu, 400 bin yatağın da yatırım sürecinde olduğunu ifade eden Narin, ancak bazı bölgelerde yatırımların dondurulması gerektiğini dile getirdi. Kendisi her ne kadar dondurma dediyse de ben bunu bilinç dışımın serüvenci etkisiyle ‘durdurma’ gibi okudum.

Kıymetli başkan, “Bugün siz bir organize sanayi bölgesine gidip ben burada otomotiv fabrikası kuruyorum diyemezsiniz. Ama otel kurulabiliyordemiş. Çok da güzel söylemiş söylemesine de biraz geç kalmamış mı? Tüm ülke yatak arzında doyma noktasına giderken, oda fiyatları 2014’ün çok gerisinde kalırken TYD bunları o zaman söyleseydi keşke...

Tabii ki hiçbir kurum ve kişinin fütürist olmasını bekleyemeyiz, bazen rüzgar bir yerden eser ve siz onu hissetmezseniz sistem dışına itilirsiniz. Ama bazı şeyleri önceden görmek için de eskilerin deyimiyle müneccim olmaya gerek yok.

Ara sıra -sanırım dayanamayıp- özgür çıkışlar yapan TÜROB’un eski başkanı Timur Bayındır da bir aralar gazete kupürlerine yansıyan demeçlerinde bazı otellerin koridor ve kapılarının büyük yapılması gerektiğini, bu şekilde ileride hastaneye dönüşmelerinin daha kolay olacağını söylemişti. Bu sevimli açıklama aslında trajik bir gerçeği de apaçık gösteriyordu.

İstanbul’un, Bursa’nın ve Anadolu’daki birçok şehirin otel yatırımları plansız hayata geçirildi. O yıllarda pek çok profesyonel ‘master plan’ demekten yoruldu. İstanbul’un Basın Ekspres Yolu üzerinde inşa edilen otel yatırımlarını anlatmaya bile gerek yok. Yatırım hızı böyle devam etseydi ‘Otel Vadisi’ adıyla Netflix’e özel bir dizi bile çekilirdi.

İlki sanırım 10 sene önceydi; birkaç yıl üst üste organize edildi. Türkiye ve Komşu Bölgeler Otel Yatırımları Konferansı (CATHIC)’i hatırlarsınız. Ünlü otel markalarının başkan ve CEO’ları ülkemize gelir, bu toplantının farklı oturumlarında konuşur, gaz verip giderlerdi. Hatta bir ara bazıları gitmeyip Türkiye’de ikamet etmeye başladılar.

Hangi ölçek ve bütçelerde ne kadar otele ihtiyacımız olduğundan tutun da neredeyse hangi şehre nasıl yatırımların yapılması gerektiğine kadar her şeyi anlattılar. Konaklama endüstrisinin bu önemli oyuncuları oyunun kurallarını tabii ki biliyorlardı. Turizmde iştah kabartan bu lejyonerlerin her söylediğini ağzımız açık dinlemedik mi?

Otel yatırımları konusunda global marka temsilcilerini ülkemize getirip danışmanlar ve yatırımcılarla buluşturan bu konferans serisi bölgemizde konaklama sektörü yatırımlarının boyutları hakkında plaza diliyle brainstorming yapma fırsatı da sağladı. Ama herkesin aklı o sihirli büyümedeydi.

O yıllarda büyük şehirlerde ve bölgesel lokasyonlarda portfolyonun büyümesi için Asya'nın önemli fırsatlara sahip olduğunu söyleyen Hilton Worldwide Türkiye, Rusya, Doğu Avrupa Kalkınma Başkan Yardımcısı Michael Collini, Türkiye’nin markalaşmış, istikrarlı, kaliteli orta ölçekli konaklama ürünlerinin özlemini çektiğini üstüne basarak söylüyordu. DT-Global Business Consulting Başkanı Dr. Daniel Thorniley'e göre sahip olduğu yüksek ekonomik potansiyel ile Türkiye 5. BRIC ülkesi olmayı hak ediyordu.

Yine CATHIC konuşmacılarından Wyndham Hotel Group Başkan ve CEO'su Eric Danziger, Türkiye'yi dünyadaki 3 büyük pazardan biri olarak gördüğünü söylerken STR Global Genel Direktörü Elizabeth Randall Winkle, Türkiye'deki otel arzında yaşanan artışı dikkat çekici buluyordu. Hilton Avrupa Bölgesi Başkanı Simon Vincent, “Avrupa’da bu kadar hızlı büyüme Türkiye dışında hiçbir ülkede yok” diye yüzümüzü güldürmüştü.

Konuşmacılar üçüncü köprü ve yeni havalimanı projelerinin turizmi iyice ısındıracağının altını çizmişlerdi. Biz omuzlarımızı kabartırken küresel turizm sermayesi avucunu okşuyordu. Danışmanlar ‘fizibilite’ kartını çekerken küresel oyuncular çoktan seçmeli markalarını tepsiyle uzatmışlardı bile. Sağduyulu turizmcilerimiz boş binaya tabela asılarak büyümenin olamayacağını biliyorlardı.

Arz yaratma ve yerel yatırımcının iştahını kabartmanın dışında kendi içinde insicamı olan ve konuların medenice tartışıldığı bu toplantı serisi artık yapılmıyor. Sanırım mevcut koşullarda popüler yatırım danışmanlarını da yanlarına alarak bir rüzgar estirmenin fayda sağlamayacağını gördüler.

Şimdi ne o büyük yatırımları konuşan global CEO’lar ne de o büyük yatırım haberleri var. Kapitalizmin turizmdeki bu elleri bize dokunurken hiçbir yatırım külfetine girmeden Türkiye’de var olmaya çalışırlarken, yokuş aşağı son hızda giden sektörü bugün uyaranlar da o gemideydi.

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Cumhur Güven Taşbaşı
27 Mayıs 2019, Pazartesi 08:47
Tebrikler tesbitler çok doğru sektör bazı gerçekleri konuşmakta çok geç kaldı.
Zafer Cengiz
22 Mayıs 2019, Çarşamba 01:02
Turizmin gelişme sürecinin nefis aktuel anlatımla kulaklarını çınlayan yazarımıza yüzeysel teknik destek verelim: Özal dönemi'nin 1.Hamlesi kapsamında "planlı başlayan turizm gelişmesinin" altına hücum nitelikli Teşviklerle önce Plan'ın Pilav'a dönüşmesiyle unutulması süreci yaşandı. SONRA'dan hızlı gelişme ile oluşan sorunlara karşı 2002'deki 2.ŞURA'da alinan #StratejikHAMLE kararı ile 2007 de yürürlüğe giren 2023 Stratejisi ise.. Kasım 2017'deki 3.ŞURA'da fiilen YOK Sayıldı ve Kamu+ Özel İŞBİRLİĞİ İLE PLANSIZ GELİŞME TEKRAR TESCİL Edilmiş oldu.. Fakat şimdi ne olacağı ise "tam anlamıyla" MEÇHUL'dur..! #TAG*Medya
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha