Uluslararası Kültür Sanat Etkinlikleri Derneği, Türkiye’de bir ilk olacak “Yemek Filmleri Festivali” için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Gaziantep’te yapılması planlanan festivalle, kentin gastronomi alanındaki zenginliğinin, farklı sosyo-kültürel katmanlara tanıtılması hedefleniyor.
Murat Baytaş: Ürünü sanatla ambalajlıyoruz
Festival fikrinin sahibi ve organizatörü Uluslararası Kültür Sanat Etkinlikleri Derneği Başkanı Murat Baytaş, Yemek Filmleri Festivali’nin amacına ilişkin şunları söylüyor:
“Ülkemizde çok sayıda festival yapılıyor. Bunların birçoğunun adında uluslararası yazsa da, maalesef dünya çapında olduğunu iddia edebileceğimiz bir festivalimiz yok. Kiraz, kaysı gibi festivalleri uluslararası yapabilmeyi de şahsen pek mümkün görmüyorum.
Bu nedenle, Uluslararası Kültür Sanat Etkinlikleri Derneği olarak, ülkemizdeki “benzersiz” tarihi ve kültürel ürünleri sanatla buluşturarak, uluslararası boyuta taşımayı amaçlıyoruz. Yaptığımız işi turizmci gözüyle tarif etmek gerekirse de, ürünü sanatla ambalajlayıp, farklı sosyo-kültürel katmanların beğenisine sunuyoruz”.
“Gaziantep’in, kültür ve sanatın değerini bilen bir başkanı var”
Yemek Filmleri Festivali’nin, hitap ettiği kitle itibariyle, Gaziantep’in kültürel zenginliğiyle çok iyi örtüşeceğini dile getiren Murat Baytaş, “Gaziantep’in kültür ve sanata değer veren, hepsinden önemlisi de kültürel ve sanatsal faaliyetlerin tanıtımdaki etkisinin farkında olan bir belediye başkanı var” diye konuştu.
Yemek filmleri yarışması
Türkiye’nin kendine özgü ilk uzun metrajlı ve temalı gastro-filminin çekimi için dünyanın en önemli film dağıtım şirketlerinden Warner Bros’la görüştüklerini açıklayan Murat Baytaş, 2020 yılında düzenlenecek yemek filmleri yarışmasıyla da dünyadaki sinemaseverlerin dikkatini Gaziantep'e çekmeyi planladıklarını söyledi.
Gaziantep’in altyapısı müsait
Uluslararası çapta bir film festivali için Gaziantep’in altyapısının yeterli olduğuna değinen Murat Baytaş, “Kentte çok güzel kültür merkezleri inşa edilmiş. Yaptığımız incelemelerde uluslararası bir festival için tüm altyapının hazır olduğunu gördük” diye konuştu.
“Sokaklara sahne kurmak istiyoruz”
Festivallerin halka mal edilmesinin önemine değinen Murat Baytaş, “Festivalleri halk olmadan yapamazsınız. Bu nedenle biz perdeleri sokaklara, hatta köylere kurmayı planlıyoruz. Kendi sinemamızdaki yemekle ilgili sahnelerden oluşan kolajlarla, onlara nostalji yaşatmak ve sinemayı sevdirmek istiyoruz” dedi.
Kapadokya’ya fringe, İstanbul’a sokak müzisyenleri festivali
Uluslararası Kültür Sanat Etkinlikleri Derneği olarak farklı kentler için farklı sanatsal temalarda festival projelerinin olduğunu anlatan Murat Baytaş sözlerine şöyle devam etti: “Kapadokya’da fringe festivali yapmak için çalışıyoruz. Amatör tiyatro topluluklarının katıldığı bu festival konseptinde, kentin her köşesi tiyatro sahnesine dönüşüyor. Edinburgh’ta yapılan dünyanın en büyük fringe festivalini 19 milyon kişi takip ediyor. Bu yıl 2-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacak festivalde 3 bin farklı mekanda 54 bin adet gösteri sergilenecek. Dünyanın en çılgın tiyatro etkinliği diyebilirim. Kapadokya’nın eşsiz atmosferinde gerçekleşecek bir fringe festivalin, kısa sürede dünya çapında ses getireceğini düşünüyorum.
İstanbul için de üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz “Sokak Müzisyenleri Festivali” projemiz var. Dünyanın farklı kentlerindeki sokak müzisyenlerini ve orkestralarını İstanbul’a getirerek müthiş bir festival yapmayı planlıyoruz. Ayrıca Sultanahmet’te düzenlemeyi planladığımız dünya müzikleri ve bestecileri temalı sokak performansları gündemimizde. Bu tür festival ve etkinliklerin kentin tanıtımına katkı sağlarken, İstanbulluya da çok iyi geleceğini düşünüyoruz”.