23.TÜRSAB Genel Kurulu için geri sayım yeniden başladı. “Bize Değişim Gerek” hareketi lideri Firuz Bağlıkaya ve “Güçlü TÜRSAB” platformu başkanı Hasan Erdem’in ortak hareket etme kararı sonrası seçimi kaybedeceğini anlayan mevcut yönetim hepimizin bildiği üzere Genel Kurulu türlü bahanelerle ertelemişti.
BUnlar ilk başta “güvenlik” bahanesiyle seçimi ertelediklerini açıklayıp, ardından gelen tepkiler üzerine yayınladıkları video ile “1200 kişi son anda kayıt yaptırdı, organize edemedik” bahanesine sığınmışlardı. Asıl işi bu tarz kongreler yapmak olan bir mesleğin çatı örgütünün yönetim kurulunun “Genel Kurulu organize edemedik” demesi daha da utanç verici. TÜRSAB üyeleri, Genel Kurul yapmaktan aciz kişilere TÜRSAB gibi büyük bir meslek birliğinin ve ülke turizminin teslim edilmemesi gerektiği gerçeğinin daha da iyi farkına vardılar.
BUnların seçim sonrası sahaya sürdükleri muhalefeti bölme amaçlı aday malumunuz amacına ulaşamadı. Aslında bir açıdan bakınca BU hamleleri iyi oldu. Bazı meslektaşlarımızın kafasında 2015 seçimlerinde yaşanan birleşmeme ile ilgili soru işaretleri vardı. 2017 Genel Kurulu’ndan sonra BUnlar tarafından muhalefeti bölme amacıyla ortaya çıkartılan kişi sayesinde; 2015 Genel Kurulu’nda muhalefetin birleşmesini kimin engellediğinden artık herkes emin oldu.
BUnlar baktılar BU hamleleri işe yaramadı TÜRSAB imkanlarıyla “Veda Buluşmaları” adı altında düzenledikleri toplantılarla “Değişim Hareketi” aleyhine beyanlarda bulunmaya başladılar. Hakaret, tehdit ve yalanlarla dolu bu konuşmalar BUnların son çırpınışları olarak görülmektedir.
“Değişim Hareketi” nin değişim anlayışının kişi ya da başkan odaklı olmadığının dahi farkına varamadıklarından kendilerini ya da projelerini anlatmak yerine kişiler üzerinden yaptıkları kasaba siyasetini devam ettirmektedirler. Hala öğrenememişler; TÜRSAB üyeleri her şeyin farkında artık.
TÜRSAB Yönetimi’ne gelecek olan yeni yönetimin yapacağı en büyük icraat; mevcut yönetimin yaptığı hiçbir şeyi yapmamak olacaktır. TÜRSAB’ta sadece başkan ya da yönetim kurulu değişmeyecek. “Değişim” yönetim anlayışında ve vizyonda gerçekleşecek. Peki; nasıl bir yönetim anlayışı olacak.
- Üyeleriyle ticaret yapan, üyelerini para ödeyen birer müşteri olarak gören ve bilançolarını üyelerinden saklayan bir yönetim anlayışı değil; üyelerinin hak ve hukukunu koruyan, TÜRSAB ve iştiraklerinin bilançolarını üyeleriyle paylaşan yeni bir yönetim anlayışı.
- Üyelerine korku veren bir yönetim anlayışı değil; üyelerine güven veren yeni bir yönetim anlayışı.
- TÜRSAB’ın imkanlarını ve gücünü kendi çıkarları için kullanan bir yönetim anlayışı değil; kendi imkanlarını ve gücünü TÜRSAB’ın imkanları ve gücü ile birleştirip üyelerin çıkarları için kullanan yeni bir yönetim anlayışı.
- Turizm Bakanlığı tarafından üyelerine verilmek üzere TÜRSAB’a verilen % 25 müze bileti indiriminin % 5’i mevcut yönetim tarafından üyelerden gasp edilmişti. Üyelerinin hakkını gasp eden bir yönetim anlayışı değil; üyelerine bu ve buna benzer indirimler sunan yeni bir yönetim anlayışı.
- TÜRSAB’ın ihtiyaç duyduğu araç kiralama gibi hizmetleri kendi oğlunun şirketine kapalı kapılar ardında veren bir yönetim anlayışı değil; şeffaf bir şekilde, ihale ile tüm üyelere açık bir şekilde bu tarz hizmet alımlarını gerçekleştirecek bir yönetim anlayışı.
- Kaçakla mücadele ediyoruz deyip kendi ofisinin altında kaçak acentaya müsamaha gösteren bir yönetim anlayışı değil; sürekli denetimle gerçek anlamda kaçak acentacılık faaliyetlerine son verecek bir yönetim anlayışı.
- Denetim adı altında acentaların yolunu kesen bir yönetim anlayışı değil; aksine geliştireceği projelerle üyelerine yol gösteren bir yönetim anlayışı.
Haftaya TÜRSAB’taki “Değişim Hareketi” nin TÜRSAB’a kazandıracağı yeni yönetim anlayışı ile ilgili yazıma devam edeceğim.
Değişim başlıyor…
Haftaya görüşmek üzere…
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Ali Aktürk
12 Şubat 2018, Pazartesi 06:21
Zafer Cengiz
12 Şubat 2018, Pazartesi 03:58
+ Yorum Yaz