İSATAG Kurucusu ve İkinci Başkanı Cüneyt Tansu Demir’den, TÜRSAB genel kurulu öncesinde önemli bir çağrı geldi. Muhalefet olmanın gerekçesinin, ilkesel ve hedefe yönelik farklardan kaynaklanması gerektiğini savunan Demir, “Menfaati karşılanmadığı, istediği koltuğu alamadığı veya ahlaki nedenlerle dışlandığı için muhalefet yapanların gerçek anlamda muhalefet sayılamayacağını söyledi.
“Ad hominem gerekçelerle muhalefet yapılmaz!”
Muhalefetin nüvesinde iktidarla ilkesel bir ayrılık olması gerektiğini savunan Demir, “Ad hominem gerekçelerle muhalefet olmaz! Amaca ulaşırken kullanılan yol, elde edilen başarının paylaşımı, kamusal faydanın gözetimi gibi ilkesel ayrılıktan doğmalı muhalefet” dedi.
“Muhalefet egoların esiri olmamalı”
TÜRSAB gibi bir kurumu yönetmek için sürdürülen siyasetin ilkesel sınırlara sahip olması gerektiğini savunan Demir, “Elde geçirmek, elde tutmak, hesaplaşmak gibi egoların” bu süreçte karşılıksız kalması gerektiğini ifade etti.
“Aslolan trafikten sıyrılmak değil trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmaktır”
TÜRSAB’da muhalefetin, muhalif olan herkesi birleştirmek gibi bir rasyonalizasyona savrulduğu tespitinde bulunan Demir, ilkesel muhalefetin bu çizgi nedeniyle çıkmaza düştüğünü söylüyor. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” felsefesinin muhalefeti realpolitik ve pragmatik bir yapılanmaya sürüklediğini savunan Demir, “Birçoğumuz trafikte ilerlerken, aracımızda çakar olsa veya önümüzde bir polis eskort olsa da yolu açsa diye düşünürüz. Burada aslolan trafiği sıkıştıran sorunları çözmek ve herkesin yolunda kurallara uygun şekilde devam edebilmesini sağlayabilmektir” dedi.
“Muhalefet, ihtirasları boyundan büyük olanların podyumu olmamalı”
Gerçekliğinin farkında olmayan bazı figürlerin muhalefeti, kendini iktidara pazarladığı podyum olarak kullandığına dikkat çekin Demir, “Muhalefet platformu, ihtirasları boyundan büyük olan figürlerin bestmodel gibi salındığı bir podyuma dönüşmemeli” dedi.