Onu hiç görmedik, ama ruhumuza, benliğimize işleyen bir ışığın izini her an hissettik. Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir lider değil, halkına duyduğu aşkı bize bağımsızlık ve özgürlük olarak armağan eden, bizi karanlıktan aydınlığa çıkaran, yolumuzu umutla, ilimle, cesaretle donatan bir kahramandır.
O bize; özgürlüğün yalnızca bir sözcük değil, her yurttaşın damarlarında dolaşan bir hak olduğunu gösterdi.
O bizlere yalnızca bir ülke değil, aynı zamanda ilham kaynağı olacak bir gelecek bıraktı.
Onun sayesinde bugün, adımlarımızı ondan aldığımız güçle çok daha ileriye taşıyoruz. Her an onun rehberliğiyle, onun ilke ve inkılaplarıyla yürüyor; varlığımızı onun bıraktığı mirasa borçlu olduğumuzu bilerek yaşıyoruz.
O, sadece erkekleri değil, kadınları da bu milletin onurlu birer bireyi olarak yüceltti. O, kadınların toplumdaki yerini baştan yarattı.
Bugün dünyanın dört bir yanında, turizm sektörü başta olmak üzere, ülkesini ve insanını onurlandıran, katkılarıyla geleceği şekillendiren Türk kadınları olarak her birimiz, onun vizyonunun birer yansımasıyız.
Onun sayesinde kadınlar, yalnızca toplumun içinde değil, hayatın her alanında güçlü bir sesle yer aldı.
Bugün bizler, turizm sektöründe, Türkiye’nin güzelliklerini, kültürünü ve tarihini dünyaya tanıtırken; her gün ülkemizi temsil etmekten onur duyarken, bu özgürlüğün, bu onurun Atatürk’ün bize verdiği haklarla mümkün olduğunu bilerek adım atıyoruz.
O, kadınları toplumun gölgede kalmış bireyleri olmaktan çıkarıp eşit, özgür ve güçlü birer vatandaş olarak hayata kazandırdı. Biz turizmci kadınlar, onun bu emanetiyle, ülkemizi her platformda gururla temsil ediyor, Türkiye’yi daha ileriye taşımak için el birliğiyle çalışıyoruz. Bugün bizi dünyanın her köşesinde cesurca var eden, işimize duyduğumuz tutkuyu özgürce yaşatan işte bu büyük liderin vizyonudur.
Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim şekli değil; tüm vatandaşlarına hak ve özgürlüklerin kapılarını açan, kimsenin boyunduruğu altında olmadan yaşama onuru veren bir mirastır. Cumhuriyet’in getirdiği bu bilinç, her birimizi güçlü bir yurttaş yaparken, her çocuğa özgürce yetişme, her kadına hayatın her alanında var olma hakkı tanıdı. Bu ülkenin çocukları, henüz o’nu tanımasa bile, adını duyduklarında bir gurur ve minnetle doluyor, çünkü her birimizde birer parça Atatürk var. Sanki bizden önce yaşamış bir lider değil de her an yanımızda duran, bize rehberlik eden bir dost gibi.
Bugün bizler, Cumhuriyet’in kıymetini anlayan, özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu bilen nesiller olarak onun açtığı yolda, onun gösterdiği ufka doğru ilerliyoruz. Onun bıraktığı mirası, Cumhuriyet’i yaşatmak, bu toprakların havasını her soluyuşumuzda ona olan borcumuzu hatırlatıyor. Atatürk’e duyduğumuz sevgi, basit bir özlemden çok daha öte; bu, özgürlüğümüzü sağlayan, geleceğimizi şekillendiren ve bizi vatandaş yapan bir aşk. O, yalnızca bir lider değil, adeta içimizde yanan bir kıvılcım, bir yol gösterici, bir umut ışığı.
Atatürk’ün izinden yürümek, onun ilkelerine bağlı kalmak, bu toprakların her bireyine bırakılmış en büyük miras, en kutsal vazifedir. Cumhuriyet’in ilelebet yaşaması, bu topraklarda her çocuğun özgür, her kadının güçlü, her bireyin onurlu bir vatandaş olarak hayatını sürdürebilmesi için Atatürk’ün izinde, devrimlerinin bekçisiyiz.
Bugün göğsümüzde taşıdığımız bu sevda, onun izinden giden bir milletin yüceliğini, ona olan minnetimizi anlatır.
Gökyüzü ne kadar yüksek, yıldızlar ne kadar uzak olursa olsun, onun aydınlattığı yolda yürümek herbirimizin en kutsal görevi, en büyük aşkıdır.
O, yalnızca bu toprakların değil, insanlığa bağımsızlık, cesaret ve umut aşılayan eşsiz bir lider, bir yol gösterici olarak sonsuza dek yaşayacak.
SON SÖZ; O, bizimleydi, bizimle yaşıyor ve nesilden nesile aktarılacak ebedi bir feyz olarak kalacak.
10 Kasım 2024
Onun sayesinde dünyanın bir ucunda.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.