Biz çalışanlarımız aşılansın dedik, siz yanlış anladınız!

Hamit Kuk
Hamit KukPasso Tour
15 Mayıs 2021, 14:21

Bazı işler vardır ki daha ilk kurgusunda bir sakatlık vardır. Kısa adı TGA olan, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, kuruluş amacı bakımından herkesin hem fikir olduğu, ama yönetiliş açısından birçok turizm paydaşının hem fikir olmadığı bir taslak ile Meclis’ten geçerek yasalaşmıştı.

TGA’da sus payı olarak sembolik temsilciliklerle tüm turizm paydaşlarına birer koltuk verilmiş, geri kalan her şeyi sayın bakan ve emrinde çalışan bakanlık temsilcileri, bir iki de otelci ile işi yürütmeye kalkışmanın yanlış olduğunu, seyahat acentalarının mutlaka bu sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştik.

O dönemde birçok kişinin sesi fazla çıkmazken TÜRAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, bizzat sayın bakana, komisyon üyelerine ve basın açıklamaları yoluyla da kamuoyuna bu yapılanın yanlış olduğunu anlatmaya çalışmıştı.

Keza o dönemde SAYD başkanı olarak bizde fikirlerimizi basın açıklamaları yoluyla kamuoyu ile paylaşmış ve seyahat acentaları temsilcilerine danışılmadan yapılacak icraatların sektöre fazla bir fayda getirmeyeceğini anlatmıştık.

Bizim üst perdeden yaptığımız bu açıklamalar karşısında sayın bakan, ‘seyahat acentalarının ülke tanıtımıyla ne alakası var’ diyerek adeta bu ülke turizminin geçmişini inkâr etmiş ve seyahat acentalarını bu sürecin dışında tutmuştu.

Türk turizm sektörünün lokomotifi olan seyahat acentaları gerçeğini kabul etmeyen anlayış!

Son kırk yıldan bu yana benim gibi incoming yapan yüzlerce meslektaşımızın bir elinde broşür dolu, öbür elinde çamaşır dolu valizlerle bir uçaktan öbürüne yetişerek Avrupa ülkelerine seferler düzenlemiş ve şehir şehir dolaşarak workshoplara katılıp hem ülkemizin tanıtımını ve hem de pazarlaması yapmış seyahat acentaları temsilcileri olarak bu tanıtım işini bilmiyoruz öyle mi?

Siz tirajı yüksek gazetelere, fiyatıyla birlikte otel odası resmi koyarak tatil satıp bir de üstelik bunu turizm tanıtım reklamı sanıyorken, bir trenden inip öbürüne yetişmek için dakikaların hesabını yaparak kan ter içine önceleri sadece Avrupa’da ve sonrasında Rusya’daki şehirleri dolaşarak tanıtım ve pazarlama yapan seyahat acentları bu işi bilmeyecek öyle mi?

Bugün gerek Avrupa’da gerekse Rusya ve BDT ülkesinde adeta Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışır gibi iş yapan seyahat acentalarımızı görmezden gelmek nasıl bir aklın ürünüdür? Yurtdışından yolcu getirmek için her türlü riski alan ve kaynak pazarlarda karşısına çıkartılan büyük sıkıntılara rağmen acentacılık faaliyetinden bulunan meslektaşlarını anlamak için empati yapmasını sayın bakandan hiçbir zaman beklemedik ancak en azından saygı duymasını beklerdik.

2019 yılı rakamlarına göre ülkemize gelen 40 milyondan fazla yabancı turistin neredeyse yüzde doksanından fazlasını taşıyan seyahat acentaları olduğu halde bu gerçeği görmezden gelerek turizmi sadece otellerin yaptığı algısını yaratmaya çalışmanın altında yatan sebebin yurtdışından bir tane dahi yolcu getirmemiş olmanın verdiği rahatsızlıktan kaynaklanmış olabilir mi?

En iyisini ben bilirim anlayışı sektöre kaybettiriyor!

Sayın bakan görevine başladığı tarihten bu yana turizm sektörünün menfaatine uygun hiçbir şey yapmadığı gibi sektörün aleyhine olabilecek her türlü uygulamayı devreye sokarak turizmcilerin hem para hem de itibar kaybetmesine sebep olmuştur.

Türkiye’nin en pahalıya satılan resort otelini yapmış olmak, hatta pahalı sattığı için daha fazla vergi vermiş olmakla turizmi en iyi sizin bildiğinizi sanıyor olmanız bana hiç yabancı gelmiyor. Geçmişte yöneticiliğini yaptığım turizm şirketinin sahibi de sizin gibi turizmi en iyi kendisi bildiğini sanıyordu.

Hatta o kadar ileri gitmişti ki, şirketin kötüye gittiğini, tedbir almaz isek şirketin geleceğinin karanlık olduğunu söylediğimde ‘benim şirketim batarsa Türk turizmi batar’ diyecek kadar megaloman olmuştu. O sözü duyduğum andan itibaren dövizle ödenen çok yüklü bir maaşı ve 18 yıllık kariyerimi bir tarafa bırakarak ayrılmaya karar verdiğim günden tam iki yıl sonra o şirket iflas ederek turizm tarihinin tozlu raflarına taşınmıştı.

Yukarıdaki örnekten dolayı yanlış anlaşılmak istemem, benim anlatmaya çalıştığım şey megaloman olmanın bazen insanın başına hiçte istemediği şeyleri getirebiliyor. Elbette ki sayın bakanın şirketlerinin başına bir zeval gelmesini asla dilemem. Ancak ‘en iyisini ben bilirim’ ile istişareye ve uzlaşmaya kapalı bir yönetim anlayışıyla turizm sektörünü yönetmek istemesinin sonucunda turizm sektörünün başına birtakım fenalıkların geleceğinden emin olduğum için endişeliyim.

Tanıtım videosu rezalet ötesi bir iletişim hatası oldu!

Geçen gün yayına sokulan ancak gelen tepkiler üzerine yayından çekilen Türkiye tanıtım videosu tam bir skandaldır. Tanıtım videosunda verilen mesaj bir Amerikalı gazetecinin deyimi ile tam sömürgeci anlayışta olması nasıl bir aklın ürünü olabilir ki?

Bu tanıtım videosunu hazırlayan reklam ajansının aklı başında bir iletişim danışmanı yok muydu? Videodaki görsellerin ve verilen mesajın toplumda nasıl infial yaratacağı nasıl hesap edemezler? Hadi reklam ajansı büyük bir gaf yapıyor, bu videoyu izleyip yayına sokulmasına müsaade edenlerde mi akıl tutulması yaşadı? Neresinden bakarsan bak tam bir fiyasko!

En büyük rakiplerimizden Yunanistan’ın hazırlamış olduğu tanıtım videosu o kadar sıcak o kadar naifti ki bir turizmci olarak kıskandım. Korona virüs salgını sebebiyle evlerinde hapsolmuş insanları doğru görsellerle ve akıllı mesajlarla adeta kışkırtarak ülkesine tatil yapmaya çağıran bir reklam yapmışlar. Çok basit ama bir o kadar da etkili bir reklam olmuş.

Bizim reklam gurularının (!) hazırladığı reklamla kaynak pazardaki potansiyel turisti kışkırtacak kadar güzel mesajlar verip vermediğini bilemem ancak vatandaşlarımızı kışkırtan bir reklam olduğu kesin! Kendi vatandaşını aşağılayarak deliye çevirmek için bir reklam yapın deselerdi ancak bu kadar başarılı olurdu.

Turizm sektörü temsilcileri olarak söylediğimiz şeyler yanlış anlaşılıyor galiba!

Turizm sektörü temsilcileri olarak söylediğimiz şeyler yanlış anlaşıldı. Biz turizm sektörü olarak sadece çalışanlarımızın aşılanmasını istemiştik, aşağılanmasını değil!

Güvenli turizm sertifikasının yanında sektör çalışanlarının aşılanmasının da yararlı olacağını ve kaynak pazardaki turistlerin gönül rahatlığı ile ülkemizi öncelikli tatil seçenekleri arasına alacağını söyledik.

Ama siz TGA’yı yönetenler, hazırladığınız reklam ile ülkeye gelmesi için turistleri kışkırtacağınız yerde ülkenizin vatandaşını aşağılayan bir mesaj vererek bütün Türkiye’yi hem kendinize karşı hem de hiçbir günahı olmayan turiste ve turizm sektörüne karşı kışkırttınız.

Her şeyin en iyisini bilen ‘ben’ anlayışı işte!

Sağlıcakla kalın,

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Hacı Ömer Özkul
15 Mayıs 2021, Cumartesi 05:23
Beynine, kalemine saglik kardesim. Ekleme yapmaya gerek yok. Biz otelciler de acenteci arkadaşlarımız gibiyiz. Bu aymazlık ve vurdumduymazlik sürdükçe Türk turizmi diye bir şey kalmayacak. 2002'de seçim propagandaları yaparken otelleri kapatıp hali fabrikası yapacağız duyumları yalandır diye düşünmüştüm ama gidiş oyle ama oralarda da çalışacak kimse bırakmadılar artik. Sorumuz hayir olur insallah. Sağlıcakla..
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha