Bir Zaferin Seyahatnamesi

Handan Atamer Engin
Handan Atamer EnginKites Group CMO
30 Ağustos 2024, 11:26

30 Ağustos; hiç şüphesiz üzerinde yaşadığımız bu toprakların kaderini değiştiren bir tarihtir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, yalnızca bir askeri başarı değil, aynı zamanda azmin, inancın ve birlikteliğin sembolüdür.

30 Ağustosu bir turizm rotası olarak düşünürsek karşımıza sıradan bir rota değil, her adımında tarihin izleriyle dolu, içinde binlerce hikaye barındıran muhteşem bir yolculuk çıkar.

Pekiii bu yolculuğu bize sunan turizm sektörümüz adeta sürekli bakım gerektiren bir tarihî esere benzemiyor mu? Her yıl milyonlarca ziyaretçinin akınına uğruyor ve elbette bu eser zaman içinde yıpranıyor tabii ki ufak tefek onarımlar gerekiyor.

Seyahat acenteleri ise, hem bu eseri ayakta tutmaya çalışan arkeologlar gibi hem de tıpkı Büyük Taarruz’un arifesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yaptığı gibi, her zaman bir adım önde olmak için çabalıyor ve bunun için de stratejik planlar yapıp ve her koşulda dirayetini korumaya çalışıyor.

Ancak, tüm bu zorluklar arasında unutulmaması gereken bir gerçek var: Zafer daima inananlarındır.

Evet, turizm sektörü bir meydan savaşı vermiyor belki ama bir “stratejik savaş” sürdürüyor. Misafir memnuniyeti, müşteri sadakati, kaliteli hizmet ve sürdürülebilirlik; bu savaşın bazı cepheleri. Bu cephelerde kaybettiğimiz her bir mevzi, ülkemizin turizmde dünyadaki gücünü zayıflatıyor. Ama unutmayalım, bu sektörde kazanılan her zafer de, ülkemizin ekonomisine, imajına ve uluslararası arenadaki yerine büyük katkı sağlıyor.

Turizm sektörü, Türkiye'nin ekonomisinde önemli bir lokomotif. Ancak bu lokomotifin üzerinde yol aldığı raylar, hem turizmde hem ekonomide uygulanan yanlış politikalarla giderek daha da engebeli hale geliyor ya da getiriliyor. Bu durum, ülkenin ekonomik potansiyelini zayıflatırken, sektördeki tüm paydaşların da belini büküyor.

Günümüzde kısa vadeli ekonomik politikalar ve turizmle ilgili olmayan alanlarda alınan kararlar, uzun vadeli planlamayı neredeyse imkansız hale getirdi.

Ancak tüm bu zorluklara rağmen, turizm sektörü Türkiye ekonomisindeki en önemli ve dirençli yapı taşlarından biri olmaya devam ediyor. Turizm, yalnızca ülke ekonomisine döviz girdisi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel diplomasi yoluyla Türkiye'nin dünyadaki imajını da şekillendiriyor.

Tarihi ve doğal güzelliklerimiz, kültürel mirasımız ve zengin mutfağımız, bu ülkenin en büyük hazineleri. Fakat bu hazineleri dünya ile paylaşmak ve ekonomiye katkı sağlamak için daha sağlam bir stratejiye ve tutarlı politikalara ihtiyacımız var.

Bu bağlamda, hükümetin turizm sektörüyle uyumlu bir ekonomik politika izlemesi gerekiyor. Sektörün ihtiyaçlarına duyarlı, uzun vadeli planlamalarla desteklenmiş bir yaklaşım şart. Ekonomide istikrar, vergilendirme politikalarında öngörülebilirlik ve turizm altyapısına yapılan yatırımlar, bu sektörün kendi dinamikleri içinde daha güçlü olmasını sağlayabilir.

Unutulmamalıdır ki, turizm sektörü sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası arenadaki en güçlü soft power araçlarından biridir.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlarken, bu büyük zaferin bize verdiği dersleri aklımızda tutmalıyız: Zorluklar karşısında pes etmeyen bir ruh, inançla çalışan bir ekip ve geleceğe umutla bakan bir bakış açısı.

Türkiye’nin turizm sektörü, tıpkı o günlerin ruhuyla hareket etmeli; hükümet ise bu sektörü destekleyecek politikalar geliştirerek, ekonomik istikrarı sağlamalıdır. Her zorluğa rağmen, Türkiye'nin turizm potansiyeli devasa; yeter ki bu potansiyeli doğru şekilde değerlendirebilelim.

O halde, yolculuğumuzun her anında, tıpkı 30 Ağustos ruhuyla hareket edelim. Her engel bir fırsat, her zorluk bir zafer olsun. Çünkü bu topraklar, zaferlerle dolu bir tarih yazmış, turizm de bu zaferlerin hikayesini dünyaya anlatacak en güçlü araçlardan biri olmaya devam edecek.

Ve unutmayalım: Her yolculuk, yeni bir zaferin habercisidir.

Zafer Bayramımız kutlu olsun!

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Ozan kemal çullu
02 Eylül 2024, Pazartesi 03:01
Türk turizmi ne yazık ki kendi kendisine ateş ediyor. Büyük bir vurgun var. Ülkede gelir dağılımı çok bozuk. Gelen bazı turistler de dolar milyoneri. Herkese aynı fiyatlarla satış yapıp vurgun yapmak istiyor is sahipleri. Bunun sebebi kendileri. Akki olanlar Türkiye dışında tatil yapiyor
Selçuk özcan
30 Ağustos 2024, Cuma 01:06
????????????
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha